English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ S ] / Sayı

Sayı Çeviri Fransızca

70,478 parallel translation
Bu arada fark etmişsindir ki sayısız karakteristik özelliğine rağmen sana Yaraizi, Kamçı veya Golyat gibi isimler vermedim.
En passant, vous pourriez remarquer que malgré vos nombreuses caractéristiques distinctives, je ne vous ai jamais donné un nom comme Scar ou Stripe ou Goliath.
Hatta, sonsuz sayıdaki kızlarımdan birini dünyanın mutantların ele geçirdiği bir versiyonunda terk edip gittim.
En fait, j'ai même abandonné une de mes filles infinies dans une autre version de la terre qui a été reprise par des mutants.
Benim de sonsuz sayıda kızım var mı?
Est-ce que j'ai des filles infinies? Hein?
- Sessiz, bir şey sayıyorum.
- Chérie, qu'est-ce que tu... - Chut, je compte.
Nassau'ya saldıracak yeterli sayıya sahip değiliz ama sayımızı yükseltebilirsek...
On ne peut pas attaquer la ville. - En augmentant nos forces...
Eleanor Guthrie ile aramızdaki insan sayısı azalmış olacak. Charles'ın öldürülmesinin öcünü almak için daha az engel.
Il y en aura donc moins pour défendre Eleanor Guthrie, moins d'obstacles nous empêchant de venger le meurtre de Charles.
- Yok, pek sayılmaz. - Yok.
- Pas vraiment, non.
Savunmalarını aşsak bile karşımızda sayımızın on katı kadar asker bulabiliriz.
Même si on gagnait la ville, on serait 10 contre 100 soldats, ce serait de la folie.
Bak, buradaki sayıyı çok aştık.
Le quota est dépassé.
Sayım yapıncaya kadar oraya gitmemizde sakınca var mı?
- Ça t'ennuie d'y aller?
Onu sayısız doktora götürüp te çocuk sahibi olamayacağını duyup olduğu duyguya.
Ce que j'ai ressenti, malgré les médecins qui disaient que Mary n'aurait jamais d'enfant.
Bu sayılmaz.
Ça compte pas.
Sayın Bakanım, itibarımı zedeledim.
Je tiens à ma réputation.
Çok sayıda iblis çeşitleri var.
Les démons sont variés.
Aslında ailesi bile sayılmayız ama düşündüm ki Nathan'ın hayatında olgun bir erkeğin etkisi olmalı. Özellikle babası terk ettikten sonra.
Nous ne sommes même pas vraiment une famille, mais je me suis dit que Nathan bénéficierait de l'influence d'un homme âgé dans sa vie, vu comme son père est parti.
Sayın yolcularımız, an itibariyle güzel 22 derece olan Los Angeles için inişe geçiyoruz.
LA PLANÈTE WYH Nous avons amorcé la descente vers Los Angeles, où il fait en ce moment 22 degrés.
- Pek sayılmaz.
Pas vraiment.
12 ay içinde dönmezsem bu vakitten itibaren etkili sayılır. "
Si je ne suis pas rentré dans 12 mois, il sera valable à partir de maintenant. "
Hesaplanamayacak kadar çok sayıda yaşayan ve ölen.
"Vivant et mourant dans des proportions impossibles à calculer."
Sayın yolcularımız, - 5 derecelik ılık Minneapolis-Saint Paul için inişimize birkaç dakika içinde başlıyoruz.
Dans quelques minutes, nous amorcerons notre descente vers Minneapolis, où il fait un doux - 5 ° C.
Ön ofisteki adamım sayılarınıza baktı ve defterlerinizin gerçekten şakıdığını söyledi
Mon assistant a jeté un œil à votre compta, et tout est parfait.
Yani, burada dürüst oluyorsak ve iftira atmıyorsak, ama günümüzde çok sayıda yılan gördüm, ve o adam bir akrep.
Si on joue cartes sur table, et sans vouloir médire, j'ai vu beaucoup de serpents, et cet homme est un scorpion.
Yani büyüdün sayılır.
Tu es presque un adulte.
Nasıl olsa insan bile sayılmazlar.
Quelque chose comme moins humains?
- Evet. Bana öyle geliyor ki yalnızca ölü sayılacakları seçiyorsun dostum.
On dirait bien que t'en es à choisir ton genre de mort, l'ami.
Büyük simge, en az ceset sayısı.
Gros symbole, victimes minimum.
Savaşınız patlak verdiğinde ölü sayısını azaltıyor olacağım.
Quand votre guerre éclatera, je serai là-bas à minimiser les victimes.
Bugün bu sayı 10 milyar insana eşdeğerdir.
Aujourd'hui, ça ferait 10 milliards de personnes.
Sorun IŞİD'i yok etmek değil Sayın Başkan ancak...
Il ne suffit pas d'abattre l'EI, Mme la Présidente...
Sayın Seçilmiş Başkan.
Mme la Présidente-ÉIue.
Web sitesine girenlerin sayısı gittikçe artıyor.
Le site a de plus en plus de trafic.
Fakat korkarım ki Sayın Seçilmiş Başkan unutmuş.
Mais la présidente-élue l'a peut-être oublié.
Sayın Yargıç, suçlamada gizli bir muhbirden söz edilmemektedir.
Aucune source confidentielle n'est citée.
- Suç duyurusu değiştirildi Sayın Yargıç.
La plainte a été amendée.
Söz konusu iddiaya ilişkin tanıkla yüzleşme hakkımızı Sayın Yargıç.
Le droit de citer un témoin à décharge.
Sayın Yargıç, Bay Mahsud bir çok federal davada kaynaklık etmiştir.
M. Masood a été le témoin clé dans plusieurs poursuites fédérales.
- Pek sayılmaz.
- Pas vraiment.
Eğer yaşadığı her şeyi göz önünde bulundurursan pekte öyle sayılmaz.
Pas au vu de tout ce qu'il a traversé.
Sayın Seçilmiş Başkan...
Madame.
Sayın Seçilmiş Başkan, böldüğüm için üzgünüm.
Madame, permettez!
Sayın Başkan, İki gündür nerede olduğunuzu söyleyebilir misiniz?
Pouvez-vous nous dire où vous étiez?
Sayın seçilmiş başkan, umarım dinliyorsunuzdur. Dinliyorsanız, sözlerime kulak kabartın.
Mme la Présidente élue, j'espère que vous écoutez et écoutez-moi bien.
Sayın seçilmiş başkan.
Mme la Présidente élue.
Polis ve itfaiye güçlerinin kurtarma çalışmaları devam ederken ölü sayısı hala oldukça belirsiz.
Le bilan est très incertain et les recherches se poursuivent.
Sayın Seçilmiş Başkan.
Mme la Présidente.
Sayın Yargıç, Quinn Franny'i koruduğunu düşünüyordu.
Votre Honneur, Quinn pensait protéger Franny.
Önemli bir nokta bu, sayın Yargıç.
C'est un point important, Votre Honneur.
Sayın Yargıç, Bay Quinn evde olmasa da Franny hala risk altında.
Votre Honneur, même si M. Quinn a quitté le domicile, Franny court toujours un risque.
Kendi güvenliğim ve Franny'nin güvenliği için....... korkmamı gerektiren bir sebep vardı sayın yargıç.
J'avais des raisons de craindre pour ma sécurité, Votre Honneur, et celle de Franny.
Pek arkadaşım sayılmaz.
C'est pas vraiment mon ami.
O stratejiyi görev başına geçer geçmez sunmayı planlıyorum. - Sayın Seçilmiş Başkan.
Mme la Présidente!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]