Söz veriyor musun Çeviri Fransızca
458 parallel translation
O karışımı bir daha yapmayacağına söz veriyor musun?
Jurez au moins de ne plus préparer cette drogue?
- Söz veriyor musun?
- Promis?
Stockholm'de buluşacağımıza söz veriyor musun?
Nous retrouverons-nous à Stockholm?
- Vefakar bir insan olacağına söz veriyor musun?
- Seras-tu un sujet loyal?
Söz veriyor musun?
Tu as ma parole.
- Söz veriyor musun? - Evet, Francesco.
D'accord.
- Söz veriyor musun?
C'est une promesse?
Söz veriyor musun?
Tu promets?
- Söz veriyor musun?
- Tu me le promets?
Aldıktan sonra gidebilir miyim? Bana anahtarı vereceğine söz veriyor musun?
Tu jures de me donner la clé?
Eğer Inger ölürse... Anders ve Anne evlenip çocukların yuvası olana kadar, yaşamaya söz veriyor musun?
Si Inger meurt, promets-moi de vivre jusqu'au mariage d'Anders et Anne pour que les enfants aient un foyer.
- Söz veriyor musun?
- Honnaitement?
Katsumi, bu adamı yaşadığın sürece kocan olarak kabul edeceğine Tanrı'nın huzurunda ve yasalar önünde ikinizin de yaşadığınız sürece ona bağlı ve sadık kalacağına iyi günde ve kötü günde her zaman onun yanında olacağına söz veriyor musun?
Acceptez-vous de prendre cet homme pour époux, de vivre à ses côtés dans les liens sacrés du mariage, de l'aimer et de le chérir pour le meilleur et pour le pire, et de lui être fidèle jusqu'à ce que la mort vous sépare?
Söz veriyor musun?
Tu me le promets?
Kapıyı sıkı sıkı kilitleyeceğine söz veriyor musun?
- Tu promets de fermer la porte à double-tour?
- Söz veriyor musun?
Tu promets?
Söz veriyor musun
Promis?
Bunun için ne gerekiyorsa yapacağına söz veriyor musun?
Promets-moi de faire ce qui doit être fait.
Belirttiğin bu şartları yerine getireceğine söz veriyor musun?
Vous le promettez?
Bu iş bittiğinde silahını geri vereceğine dair söz veriyor musun?
Tu promets de rendre ton arme, après?
Bir centilmen olarak bana söz veriyor musun?
Me donnes-tu ta parole de gentilhomme?
Ömrünüz boyuca sevmeye ve korumaya söz veriyor musun?
Promettez-vous de la chérir et de la protéger, jusqu'à ce que la mort vous sépare?
- Buna söz veriyor musun?
- Tu le promets?
Söz veriyor musun?
Vous en faites la promesse?
Eğer kazanırsak bana saki ısmarlamaya söz veriyor musun?
Si on les bat, tu nous paies vraiment à boire?
- Kılları örmeyeceğine söz veriyor musun?
Parlons sans couper les cheveux en quatre.
Söz veriyor musun?
C'est promis?
Söz veriyor musun?
On peut changer, il suffit de vouloir.
- Söz veriyor musun?
J'ai ta parole?
Beni salacağına söz veriyor musun?
Vous me promettez de me relacher?
- Ve aynı yere. - Söz veriyor musun?
Au même endroit.
Söz veriyor musun?
Ne criez pas. C'est promis?
Söz veriyor musun?
Promis?
Arthur, bu kadını eş olarak kabul ederken..... evlilik kurumunun gerektirdiği gibi yaşatacağına,..... sevmeye, bakmaya,..... hastalıkta ve sağlıkta yanında olacağına,..... yaşadığın sürece koruyup gözeteceğine şahitler huzurunda söz veriyor musun?
Arthur, acceptez-vous de prendre pour épouse Eve ici présente et de vivre avec elle dans le respect des liens du mariage? Jurez-vous de l'aimer, de la chérir, de lui demeurer attaché dans le bonheur et dans les épreuves, et de lui rester fidèle jusqu'à ce que la mort vous sépare?
Pearl, bu adamı eş olarak kabul ederken..... evlilik kurumunun gerektirdiği gibi yaşatacağına,..... sevmeye, bakmaya,..... hastalıkta ve sağlıkta yanında olacağına,..... yaşadığın sürece koruyup gözeteceğine şahitler huzurunda söz veriyor musun?
Pearl, acceptez-vous de prendre pour époux Arthur ici présent, et de vivre avec lui dans le respect des liens du mariage? Jurez-vous de l'aimer, de le chérir, de lui demeurer attachée dans le bonheur et dans les épreuves, et de lui rester fidèle jusqu'à ce que la mort vous sépare?
Onu çalmayacağına söz veriyor musun?
Promettez de ne pas la voler.
Dansı bitirmeye söz veriyor musun?
Avec moi, l'ambiance est assurée.
- Onu kullanmaya söz veriyor musun?
Et d'en user à votre gré? Certes.
Söz veriyor musun?
Tu me promets?
Sen de söz veriyor musun?
Tu promets?
- Söz veriyor musun? - Evet.
Tu promets?
... sadık nikahlı eşin olarak, koruyup sahip çıkacağına, aziz tutup, sevindireceğine,... ölüm sizi ayırana kadar dövüp cezalandıracağına söz veriyor musun?
- Ah, taisez-vous. .. pour légitime épouse... que tu chériras et satisferas, que tu châtieras et battras à mort... euh..... jusqu'à ce que la mort vous sépare.
- Söz veriyor musun?
- Tu promets?
- Ona bir şey olmayacağına söz veriyor musun?
- Vous me promettez de le laisser?
Bizden bir haber almadıkça bir şey yapmayacağına söz veriyor musun?
Tu promets que tu ne feras rien, tant que tu n'entends pas parler de nous?
Davıd, kadını eşin olarak kabul ediyor musun, tanrı'nın emri ve kutsal, evlilik çatısı altında birlikte yaşamaya, onunla hastalıkta ve sağlıkta daima sevip korumaya, kimsenin etkisinde kalmadan, ömür boyu bir arada yaşamaya söz veriyor musun?
David, acceptez-vous de prendre cette femme pour épouse et de vivre selon les commandements de Dieu? L'aimerez-vous, la réconforterez-vous dans la maladie, et lui jurez-vous fidélité tous les jours de votre vie?
Bu kadar sevdiğimi fark edememiştim. Söz veriyor musun?
Tu me jures, hein?
- Söz veriyor musun?
Ai-je votre parole?
- Söz veriyor musun?
- Ton album fait un tabac.
Söz veriyor musun?
Ai-je votre parole?
- Evet, güvenebilirsin. - Bu konuda bana söz veriyor musun?
J'ai votre parole?
söz veriyorum 1721
söz veriyoruz 21
söz ver 128
söz verdim 82
söz vermiştin 151
söz verdin 108
söz ver bana 56
söz verdiğim gibi 30
söz veremem 25
söz veririm 57
söz veriyoruz 21
söz ver 128
söz verdim 82
söz vermiştin 151
söz verdin 108
söz ver bana 56
söz verdiğim gibi 30
söz veremem 25
söz veririm 57