English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ U ] / Uyuyacak

Uyuyacak Çeviri Fransızca

532 parallel translation
Gittiğinde uyuyacak çok zamanım olacak.
J'aurai tout le temps de dormir quand tu seras parti.
Bütün gün burada uyuyacak misin?
Tu vas passer ta journée à dormir?
Şimdi uyuyacak.
Elle dormira, maintenant.
Bay Warriner orada uyuyacak.
M. Warriner y dormira.
Tamam ama hiç de uyuyacak gibi değil.
D'accord, mais elle n'a pas sommeil.
Ama geceleyin uyuyacak bir yere ihtiyacım var.
Il me faut un endroit où dormir cette nuit.
Prenses yukarıda, bizim yataklarımızda uyuyacak.
La princesse va dormir dans nos lits, Ià-haut.
Temizlendikten sonra ona Hindley'in odasını göster. - Orda uyuyacak.
Une fois lavé, mettez-le avec Hindley.
Hatırlıyorum beni dışarı attığında... uyuyacak bir yer vermiştin. Şimdi evsizsin. Senin kalmana izin veriyorum Hindley.
Comme vous êtes sans toit mais que vous m'avez logé alors que vous auriez pu refuser, je vous autorise à rester ici.
En azından Kaliforniya'da uyuyacak.
Il fallait bien qu'elle repose en Californie.
Sanırım uyuyacak bir yer istersin, öyle değil mi?
T'aimerais bien avoir un lit?
- Sen de uyuyacak mısın?
- Vous allez dormir aussi?
Çocuk uyuyacak.
Boy dort, maintenant.
Önümde ne olduğunu bilsem... uyuyacak için bir ömür olacak.
J'aurai toute une vie pour dormir... quand je saurai ce qui m'attend.
Uyuyacak bir yerin var mı?
As-tu un endroit Où dormir?
Geceleri kilerde uyuyacak. Gündüzleri ise tasmayla gezecek.
Il passera la nuit à la cave et le jour il sera tenu en laisse.
Bütün gece çalarsa insanlar nasıl uyuyacak?
Si elle sonne toute la nuit, comment on dormira?
Pekiyi, Annesi. Uyuyacak şimdi.
D'accord. ll va dormir.
Kahveni kekini eksik etmeyiz. Her gün bir şişe içki. Uyuyacak bir yer.
Les repas, une bouteille par jour, et un toit pour cuver.
İhtiyacımız olan tek şey yaşayacak ve uyuyacak bir baraka.
Une cabane nous suffit... Pour vivre et pour dormir.
İhtiyacımız olan tek şey, içinde yaşayıp uyuyacak bir baraka.
Une cabane nous suffit... Pour vivre et pour dormir.
İhtiyacımız olan tek şey, içinde yaşayıp uyuyacak bir baraka.
Une cabane nous suffit...
Hiçbir şey onu uyandıramaz. Saatlerce uyuyacak.
Il ne se réveillera pas avant des heures.
Biletçi Russ'a hatırlatmamı söylemişti. Uyuyacak bir yer bekliyordu.
Il m'avait dit de demander au contrôleur, Russ, de lui trouver une couchette.
Uyuyacak sıcak bir yerim bile yok.
Je n'ai même pas besoin d'un endroit chaud pour dormir.
CCB sınıfından başka uyuyacak bir yer bulamadın mı?
Aucun cours ne vaut celui-ci pour dormir.
Halinka, kendimize uyuyacak bir yer bulalım.
Halinka! Viens, on va se trouver un coin pour la nuit.
Gemide sadece yiyip içip uyuyacak, tamamıyla dinleneceksin.
Tu n'auras rien à faire à bord, juste manger, dormir et te reposer.
Bir şişe Chianti, bir dilim ekmek. Uyuyacak bir köşe.
Une bouteille de chianti, un morceau de pain, un coin pour dormir.
Bu bana ortakçı çiftçinin birinden bir bardak su isteyen ve "Hanımefendi, bana içecek bir şeyler verin. Çok açım ve uyuyacak yerim yok."
C'est comme le troufion qui demande un verre d'eau à la kolkhozienne, avec ça j'ai rien à bouffer, il dit, et si je savais où dormir cette nuit.
Biz nerede uyursak siz de orada uyuyacak,... ne yersek, siz de onu yiyeceksiniz.
Vous dormirez, mangerez et vous laverez comme nous.
Tam bir kulübe sayılmaz ama daha ötede uyuyacak bir yerim var.
Au moins, un abri pour dormir.
Kendimi uyuyacak gibi hissetmiyorum.
J'avais envie de parler. Je ne peux pas dormir.
Galiba uyuyacak.
Je crois qu'il s'endort.
- Ne kadar süre uyuyacak?
- Combien de temps va-t-elle dormir?
Önümüzdeki 24 saat boyunca aralıklı olarak uyuyacak.
Elle va somnoler pendant les prochaines 24 heures.
- Uyuyacak bir yere ihtiyacın varsa- -
- Si vous ne savez pas où dormir...
Bu akşam mışıl mışıl uyuyacak.
Elle dormira bien cette nuit.
Uyuyacak yer buluruz ve yarın gideriz.
On passe la nuit ici et demain on repart.
Diğerleri nerede uyuyacak?
Où dorment les autres?
Bu zavallıların sığınıp korunabilecekleri bir düşkünler yurdu yaratmak istiyorum. Uyuyacak, yemek yiyecek ve insan sıcaklığını görecek bir yerleri...
Je veux créer un hospice pour offrir aux pauvres de passage gîte, repas et chaleur humaine.
- Şimdi artık uyuyacak mısın?
Maintenant, vous allez dormir.
- Anne ve babasıyla çadırda uyuyacak. Bu arada, kamp yapmak, halk tipi bir tatil şeklidir, çocuklar.
- Dodo sous la tente avec papa et maman.
Şimdi bir süre uyuyacak galiba.
Il va s'endormir, à présent.
Yemek yiyecek, uyuyacak ve çalışacağız ve yarın da Sonbahar Hasat Günü'nü kutlayacağız.
On va manger, dormir, travailler. Et demain on ira à la Fête des Moissons d'Automne.
Bunu yanı sıra herkes uçaklarında uyuyacak.
Les pilotes dorment près des avions.
Merak etme, hemen uyuyacak.
Il est saoul.
Kasabada buradan başka uyuyacak bir yer yok.
Rien!
Değil mi ya? Uyuyacak yerim yok.
Où vais-je dormir?
Evet, artık biraz uyuyacak zamanım var.
J'ai le temps de faire une sieste.
O kulubede uyuyacak.
Sors ton pieu, laisse-lui la cabane.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]