English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ P ] / Parti

Parti Çeviri Fransızca

60,711 parallel translation
Gitti mi?
Parti?
- Köpek öylece gitti, öyle mi?
Le chien est parti?
Nihayet 1802 yılında, kendini Afrika'ya atmış.
Enfin, durant l'année de notre Seigneur 1802, il est parti en Afrique.
Sen gideli 10 yıldan fazla oldu. O zamanlar İngiltere'yi ikimizin iyiliği için terk etmeye karar verdiğinde sevinmiştim.
Cela fait plus de dix ans que tu es parti, et à cette époque j'étais reconnaissante que tu aies quitté l'Angleterre, pour notre bien à tous les deux.
Eteğini düzeltip hiçbir şey olmamış gibi yürüyüp giderdin.
Tu avais l'habitude de remettre ta chemise droite et de parti comme si rien ne s'était passé.
Her iki tarafa da güvensizlik yok ama yine de peşin ödeme yapılmasını istiyorum.
Sans parti pris aucun, je demande le paiement d'avance.
Terk-i diyar ettiğini sanmıştık.
Nous pensions que vous étiez parti pour de bon.
Toprak, gayrimenkul ve menkullerin hepsi, suçlu şahsın yatırımları mâni olmaksızın Kraliyet'e geçecektir.
Toute terre, propriété, bien immobilier et investissement du parti coupable ira à la Couronne sans entrave.
Ayrıca "Haysiyetsizlik" kanunu vasıtasıyla suçlu şahsın tüm aile üyeleri soysuz olarak dikkate alınıp bu kişilerin taşınır ve taşınmaz mallar, yatırımlar üzerindeki talepleri geçersiz ve hükümsüz olacaktır. "
Et par la "Corruption du Sang", tous les membres de la famille du parti coupable seront considérés corrompus et toute revendication de terre, propriété, bien ou investissement... sera nulle et non avenue. "
Ben Twin Peaks Şerif Departmanı'ndan Şerif Yardımcısı Briggs.
Je fait parti du bureau du sheriff de Twin peaks, Sheriff adjoint Briggs.
Artık FBI'ın bir parçası olmasan da seni vekâleten göreve almak istiyoruz. Geçici olarak. Çünkü gerçekten yardımına ihtiyacımız var.
Même si tu ne fait pas parti du bureau, nous aimerions te faire adjoint, sur une base temporaire, parce que nous avons vraiment besoin de ton aide.
Hadi bakalım.
C'est parti.
- İşte başlıyoruz! - Evet ya!
C'est parti!
- Biz de parti veriyorduk.
On fait une petite fête.
- Ne hoş.
Il est parti en ville, acheter des bagels et du café. C'est adorable, ça.
Amabella parti veriyormuş.
Amabella t'invite à sa fête.
Parti şeyi de bardağı taşıran son damlaydı.
Cet anniversaire était l'étincelle.
Bu parti meselesini büyütmek çok gereksiz değil mi?
Tout ça est un peu exagéré.
Austin'den ayrıldım ve bir şişe viski ve buz kovası alıp kendimi tuvalete kilitlemeye başladım.
Je suis parti d'Austin et... je m'enfermais chaque soir dans la salle de bains avec une bouteille de whisky et des glaçons.
Ahnenerbe'nin bir üyesi,
Il faisait parti du Ahnenerbe,
Ve çok daha büyük bir şeyin parçası.
Et il fait parti de quelque chose d'encore plus grand.
Başlıyoruz.
C'est parti.
Bir, bir buçuk saat sonra gelsenize, ben de gitmiş olurum.
Pourquoi vous ne revenez pas quand je serai parti?
Tamam, başlıyoruz.
Allez, c'est parti.
EAGLE-6'dan 7-MARY-3'e, siyah kamyon hangi yöne gitti?
EAGLE-6 à 7-MARY-3, de quel côté le camion noir est-il parti?
Hemşireyle konuştum, müthiş güzel bir KOD memuruyla gittiğini söyledi.
Bon, j'ai parlé à l'infirmier, il a dit qu'il était parti avec une femme officier super jolie.
Bir parti nasıl olur iyi biliyor.
En tous cas, il sait organiser une fête.
Harika bir parti olacak.
Ce sera une fête formidable.
Hayatım muhteşem bir parti olacak.
Ce sera une fête exceptionnelle.
Parti kaça kadar sürecek?
C'est jusqu'à quelle heure?
Pekala hadi o zaman.
C'est parti.
Çocuklarla konuşma faslından sonra diğer iş gezine hazırlanmaya başlıyorsun.
On parle des enfants, et te revoilà parti en voyage d'affaires.
Sabah çıktı yola. Ben de tek başıma geleyim dedim.
Il est parti ce matin et j'ai décidé de venir seule.
Eve dönüşün için sürpriz parti tertipliyoruz.
On t'organise une fête surprise. Bienvenue à la maison.
- Sürpriz parti mi?
- Une surprise...
- Biz de bir parti düzenledik.
Et il était plutôt idiot. On a organisé une fête.
- Tamam, şimdi şu parti olayı.
Bordel. La fête.
Berbat bir parti bu.
C'est nul, ici.
Parti yeni başlıyordu.
La fête commence à peine.
Cuma günü, kız arkadaşı Rose Armitage ile ayrıldı.
Il est parti vendredi avec sa petite amie, Rose Armitage.
- İki gün önce gitti.
Il est parti il y a deux jours.
- Gitti mi?
Il est parti?
Sen de ayrıldın mı?
Et vous êtes parti?
Buradan, çalışmalarımı artık onaylamadığın için ayrılmış gibi yapmaya devam edebilirsin.
Tu peux faire semblant d'être parti, car tu n'approuvais plus mon travail.
Ama bunun Keşif'le ilgili olmadığını ikimiz de biliyoruz.
Mais nous savons que tu n'es pas parti à cause de la Découverte.
16 yaşına geldiğimde, tası tarağı toplayıp evden ayrıldım. O ortamdan kurtulmak için.
Quand j'ai eu 16 ans, j'ai pris mes affaires et je suis parti pour me sortir de cette situation.
İşkolik / parti kızı.
La fille accro au travail et aux raves.
Yarın akşam bende parti var.
Il y a une soirée chez moi demain.
- İki gün önce çekip gitti.
Il est parti depuis deux jours...
Başlayalım bakalım.
C'est parti.
Belki gitmiştir.
Il est peut-être parti.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]