Oldukca Çeviri Fransızca
39,100 parallel translation
Oldukça cesurdum.
C'était plutôt brave.
Kimliğini gizleme konusunda oldukça usta olduğunu kanıtladı.
Il s'est avéré doué pour cacher son identité.
Bütün bu proje oldukça gizli.
Tout le projet est classé top secret.
Aynen, ancak Stapleton'ın mazereti oldukça sağlam duruyor ama siz Gus-5'i Montana'dan kontrol edebileceğini düşünüyorsunuz.
Mais l'alibi de Stapleton semblait solide, sauf s'il a pu contrôler Gus n ° 5 depuis le Montana.
Hugo Baskerville'in şartları oldukça açık.
Le testament de Hugo Baskerville est très clair.
Yani bu ağacın dalları oldukça kısır görünebilir ancak bazı bilinmeyen tozlaşmalar sonucunda meyvelerin oluşmadığını kim söyleyebilir?
Même si les branches de cet arbre ont l'air stériles, qui peut dire qu'une pollinisation croisée n'a pas donné un fruit?
Aslında siz Rodger'ın kuyusunu kazarken Rodger'ın sizin kuyunuzu kazıyormuş gibi göstermek, oldukça zekice.
C'est malin de suggérer que Rodger voulait vous piéger, alors qu'en fait, vous l'avez piégé.
Planın dikkatle hazırlanmıştı ve hazırlanması da zamanını aldı bu yüzden kanıt bulunamayacağına inanmak oldukça güç.
Votre plan était élaboré et a pris bien du temps, il est dur de croire qu'il n'en reste pas de traces.
Bir yatak için geceliğine beş dolar verirken oldukça iyi bir tane alayım dedim.
Je payais 5 dollars la nuit pour... un lit alors que j'en ai un bon ici.
Adı Scott Devereaux ve senin hakkında oldukça meraklıydı.
Il s'appelle Scott Devereaux et il a posé plein de questions sur toi.
Çünkü Toby oldukça kurnazdır ve zihninde gömülü bir sanat bağlantısı gördü ben de bazı özel kayıtlarını hackledim.
Parce que Toby est plutôt malin, et il a vu une connection avec l'art implantée dans ton psychisme, donc j'ai hacké quelques-unes de tesarchives privées.
Hapların pembe olduğuna oldukça eminim.
Ces comprimés devraient être rose.
Bundan oldukça eminim.
J'en suis sûr, d'accord?
Oldukça zorlu müşterilerin rahatlamasını ve problemlerini unutmasını sağlıyor.
Il permet de détendre quelques clients difficiles. Ils oublient un peu leurs problèmes.
Yaşadıklarımızı oldukça çok düşündüm.
J'ai beaucoup pensé à ce qui s'est passé entre nous.
Yaşadıklarımızı oldukça düşündüm derken, çok şey düşündüm akşam yemeğine ne dersin?
Quand j'ai dit : "j'y ai beaucoup pensé", J'ai beaucoup pensé à tout ça donc...
O, oldukça paslanmış Rosalee.
Elle manque d'entraînement.
Biliyorum her zaman "bu çok tuhaf" derim ama bu gerçekten oldukça tuhaf.
Je sais que j'avais dit, "Celui-ci est vraiment bizarre", avant mais ça, c'est vraiment bizarre.
I ile bu korkunç dünyada oldukça yapmasak kimse yok herhalde.
Je ne voudrais le faire avec personne d'autre.
Tahribatın oldukça büyük bir anlaşma var, biliyor musun?
C'est pas rien, tu sais.
Ama, hey, yapmam gerektiğinde, uzunca bir süre için bankta olmuştur Ve oldukça yorgun görünüyorsun.
Mais j'ai été assez longtemps sur le banc de touche et tu as l'air fatigué.
Eğer oldukça kendini görünüyor.
C'est tout toi.
Ve oldukça kardeşim ile paylaşarak daha, Eğer ona yalan.
Et plutôt que de le partager avec mon frère, tu lui as menti.
Kafam oldukça karışıktı ama artık iyileşmek için çok çabalıyorum.
J'étais embrouillé pour certaines choses et... Mais je travaille vraiment dur pour aller mieux.
Oldukça etkileyici.
C'est impressionnant.
Oldukça olumlu hissediyorum. İyi bir havadayım.
Je me sens très positif, de très bonne humeur.
- Oldukça sıkıcı, değil mi?
Plutôt ennuyant, hein?
Filme alınmış ve listelenmiş vakalar Robert Flaherty'nin Kuzeyli Nanook'una oldukça benziyor. Tamam, bunu beğendim.
Des cas qui ont été filmés à la manière de Robert Flaherty.
- Sonraki orgazmlar için oldukça hassaslar.
Qui sont trop sensibles après l'orgasme. Oui.
- Oldukça ısrarcı görünüyor.
Elle a insisté.
Evet burası oldukça soğuk.
C'est vrai.
- Oldukça.
- Mortellement.
Kulağa oldukça korkunç geliyor.
Ça a l'air horrible.
- Bu oldukça aşikâr.
- C'est évident. Bien sûr.
"Kendisi, ülkesine cesurca hizmet etmiş bir denizciye karşı oldukça kabaydı."
"A été très malpolie avec un ancien Marine qui a vaillament servi son pays."
Bir süredir elektroşok terapisi görüyor ve oldukça iyi durumda.
Il a été dans un programme de thérapie par l'électrochoc. Il a été assez sympa.
Bill... Beni dövdüler ve bazı şeyleri hatırlamakta oldukça zorlanıyorum.
Bill... j'ai été passé à tabac, et j'ai beaucoup de mal à me souvenir de certaines choses.
Evet, oldukça mutluyum.
Oui, je suis heureuse.
Oldukça büyük bir değişiklik.
C'est un peu le revirement, non?
86 model Beretta kısa namluludur. Yani belli bir mesafede isabet oranı oldukça düşüktür.
Le Beretta modèle 86 possède un canon court, ce qui veux dire que pour un tir à distance, il est peu efficace.
Belli bir mesafede isabet oranı oldukça düşüktür.
Peu efficace à distance.
Oldukça iyi.
Il va très bien.
- Bu oldukça iyi.
C'est très, très bon.
- Oldukça iyi bir başlangıç.
C'est un très bon début.
Bence oldukça heyecanlı.
Je trouve ça excitant.
Peki. Süreç oldukça net.
C'est plutôt simple.
Hepinizin izinleri ve güzel, büyük sırt çantaları var, yani gezinize başlayabilirsiniz ama oldukça ağır bir ilk gün olacak.
Vous avez vos permis et de jolis sacs bien remplis, alors vous pouvez commencer la randonnée, mais la première journée sera rude.
Ancak bir filme özenilerek yapılan tüm açık hava etkinliklerinde hastanelik olma ihtimali daima oldukça yüksektir.
Mais il est toujours très probable que les activités de plein air inspirées par un film finissent par une hospitalisation, quelle qu'elle soit.
Oldukça cömert, koruyucu, kibar ve güçlüydün.
Que tu étais... généreux, protecteur, gentil et fort.
Bu akşam oldukça dolu.
Il y a du monde, ce soir.
Bu oldukça büyük bir iyilik, Leanne.
C'en est une plutôt grosse, Leanne.
oldukça 284
oldukça güzel 42
oldukça iyi 200
oldukça fazla 23
oldukça iyisin 21
oldukça iyiyim 18
oldukça kötü 25
oldukça etkileyici 25
oldukça hoş 16
oldukça eminim 32
oldukça güzel 42
oldukça iyi 200
oldukça fazla 23
oldukça iyisin 21
oldukça iyiyim 18
oldukça kötü 25
oldukça etkileyici 25
oldukça hoş 16
oldukça eminim 32