English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ U ] / Uyuya

Uyuya Çeviri Fransızca

885 parallel translation
Belki uyuya kalırsın. Kanadıyla omzuna dokunur...
Si tu dors, il te tapote avec son aile, et dit :
Döşemenin üstünde uyuya kaldı.
Il s'endort direct par terre.
- Uyuya kalmışım.
Je m ´ étais endormi.
Uyuya kalırım.
Je dors.
Sonra, kamp ateşinin yanında uyuya kaldık.
Et là, on s'est endormis au coin du feu.
- Sandalyede uyuya kalmışım.
- Je me suis endormi dans le fauteuil.
Hemencecik uyuya mı kaldın?
Quoi? Déjà endormi?
Bana sonsuz gelen o saatler boyunca uyuya kalıp sizi kaçırırım korkusuyla kendimi uyanık tutmaya çalıştım.
Je restai des heures devant votre porte, luttant contre le sommeil de peur de ne pas vous voir.
- Uyuya kalmışım. - Evet.
- Je me suis endormie.
Uyuya mı kalmışım?
Je me suis endormie ici?
Stella! Uyuya mı kaldın?
Tu dors Ià-dedans ou quoi?
Wanda uyuya kalmış. Bütün gece ayaktaydı.
Wanda vient juste de s'endormir.
- Wanda uyuya kalmış olmalı.
Elle doit s'être endormie.
Saat 10. Uyuya kalmışım.
Il est 10 heures.
- Özür dilerim, uyuya kalmışım.
- Je ne me suis pas réveillé.
O yüzden uyuya kalmışım. Manavda çalışan kaltakla beraber takılıyorlar.
Il est amoureux de la petite traînée qui travaille chez le fruitier.
Uyuya kaldım gene.
J'ai oublié de me réveiller!
Çok heyecanlıydın ama güneş batıncıya kadar uyuya kalmıştın bile. Annemin dizinde...
Tu étais très excité mais tu t'es endormi après le coucher du soleil, la tête sur les genoux de maman.
Uyuya kalmışım.
Je dormais.
Yani uyuya kaldığı şüphe götürmüyor. Tüm hikaye aslında bir rüyaydı.
Evidemment, mon amie s'est endormie et tout n'a ete qu'un rêve.
Talaş yatağının üstünde uyuya kalmış. Sigara yüzünden talaş tutuşmuş olmalı.
Il a dû s'endormir sur sa paillasse, et une cigarette y aura mis le feu!
Chipilko uyuya kalmış.
Tchipilko, il roupillait pendant ce temps-là.
Kurutma makinesinin altında uyuya kalınca neler olabileceğini görüyorsunuz işte.
Bonsoir mesdames et messieurs.
- Uyuya mı kaldı?
Il dort?
Bütün zamanını laboratuvarda geçiren bir kocası var. Kokteyl ve partilerden nefret eder, ve operada uyuya kalır.
Un mari qui passe tout son temps au labo, qui hait les cocktails, et s'endort à l'opéra.
Ama hemen uyuya kalmışım!
J'ai dormi!
Uyuya kalmış herhalde.
Il devait dormir. On les a tous cherch...
Uyuya kalmış olmalıyım.
J'ai trop dormi.
Uyuya kalmışlar.
Ils dorment.
Her uyuya kaldığında uyandırıp onu buraya getirin.
Dès qu'il s'endort, recommencez.
Uyuya mı kaldın?
Tu dors?
Bir iksirle uyuya kalmış ve darağaçlarının oraya götürülmüş olmalıyım.
On a dû m'endormir et me conduire sous le gibet.
- Hey, uyuya mı kaldın yine?
Tu dors?
Gidip yatmalısın, yoksa masada uyuya kalacaksın.
Tu devrais aller te coucher ou tu vas t'endormir sur la table.
Yoksa burada uyuya kalacağım.
Ou je vais m'endormir ici.
Uyuya kalmışsın, sevgilim.
Vous vous êtes endormi.
Sakinleştiricilerin etkisiyle uyuya kalmışsın.
- Tu as pris des calmants.
Uyuya kalmışım.
Je crois que je me suis endormie. Oui.
Sabaha karşı Lane'le ben uyuya kaldık.
À l'aube, Lane et moi, on a sommeillé.
Uyuya mı kaldım?
Je me suis endormi?
Son günlerde hep uyuya kalıyorum.
Je dors partout ces temps-ci.
Uyuya kalmışsın Martha.
Tu t'es endormie, Martha.
Seni beklemek icin yukari cikmistim, beklerken uyuya kalmis olmaliyim.
J'étais en haut, je faisais un somme. J'espère que ça te fait rien, mais je t'ai attendue dehors un moment.
Uyuya kaldın ve senin hatan değil öyle mi?
Vous dormiez, et c'est pas votre faute?
Uyuya kalmış!
Il est dans le cirage!
- Hayır, uyuya kalmamışım.
Mais non, tout va bien.
Sakın uyuya kalma.
Que voulez-vous que je dise?
Uyuya kalmışım.
J'ai dormi plus que les autres jours.
Uyuya kalmışım.
Je me suis endormie.
- Uyuya kalmışım.
- Je dormais.
- Uyuya mı kaldın?
- Vous dormiez?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]