Sinirlerimi bozuyor Çeviri Fransızca
118 parallel translation
- Sinirlerimi bozuyor. - Biliyorum, ama bu beni rahatlatıyor.
Je sais, mais moi ça me calme.
Dolanıp durman sinirlerimi bozuyor.
Ça m'énerve de vous voir ainsi.
Saygısızlığın sinirlerimi bozuyor.
J'en ai marre que tu me manques de respect.
Belki de sorun bu, belki de bu odanın içindekiler benim sinirlerimi bozuyor.
C'est peut-être d'être enfermée ici qui me déprime.
O tabanca benim sinirlerimi bozuyor, bayım.
- Vous me faites peur avec ça. - Seul? - Réponds-lui.
Sinirlerimi bozuyor.
- Je tiendrai jamais jusqu'à demain.
- Ses tonun sinirlerimi bozuyor.
Tu m'inquiètes. Où est-elle?
"Cehennem" i okurken Strindberg'in kötü güçlerle mücadelesi sinirlerimi bozuyor.
"Je lis l'Inferno de Strindberg." "Sa lutte avec les forces du mal me joue sur les nerfs."
O göt herifin zorbalığı sinirlerimi bozuyor.
Cet enculé m'a poussé à bout.
- Viridiana sinirlerimi bozuyor.
- Cette Viridiana m'exaspère.
Sinirlerimi bozuyor artık!
Elles nous cassent les oreilles!
Seninle konuşmak sinirlerimi bozuyor.
Je m'énerve rien qu'à te parler.
Teslim, hakkında dırdır hakkında intihar, ya da ölü çıkmıyor. Hüzünlü senin hıçkıra hıçkıra sinirlerimi bozuyor.
Tu ne parles que de mort, de suicide, tu rêves de potences, tu pleures, tu es livide.
Bu tayyareler sinirlerimi bozuyor, hayvanlar onlar yüzünden mundar oluyor.
ils sont emmerdants avec leurs avions à toujours foutre la trouille aux bêtes!
Sinirlerimi bozuyor.
Il me tape sur les nerfs.
Sadece şu, şu koca ağızlı kaltak benim sinirlerimi bozuyor!
C ´ est juste cette... cette... chienne et sa grande gueule qui me rend nerveux!
Sinirlerimi bozuyor.
Cela me rend nerveux.
Bu saatin sesi sinirlerimi bozuyor.
Cette horloge me rend nerveuse.
Senin Henri benim sinirlerimi bozuyor.
Parce que ton Henri m'agace.
Dışarıda biri var ve benim sinirlerimi bozuyor.
Ça me tape sur les nerfs. Il y a quelqu'un
Sinirlerimi bozuyor.
Ça me rend nerveux.
Sinirlerimi bozuyor.
Elle m'énerve, à pleurer.
Ama sinirlerimi bozuyor ne yapayım.
Elle me rend nerveux.
Mutfaktakiler, garson kızlar, herkes onu seviyor ama benim sinirlerimi bozuyor.
Le personnel l'adore. Moi, il me porte sur les nerfs.
Genelde müzik dinlemeyi severim. Ama Maurice sinirlerimi bozuyor.
D'habitude, j'aime écouter de la musique, mais Maurice m'énerve.
Ne zaman anlaşmaya varacağız? Bu adamlar sinirlerimi bozuyor.
Combien de temps encore avant que le contrat soit signé?
"Murray, bu çocuk sinirlerimi bozuyor." "Shelly, o gitti."
"Murray, le gosse me les brise." "Shelly, il est congédié."
Hayır, demek istediğim bazen öyle sinirlerimi bozuyor ki tükürüğümü yutamayacak noktaya geliyorum.
Ce que je veux dire, c'est que... par moments, ça m'émeut... au point que j'arrive plus à avaler ma salive.
Bu insanlar sinirlerimi bozuyor.
Cette foule me rend nerveuse.
- Yaptıkların sinirlerimi bozuyor!
Ça m'énerve!
Sinirlerimi bozuyor.
- De regarder autour de vous.
Dostum.Evet, evet, evet, bütün söylediğin bumu sinirlerimi bozuyor
Tu es sinistre avec tes "Oui, oui, oui, oui"!
- Sinirlerimi bozuyor.
- Ça me rend dingue.
Ve bu şey sinirlerimi bozuyor.
Ce truc me tape sur les nerfs.
Sinirlerimi bozuyor.
Emmenez-la ou je vais l'étrangler!
Bu herif sinirlerimi bozuyor.
Ce mec m'a foutu les boules!
Sinirlerimi bozuyor.
Ça me fout en rogne.
Noel'un sana yaptığı çok yanlıştı ve her şeyi düzeltmek için bu kadar çok çabalaman cidden sinirlerimi bozuyor.
Noel n'aurait jamais dû te faire ça. Tous les efforts que tu fais pour rétablir la situation m'énervent.
Bu yer sinirlerimi bozuyor.
C'est pas très sain.
Bir tek şu hâkim var ya, sinirlerimi bozuyor.
Y a juste ce... Ce juge me tape sur le système.
Chicago kelimesini bile duymak sinirlerimi bozuyor.
Oui! J'ai oublié absolument tout ce qui concerne Chicago.
Ve şu bağırışların sinirlerimi bozuyor!
Et ça me rend nerveux, tes cris.
Bu Perseidler Sonata Operasını Mi moajorle çalarak sinirlerimi bozuyor. Ve şimdiye kadar onlara bağırmamana bile çok şaşırdım.
Ces Perseïdes ont joué la Sonate dans Mi Majeur sur mes nerfs, et jusqu'ici tu n'as jamais haussé le ton.
Bu, sinirlerimi bozuyor. Öyleyse dönmelisin.
Va les rejoindre.
Marbles, bu ses sinirlerimi bozuyor.
Cette voix me tape sur le système.
Napalm ve yakma lafları sinirlerimi bozuyor.
Ces idées de napalm et d'incendie m'angoissent.
Sinirlerimi bozuyor.
Ça me rend nerveuse.
Bu benim sinirlerimi bozuyor.
Ça me fout à cran.
Bu yolculuk sinirlerimi bozuyor.
Ce voyage m'angoisse.
Ayrıca Prefect'lerde akşam yemeği sinirlerimi öyle bozuyor ki!
Et le dîner chez le préfet m'a énervée.
- Bu silah benim de sinirlerimi bozuyor.
Ce flingue m'agace.
sinirli 34
sinir 21
sinirliyim 21
sinirlisin 23
sinir bozucu 26
sinirlenme 148
sinirimi bozuyorsun 16
sinirlerine hakim ol 16
sinirimi bozuyor 19
sinirlenmeyin 24
sinir 21
sinirliyim 21
sinirlisin 23
sinir bozucu 26
sinirlenme 148
sinirimi bozuyorsun 16
sinirlerine hakim ol 16
sinirimi bozuyor 19
sinirlenmeyin 24