Onu sevmiyorsun Çeviri Fransızca
176 parallel translation
- Onu sevmiyorsun.
- Tu ne l'aimes pas.
Senin için herşeyi yaparım. Onu sevmiyorsun. Twelve Oaks'ta beni sevdiğini söylemiştin.
Vous m'avez dit un jour... que vous n'aimiez pas Mélanie!
Artık onu sevmiyorsun, değil mi?
Tu ne l'aimes plus?
Birincisi, onu sevmiyorsun.
Tout d'abord, vous ne l'aimez pas.
Sen onu sevmiyorsun.
Tu ne l'aimes pas.
- Bir başka deyişle onu sevmiyorsun.
- Vous, vous ne l'aimez pas.
Neden Stephen'dan ayrılmıyorsun? Onu sevmiyorsun! Onu asla sevmedin!
Ce n'est qu'un jeu pour toi!
- onu sevmiyorsun.
- Elle ne vous plaît point?
- Onu sevmiyorsun.
Vous ne l'aimez pas.
- Onu sevmiyorsun değil mi?
- Vous ne l'aimez pas, hein?
Sen onu sevmiyorsun demek.
Tu essaies de me dire que tu ne l'aimes pas.
Neden Onu sevmiyorsun?
- Tu ne l'aimes pas.
Onu sevmiyorsun.
Tu ne l'aimes pas?
Fakat onu sevmiyorsun?
Vous ne l'aimez pas?
- Onu sevmiyorsun.
- Vous ne l'aimez pas.
- Çünkü onu sevmiyorsun.
- C'est comme ça. - Tu ne l'aimes pas.
Onu sevmiyorsun.
Tu ne l'aimes pas beaucoup.
Onu sevmiyorsun, hissedemezsin.
Tu ne l'aimes pas, Jane. C'est pourquoi tu n'as rien ressenti quand il est mort.
Aslında, onu sevmiyorsun.
En somme, tu ne l'aimes pas.
Onu sevmiyorsun.
Tu ne l'aimes pas.
Niçin onu sevmiyorsun?
Pourquoi tu l'aimes pas?
- Onu sevmiyorsun.
N'épouse pas ce type que tu n'aimes pas.
- Arabayı evet, ama onu sevmiyorsun.
La voiture, mais pas lui.
Rita, Thorn'la evlenemezsin. Onu sevmiyorsun.
Te marie pas avec Thorn, tu l'aimes pas.
Onu sevmiyorsun, çünkü o sevilemez.
- Tu l'aimes pas! On peut pas l'aimer.
O tam bir rüyalar perisi, ama sen onu sevmiyorsun.
C'est la femme rêvée, mais tu ne l'aimes pas.
- Sen onu sevmiyorsun bile. - Ona karşı sevgim azaldı.
Parce que j'associe mon fils à l'horreur que vous m'inspirez.
Ama onu sevmiyorsun.
- mais tu ne l'aimes pas.
Sen onu sevmiyorsun Puja.
Tu ne l'aimes pas, Pooja!
Yani onu sevmiyorsun.
bon ami? ce qui veut dire que tu ne l'aimes pas.
- Onu sevmiyorsun, değil mi?
T'es pas amoureux d'elle, dis?
- Onu sevmiyorsun değil mi?
- tu ne l'aimes pas?
Onu sevmiyorsun, ancak kötü davranmak istemiyorsun. Sen Plymouth'lusun, hacıların geldiği yerden. Onlar kötü değildir çünkü...
Tu ne l'aimes pas, mais tu ne veux pas être vache... parce que tu viens de Plymouth, ville des pèlerins, avec...
Artık Onu sevmiyorsun.
Tu ne l'aimes pas.
Onu neden sevmiyorsun?
- Je ne sais pas...
hayır, sevmiyorsun. ve onu özellikle bugece için yaptırdım.
Non, et je l'ai choisie exprès pour ce soir.
Onu neden sevmiyorsun?
Qu'avez-vous contre lui?
Onu gerçekten sevmiyorsun.
Mais tu ne l'aimes pas.
Onu sen de mi sevmiyorsun? Sevmek?
- Tu ne l'aimes pas non plus?
Onu neden sevmiyorsun?
Pourquoi tu ne l'aimes pas?
Onu pek sevmiyorsun, değil mi?
Vous ne l'aimez pas beaucoup, hein?
- Onu benim gibi sevmiyorsun!
- Tu ne l'aimes pas comme moi!
- Onu pek sevmiyorsun.
Tu ne l'aimes pas assez.
Onu benim gibi sevmiyorsun da ondan.
C'est parce que tu l'aimes pas autant que moi.
Neden bizi onu sevdiğin kadar sevmiyorsun?
Pourquoi tu l'aimes et pas nous?
Sen beni, benim onu sevdiğim kadar sevmiyorsun.
Tu ne m'aimes pas le centieme de ce que j'aimais Charles
- Onu pek sevmiyorsun, değil mi?
- Tu n'as pas une bonne opinion d'elle!
Ama sen onu pek sevmiyorsun.
Toi, tu ne t'es pas gênée!
Onu seviyorum. Sevmiyorsun tamam mı?
- Je l'aime.
Onu hala sevmiyorsun, değil mi?
Tu ne l'aimes plus, rassure-moi.
Onu hiç sevmiyorsun.
Tu ne l'aimes pas du tout.
sevmiyorsun 41
onu severim 35
onu sevdin mi 31
onu sevmiyorum 46
onu seviyorum 468
onu seviyorsun 78
onu seviyor musun 173
onu sevdim 104
onu seviyor 24
onu seviyordum 30
onu severim 35
onu sevdin mi 31
onu sevmiyorum 46
onu seviyorum 468
onu seviyorsun 78
onu seviyor musun 173
onu sevdim 104
onu seviyor 24
onu seviyordum 30