Senin suçun değil Çeviri Fransızca
1,224 parallel translation
Senin suçun değil.
C'est pas de ta faute.
Bu senin suçun değil, tamam mı?
Ce n'est pas ta faute, d'accord?
Ayinin işe yaramaması senin suçun değil.
C'est ma faute si le rituel a raté.
Bu senin suçun değil.
Ce n'est pas ta faute.
Jody... Sana her ne yaptıysa senin suçun değil. Bu fotoğrafları Mike çektiyse bana söyleyebilirsin.
Jody... tout ce qu'il a pu te faire n'est pas de ta faute tu peux me dire si Mike a pris ces photos
Senin suçun değil.
Ce n'est rien.
- Phoebe'ye böyle olması senin suçun değil...
- Est-ce ta faute si Phoebe...
- Hayır, senin suçun değil, kimsenin suçu değil.
- Ce n'est de la faute de personne.
Bu senin suçun değil...
C'est pas votre faute...
- Senin suçun değil.
- Ce n'est pas votre faute.
- Korkarım bunu biz başlattık. - Bu senin suçun değil Natalie.
- Je m'en veux d'avoir généré ceci.
Bu senin suçun değil ki canım.
Ce n'est pas de ta faute, chérie.
Bilinen şey üzerinde durmak istemem, ama bu senin suçun değil Clark.
Il ne faut pas nier l'évidence, Clark, mais ce n'est pas de ta faute.
Senin suçun değil baba.
Tu n'y es pour rien.
Bu senin suçun değil Lex.
Ce n'est pas de ta faute, Lex.
Bu senin suçun değil, benim de değil.
C'est pas de ta faute. Ni de la mienne.
Bu senin suçun değil ki.
Ça n'a rien à voir avec toi, hein?
Senin suçun değil.
C'est pas ta faute.
- Senin suçun değil mi?
C'est pas ta faute?
Lucero'nun kaçması senin suçun değil.
C'est pas ta faute s'il s'est fait la malle.
Senin suçun değil.
Ce n'est pas ta faute.
Senin suçun değil ;
Tu n'y pouvais rien.
Bu senin suçun değil, bazen böyle şeyler olur.
Ce n'est pas ta faute, c'est parfois comme ça.
Dickie, senin suçun değil.
Dickie, ce n'est pas de ta faute.
Tamam biliyorum, bu senin suçun değil, Song.
Je ne vous ai rien reproché, Song.
Bu senin suçun değil. Onunla yatan sen değildin.
- Ce n'est pas ta faute.
- Onu öldüremeyiz, ve hayır senin suçun değil.
- On ne peut la tuer. Ça ne l'est pas.
Senin suçun değil.
Ce n'est pas de ta faute.
Senin suçun değil.
Ce n'est pas de votre faute.
Senin suçun değil. Olur öyle. Başka zaman deneriz madem.
Tant pis, on attendra une autre occasion.
- Senin suçun değil.
- Mec, ce n'est pas de ta faute.
- Senin suçun değil.
- C'est pas ta faute.
Senin suçun değil. Bunu dediğimi unuttum.
C'est pas votre faute.
"Senin suçun değil."
"Ce n'est pas ta faute."
Senin suçun değil, Dud.
C'est pas ta faute, Dud.
Önemli değil, senin suçun değildi.
C'est ok, ce n'est pas ta faute.
Senin suçun değil, Raymond. Senin suçun değil.
Ce n'est pas votre faute.
- Bunlar senin suçun değil.
- Vous n'y êtes pour rien.
Bu senin suçun değil.
Nous ne pouvons rien y faire.
- Senin suçun değil.
- Ce n'est pas ta faute.
Biliyorum senin suçun değil, ama artık bununla yüzleşmelisin.
C'est pas de ta faute.
Senin suçun değil.
Ce n'est pas à cause de toi.
- Bu senin suçun değil.
- Vous n'y êtes pour rien.
- Senin suçun değil!
Ce n'est pas ta faute.
Ama bu senin suçun değil ki!
- C'est pas de ta faute!
Özel bir durumunun olması senin suçun değil.
Ta situation est particulière.
Pekala dostum. isi alman senin suçun degil.
C'est pas ta faute si Roy t'a engagé.
Senin de suçun bu. Değil mi?
C'est votre faute également.
- Senin suçun olmadığını biliyorsun, değil mi?
Ce n'est pas ta faute.
Önemli değil, sadece senin suçun değil.
C'est pas grave.
Bu senin suçun değil.
C'est pas ta faute.
senin suçun değildi 28
senin suçun 40
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
senin suçun 40
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66