English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ O ] / Olá

Olá Çeviri Fransızca

719 parallel translation
O kelimeyi sakın ola söylemeyin yoksa, yaşam resminiz gölgelerle soluklaşır tekinsiz rüyalar kalbinizden sökün edip kanınızla beslenirler.
Ne le prononcez pas, ou les images de la vie disparaîtront dans les ombres, et les cauchemars augmenteront et se nourriront de votre sang.
Sakın ola bir daha beni kazıklamaya kalkma, anladın mı?
"N'essaie plus jamais de me donner le change, tu m'entends?"
Ola ki bazı şeyler kaçınılmaz hale gelirse, o politik çarklardan çok daha güçlü silahlarım olduğunu düşünüyorum.
Si nécessaire, je dispose d'armes bien plus efficaces que la politique.
Şimdi bu da kim ola?
Qui cela peut-il bien être?
Bu kir pas içindeki çapa zinciri kimin ola?
La chaîne d'ancre grince! Trop rouillée!
Olan biteni bilme hakkım var, ola ki başım derde girer.
J'ai le droit de savoir, en cas de pépin.
Acaba anlamı ne ola. Albatrosun bazı anıları depreştirmediğine ve ailenle bir bağ kurmana neden olmadığına emin misin? Bir düşün.
L'albatros ne vous inspire aucun souvenir?
Öyle mi, o kişi kim ola ki?
- et je m'occuperai de Mlle Brandon. - Ah? - Et qui est-ce?
- Düşündüm ki Philadelphia'daki en eski ailelerden bir olduğunuza göre ben de önemli biri ola - Bu bir şans, elbette ama -
- Après tout... votre famille est l ´ une des plus en vue de la ville. Et moi-même, qui suis arrivé assez haut... Un coup de chance, bien sûr, mais- - Qu ´ y a-t-il?
- Gitsen iyi ola -
- Vous devriez laisser- -
Sanırım gene başarılı ola- - Bak!
C'est encore une de leurs... Regarde!
Vurma sesi ses dalgalarını kıracaktır, ola ki duvarlarda bir ses cihazı vardır.
- Cela créera des interférences s'il y a des micros.
Hazır ola geçin!
Garde-à-vous.
Size amirlerinizi huzurunda hazır ola geçmeyi öğretmediler mi?
On ne vous a pas appris la discipline?
Kim ola ki aca...
Je me demande qui peut bien...
Hayır, sende kalsın! Ola ki geri dönmezsem, seni öldürebilir.
- Gardez-la, au cas où.
Ama ola ola kasiyer oldum.
Et me voilà caissier!
Hazır ola geç
Au garde-â-vous.
Sabah ola hayrola. İyi geceler.
Ça va toujours mieux le matin, M. Sykes.
Ola ki kalkarsan, seninle işim biter.
Si tu veux vivre, écoute-moi.
Kalanlar balık teknelerinde leventlerime katıIırlar ve silahları almak için korsan teknesini beklerler. Ola ki, korsanlar onları teslim etmeyi reddettiler?
Nous accosterons le bateau pirate et recevrons les armes.
"Derken ola ki bir kuş dallarında öterse onu evcilleştirmek için pek tez canlı olma."
"Si l'oiseau chante dans vos ramures, " ne l'apprivoisez pas trop vite.
Bence aşk satın alınamaz, ola ki alıcı aşk olsun.
"Si tu peux acheter l'amour, il faut payer en amour."
Sakın ola sert çocuk olduğunu düşünme Prewitt.
Ne te prends pas pour un dur, Prewitt.
Ömrün uzun ola, Prenses Aurora
Santé, bonheur, longue vie!
- Daha da iyi, Bayan. Ola ki, karnından yara alır, bu nedenle yememesi daha iyidir.
S'il prend une balle dans le ventre autant qu'il soit à jeun.
"Bu sabah taburcu ola..."
"Je sors à 9h..."
Schlemmer, sana kaç kez söyledim ofise her girdiğimde insanların hazır ola geçmesini istemiyorum.
Schlemmer, je vous l'ai dit, j'interdis à ces gens de se mettre au garde à vous... quand j'arrive.
Dosdoğru karşıya bak Kelly ve sakın ola arkana dönme.
Et ne vous retournez pas.
Sakın ola aklından bir şey geçireyim deme. Yoksa buna pişman olursun.
Et pas d'histoires... sinon, vous le regretterez.
Çok ciddi görünüyorsun. Mesele ne ola ki?
De quoi s'agit-il, parrain?
Asker, bir subay gelince hazır ola geçeceğini öğretmediler mi?
Soldat, on ne vous a pas appris à vous mettre au garde-à-vous devant un officier supérieur?
Sakın ola aklınızdan çıkarmayın :
Vous avez compris?
Bu "MS" de ne ola?
C'est quoi ce MS?
Kim için ola ki?
- Des cadeaux?
Olağan... ola...
Supercali...
Olağan... Ola...
Comme supercali... super...
Yeni katedralim ola ola birkaç heykele mekân mı olacak?
Ma cathédrale n'est-elle qu'un support pour ces sculptures?
Kalk ayağa, Roberts, ve hazır ola geç.
Debout, Roberts, et mettez-vous au garde-à-vous.
- Hazır ola geç.
- Mettez-vous au garde-à-vous.
- Hazır ola geç dedim.
- J'ai dit, au garde-à-vous.
Tam olarak çekim gücünü etkisiz kılan bir çift eldivenle ilgilidir ve bunun eşsiz faydaları ola...
Il s'agit de gants exceptionnels, antigravitationnels, qui ont pour toute l'humanité une importance révolutionnaire... Et où sont ces gants si spéciaux?
Hazır ola geçin.
Vous êtes au garde-à-vous.
Hazır ola geçip selam vermeyi boş ver.
Inutile de saluer, surtout.
Burada atları sulayıp dinlendirelim, ola ki, durmadan geçip gideriz.
Laissons les chevaux s'abreuver au cas où on ne s'arrêterait pas.
Tanrım, bu korkunç.
La ministre de l'aviation m'a nommé chef de la Royal Air Force Ola Pola...
T.J. En muhteşem sirk gösterisi seninki ola...
Tu vas avoir une attraction unique au monde.
Havacılık bakancığımız beni Hava Kuvvetleri'nin başına getirdi.
Le Ministre de l'Air m'a nommé à la tête de la RAF Ola Pola.
Aksi yönde emir de ne ola ki?
"Tu n'as pas reçu le contre-ordre?" Je demande lequel.
Sakın ola bu işe karışmayasın, burnunu sokmayasın!
Ne te m  les pas de cela, ne t'engages pas dedans!
Barın arkasında tutmam lazım, ola ki, sarhoş olduğunda kendisine ihtiyaç duyulur.
Je le garde ici pour quand on a besoin de lui et qu'il est soûl.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]