Satılık değil Çeviri Fransızca
411 parallel translation
Olmaz. Onlar satılık değil.
Non, ils ne sont pas à vendre.
Amma velakin, satılık değil o.
- Mais ce n'est pas à vendre.
Şimdilik satılık değil.
Ce n'est pas à vendre pour le moment.
Satılık değil.
II n'est pas à vendre.
Ama benim kocam satılık değil.
Eh bien, mon mari n'est pas à vendre.
- Şey, aslında, onlar satılık değil.
Eh bien, elles ne sont pas à vendre.
- Satılık değil.
- Elle n'est pas à vendre.
- Hiçbir fiyata satılık değil.
- Je ne vends à aucun prix.
Onlar satılık değil. Onlar çoğunlukla Ming vazoları, henüz işaretlenmediler.
Ces vases Ming n'ont pas encore été étiquetés.
- Satılık değil mi bunlar?
- C'est à vendre?
Normal olarak, satılık değil.
Naturellement il n'est pas à vendre.
Satılık değil.
Il n'est pas à vendre.
Maalesef yiyeceğimiz satılık değil.
- Nos provisions ne sont pas à vendre.
O satılık değil.
Ma fille est pas à vendre...
Bugün yaptı. Ama satılık değil.
Il l'a fait aujourd'hui, mais il n'est pas à vendre.
Topraklarım satılık değil.
Mon ranch n'est pas à vendre.
Satılık değil.
Pas à vendre.
- Mösyö, çoraplarım satılık değil.
- On s'amuse bien, mes trésors? - Oui, maman.
Satılık değil. Ama iyi bir gezinti istersen yarın ona binebilirsin.
Il n'est pas à vendre mais montez-le.
Hayır. Oradaki satılık değil.
L'alezan n'est pas à vendre.
Bu satılık değil.
Elle n'est pas à vendre.
Affedersiniz sinyorina, bu satılık değil.
Elle n'est pas à vendre.
- Hayır, satılık değil.
- Pas à vendre.
Atlar satılık değil.
Ces chevaux ne sont pas á vendre.
Atlar satılık değil.
Les chevaux ne sont pas á vendre.
Bu at satılık değil.
Ce cheval n'est pas à vendre.
Satılık değil çünkü.
Elle n'est pas vendre.
- Señor, satılık değil.
- Señor, elle n'est pas vendre.
Satılık değil!
Elle n'est pas vendre!
Bakın bayım, hisselerim satılık değil. Ve temsil ettiğiniz adamların da bunu bildiğini hissediyorum.
Écoutez, monsieur, ces actions ne sont pas à vendre, et j'ai le sentiment que votre groupe devrait le savoir.
Şu hisseler, Bay Davis, satılık değil.
Je ne vends pas ces actions, M. Davis.
Bu çok kötü, çünkü hisselerim satılık değil.
C'est dommage, car ces actions ne sont pas à vendre.
Tamam, hayatınızı savaşlarda tehlikeye attınız, anladım. Satılık değil, tamam anladım.
Oui, je sais vous avez risqué votre peau sur tous les champs de bataille, c'est d'accord elle n'est pas à vendre bon c'est d'accord
- Taş satılık değil.
- La pierre n'est pas à vendre.
Ayrıca o satılık değil.
Il est pas à vendre.
100-ryo, 200-ryo, fark etmez. Kanun satılık değil.
Je ne te vendrai pas ma charge, même pour 200 pièces d'or.
Satılık değil.
Ce n'est pas à vendre.
Bu ev satılık değil.
- Non, elle n'est pas à vendre.
- Satılık değil.
- Elle n'est pas á vendre.
O satılık değil!
Il n'est pas à vendre!
Onlar satılık değil.
Je ne suis pas vendeur.
O satılık değil.
T'as aucune chance.
Satılık değil.
Elle n'est pas à vendre.
Mogwai satılık değil.
Mogwai pas à vendre.
- O satılık değil.
- Il n'est pas à vendre.
Üzgünüm Bay Walker, ama tablo artık satılık değil.
Ça va? Je suis désolé, monsieur Morgan. Le tableau n'est plus à vendre.
Satılık, değil mi? - Elbette.
Vous voulez la vendre, non?
- Çiftlik satılık değil.
Le ranch n'est pas à vendre.
daha aşağı olmaz... satılık iyi bir çocuk... alın sizin olsun... sadece 1.000 peni, hiçbir şey değil... dört gineden az dedim yedi gineden bu fiyata indirdim...
Ça plus ou moins Bon garçon Garçon à vendre
Satılık değil.
Il est pas à vendre.
Vücudum satılık değil!
Je ne couche pas pour du fric.
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değildim 75
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değildim 75