English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ S ] / Sinirli değilim

Sinirli değilim Çeviri Fransızca

132 parallel translation
Sinirli değilim, sadece meraklıyım.
Je ne suis pas nerveuse. Je suis simplement curieuse.
Ben sinirli değilim ki.
Je ne suis pas fâché.
- Yüksek sesle konuşacak kadar sinirli değilim.
- Je n'en ai plus le courage. - Tu es trop sincère.
Sinirli değilim ki.
Je suis très calme.
- Sinirli değilim.
- Je ne boude pas.
Ne sana karşı ne de arkadaşlarına sinirli değilim.
Je ne suis pas fâché contre toi, ni tes amis.
Otellerine, dairelerine gidiyorum çoğunlukla sinirli oluyorlar ki sorun değil, çünkü ben sinirli değilim.
J'arrive chez eux. Ils sont nerveux. Moi pas.
Ben sinirli değilim. Size yardımım dokunabilir diye düşünmüştüm.
Je ne suis pas fâché.
Sinirli değilim.
- Je ne suis pas fâché.
Sinirli değilim.
Je ne suis pas nerveux.
Başka bir konuda sinirli değilim.
Je ne suis pas fâché pour le reste.
Sinirli değilim.
Non.
- Sinirli değilim.
Je m'énerve pas, c'est juste...
Hayır, hayır, sinirli değilim...
Non non, je ne me mets pas en colère...
- Sinirli değilim!
- Je ne me fâche pas.
- Sinirli değilim! - Biliyordum.
Je le savais, je te l'ai dit.
Ben sinirli değilim!
Je ne voulais pas me disputer.
Sinirli değilim.
- Je ne suis pas angoissée.
Bilemedin, A.J. Sinirli değilim.
- Non. Tu m'as déjà vu énervé.
Hiç de sinirli değilim.
Je ne le suis pas.
- Sinirli değilim.
- Je ne le suis pas.
Sinirli değilim.
Ça va, merci.
Ama artık sinirli değilim.
Je vais prendre soin de toi.
- Sinirli görünüyorsun. Sinirli değilim.
- Tu as l'air fâché.
Michael, sinirli değilim. Az önce en iyi rüyamı gördüm.
Michael, je ne suis pas vexée, je viens juste de faire un magnifique rêve.
Hayır, sinirli değilim.
Non, je ne suis pas fâché.
Sinirli değilim!
Je suis pas stressée!
- Ben sinirli değilim.
- Je ne suis pas agacée.
Ve sinirli değilim çünkü sen doğrusunu yaptın.
Et je suis pas en colère car tu avais raison.
Yani, fiziksel olarak, 1950'lerden bir filmdeki adam gibi sinirli değilim.
Pas dans le sens "buter", comme dans un vieux film.
Sinirli değilim, anasını satayım!
Non, je ne suis pas du tout nerveux!
- Sinirli değilim.
- Non, je ne boude pas.
Beni dinle, sinirli değilim.
Ecoute-moi, je ne suis pas fâché.
Sinirli biriyim ama deli değilim.
Je suis certes un névrosé, mais je ne suis pas fou.
- Kesinlikle değilim ama en iyi yıllarımda değil. Tamam. - Sen sinirli olma.
Ramenez-Ies vers l'amour avec des gants de velours
- Ben sinirli falan değilim.
ils sont trop vieux pour Ie sparadrap
- Sinirli değilim.
Alors calme-toi.
- Sinirli değilim.
Je ne m'énerve pas.
Sinirli değilim.
Je ne m'énerve pas.
- Sinirli görünüyorsun. - Sarhoş değilim.
Je suis pas soûl.
Yardıma ihtiyacın var. Aklımı kaçırmadım ve sinirli de değilim.
Je ne suis ni dingue ni furieux.
- Neden bu kadar sinirlisin... - Sinirli değilim.
- Pourquoi si nerveuse?
Sinirli değilim ben.
Pas du tout.
Sinirli ve endişeliyim. İyi bir iş olup olamdığından emin değilim.
"Je suis inquiète et pas sûre de pouvoir y arriver."
Sinirli de değilim.
Et je ne mélange pas tout.
Sanırım ben pek sinirli bir insan değilim.
Je ne suis pas vraiment coléreux.
- Sinirli falan değilim.
- Je ne me fâche pas.
- Belli oluyor! "Sinirli falan değilim!"
- Tu devrais t'entendre.
— Sinirli falan değilim tamam mı?
- Je suis pas en colère, ok?
- Sinirli değilim.
Pas en colère.
Sinirli değilim ben.
- Aucun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]