Senin için geldim Çeviri Fransızca
400 parallel translation
Buraya senin için geldim.
Je suis venu pour toi.
Buraya senin için geldim.
C'est pour ça que je vous cherche.
Jacek, sadece senin için geldim.
Jacek, je ne suis rentrée que pour toi.
Senin için geldim Tony. Seni geri götüreceğim.
Je suis venu pour te ramener, Tony.
Senin için geldim. Dinle.
Je suis venu pour te parler.
Senin, geleceği parlak bir çocuk olduğunu duydum ve kardeşim olmanı istiyorum. O yüzden, senin için geldim.
J'ai entendu parler de tes qualités, alors je viens te proposer de devenir mon frère.
Senin için geldim.
Je suis venue pour vous.
Senin için geldim Margaret.
Je suis venu te chercher Margaret.
Senin için geldim, hayatım.
Je suis venu te chercher, ma chérie.
Senin için geldim.
Je suis venu pour toi.
Senin için geldim.
- C'est ça. Je suis venue pour vous.
Senin için geldim.
Je suis venu te chercher.
- Ama senin için geldim.
Je suis venue pour toi et tu pars?
Sırf senin için geldim.
Je ne suis venu que pour vous.
- Senin için geldim.
- Je suis venue te chercher.
Senin için geldim.
Je viens pour toi.
Senin için geldim.
Je viens pour te libérer.
O zamandan senin için geldim, Sarah.
J'ai traversé le temps pour toi, Sarah.
Senin için geldim.
Je suis venue pour toi.
Buraya senin için geldim Tereza.
Je suis rentré pour toi.
Senin için geldim.
Je suis venue te chercher, Kijuro.
Onun için gelmedim. Senin için geldim.
Je ne suis pas venu pour lui, je suis venu pour vous.
Senin için geldim.
Nous avons des choses à vous dire.
Buraya senin için geldim.
Je suis venue pour toi.
- Senin için geldim, Satai Delenn.
- Je suis venu pour vous, Satai...
Senin için geldim, Annie.
Annie, je suis venu te chercher.
Senin için geldim, Arkady Duvall doğudaki kıza yaptığının hesabı için.
C'est vous que je suis venu chercher, Arkady Duvall, à cause de ce que vous avez fait à une fille sur la côte est.
Senin için geldim.
Laisse-toi glisser. Je suis là.
Başta senin için endişelenmiştim. Tahkikata da bu yüzden geldim.
J'étais inquiet, alors je suis venu à l'audience.
Senin gibi güzel bir kıza hiç yakışıyor mu? Üstelik bir tek öpücük için otuz mil yol geldim.
Ce ne serait pas très élégant de ta part... alors que j'ai fait 48 km pour un baiser.
Teslim gününe kadar senin meydanda olmaman için geldim.
On va se cacher jusqu'après l'ultimatum.
Buraya senin için ifade vereceğimi söylemeye geldim.
J'ai témoigné en ta faveur.
Sana Capri'ye döneceğimi söylemeye geldim. İmparatordan senin için yardım isteyeceğim.
Je suis venue te dire que je retourne à Capri pour que l'empereur intercède en ta faveur.
Şimdi senin için bıraktığım ilaçları nasıl kullanacağını anladığından emin olmak için geldim.
Je suis venu à présent pour être certain que vous compreniez comment utiliser les médicaments que je vous ai laissés.
Senin için yıldızlar ötesinden geldim.
Je suis venu d'au-delà des étoiles pour toi.
Onu ziyaret etmek için geldim. Senin...
Pour le voir.
Bak, ben buraya senin için gelmedim. Bizim için geldim!
Ecoute, je suis pas venue pour toi, mais pour nous!
Senin kıza bakmak için geldim.
Je suis venu chercher votre fille.
Biliyorsun, ben sırf senin yanında olmak için geldim.
Je suis revenu uniquement pour me rapprocher de toi.
- Bir de senin için okula kadar geldim.
- Pourtant, je suis venu. - C'était pas la peine!
Bu sabah buraya, babanla senin için konuşmama izin verip vermeyeceğini öğrenmeye geldim.
Elle donnerait son bras gauche. Ce matin, je suis venu ici... pour voir si vous me permettrez de demander votre main... à votre père. Oui, je le permettrai.
Senin için en erken trenle geldim.
- Que se passe-t-il? - Quand t'es-tu couché?
Emine, ben buraya senin için, çocuklarımız için geldim.
Eminé, je suis venu pour toi, pour les enfants.
Senin için geri geldim.
Je suis revenu pour toi.
Hayır. O kadar yolu sadece senin tahrik etmek için geldim.
Non, j'ai fait tout ce chemin-là juste pour tirer ta chaîne.
Benimle evlenmelisin. Senin kim olduğunu öğrenmek için geldim.
Je devrais me marier et je viens d'apprendre qui tu es
Buraya ailemi tanıtmak için geldim seninle, yeğenim Helen ve senin hakkında konuşmaya geldim.
Je représente la famille... et je viens vous parler d'Helen, M. Wilcox. De ma nièce et de vous.
Senin için geri geldim Jeff.
Je suis revenue pour toi.
- Senin için geri geldim.
- Je suis rentré pour toi.
Seni görmeye geldim çünkü senin için endişeleniyorum.
Je suis venue te chercher parce que tu m'inquiètes... Tu es tendue ces temps-ci.
bak burdayız... iş için bakıyorduk satın almaya gücüm yetmez 1 aylık maaşımla senin elbiselerini öyleyse kazandıgım önceki zamanlardandır şimdi içeriye buraya kendimi zengin etmeye geldim yalancı!
- Nous cherchons... - Nous cherchons du travail Un tel habit me coûterait un mois de salaire.
senin için çıldırıyorum 35
senin için 556
senin için endişeleniyorum 79
senin için ne yapabilirim 292
senin için deliriyorum 16
senin için korkuyorum 18
senin için endişelendim 53
senin için de 32
senin için üzgünüm 22
senin için mi 51
senin için 556
senin için endişeleniyorum 79
senin için ne yapabilirim 292
senin için deliriyorum 16
senin için korkuyorum 18
senin için endişelendim 53
senin için de 32
senin için üzgünüm 22
senin için mi 51