English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Ç ] / Çok güzel bir şey

Çok güzel bir şey Çeviri Fransızca

809 parallel translation
Bizim kasabadan biriyle karşılaşmak inanın çok güzel bir şey.
Ça fait du bien de revoir quelqu'un de chez nous.
Bu çok güzel bir şey.
ça, c'est bon.
- Çok güzel bir şey.
10 ans avec moi...
Korkarım ki o haklı. Ama bu çok güzel bir şey.
Il a raison, je le crains, Michael.
Bu yeni ülkeye, büyükbabanızla çok uzun zaman önce geldik. Çünkü burada, çok güzel bir şey olduğunu duyduk.
Votre Grand-père et moi sommes venus dans ce pays... parce qu'on nous avait dit que la vie y était meilleure.
Bu yaptığın çok güzel bir şey, Frances. Ama o kadar kişinin hayatını kurtaramayacak kadar küçük.
Une bonne pensée, mais... une bien petite tarte pour sauver tant de vies.
Ama çok güzel bir şey. Dışarıdan görünüşü harika...
Belle mécanique d'après ce que j'ai vu dehors.
Çok güzel bir şey yapmışsın.
C'est une bonne idée, une excellente chose...
Çok güzel bir şey.
C'est une chose magnifique.
Bir annenizin olması çok güzel bir şey olsa gerek!
Ça doit être chic d'avoir une mère!
Kardeşinizi düşünmeniz çok güzel bir şey ama bana bu kadar acımasız davranamazsınız.
C'est très bien de penser à votre sœur, mais vous ne pouvez aller jusqu'à me traiter de manière aussi impitoyable.
Çok güzel bir şey. Kız bayılacaktır.
Elle est si jolie qu'il vous enchantera.
- Her şey karma karışıkken, birden aklıma çok güzel bir şey geldi
Là-bas, au milieu de tous ces gens, j'ai compris une chose. Une chose évidente.
Yani kocam için çok güzel bir şey hatta bir bakıma yeni kocam için.
Gentil de la part d'un mari.
Bu akşam buraya gelebilmeniz gerçekten çok güzel bir şey, Bayan Ogi.
C'est très gentil à vous d'être venue dîner ici ce soir, Mlle Ogi.
Çok güzel bir şey.
Une jolie petite affaire.
Çok güzel bir şey.
Un très bel objet.
Al bakalım. Gerçi çok güzel bir şey değil ama.
Je ne sais pas si c'est bien joli.
Karen için yapmaya çalıştığınız çok güzel bir şey, Bayan Fremont.
C'est bien, ce que vous voulez faire pour Karen.
Yeni geldim ve çok, çok güzel bir şey istiyorum.
Je viens d'arriver et je veux quelque chose de très, très joli.
Bu sana şans getirecek. Başına çok güzel bir şey gelecek.
Quelque chose de vraiment bien va t'arriver.
- Her zaman çiçeklere sahip olmanın çok güzel bir şey olduğunu düşünmüşümdür... - Bayan Bates...
C'est si joli, des fleurs dans la maison.
Ah sevgilim, çok güzel bir şey bu.
Elle est magnifique.
Bu kadar yoğun aile sevgisi çok güzel bir şey.
Quel attachement!
Yeni ve çok güzel bir şey...
Une très belle chose!
Senin için çok güzel bir şey bulacağım.
Je vais te trouver quelque chose de beau.
- Ne? - Çok güzel bir şey.
Je vous montrerai quelque chose de beau.
- Bu çok güzel bir şey.
- C'est très beau. - De quoi parlez-vous?
Bu kadar güzel bir şekilde ödüllendirildiğime göre hayata dair çok iyi bir şey yapmış olmalıyım.
Je me sens royalement récompensé.
Çok büyük ve güzel bir şey.
Quelque chose de grand et beau.
Bu çok kötü bir şey! Karımın vatanı Avusturya'da çok güzel av hayvanları var, yabani horoz mesela.
Chez ma femme, en Autriche, on chasse le coq des bois.
Yeni bir evlilik kadar güzel bir şey yoktur henüz psikozlar olmaz, hırçınlık ve suçluluk da sizleri kutluyorum, ve umarım çok güzel bebekleriniz olur.
Il n'y a rien de mieux qu'un mariage à ses débuts. Pas encore de psychoses ni agressions, pas de complexes de culpabilité. Je vous félicite et je vous souhaite plein de bébés et pas de phobies.
O yüzden atın üzerindeki herhangi bir şey bana çok güzel görünüyor.
Et revoir des hommes à cheval me ravit!
- Şey, sen çok güzel bir kadınsın. - Biliyorum.
Je sais.
Çok güzel bir şey olmalı.
J'aurai encore plus de plaisir à rentrer. Il sera sûrement très mignon, notre enfant.
Çok şey öğrendim, baba. Sadece çok güzel soslar ve yemekler pişirmeyi değil..... çok daha önemli bir tarif.
J'ai tant appris, père, pas seulement à faire la vichyssoise ou la tête de veau vinaigrette,
Önceki konuşmacılar oldukça güzel noktalar değindiler. Ekleyecek çok fazla bir şey de kalmadı.
Ceux qui ont parlé avant moi ont été très éloquents et je n'ai rien à ajouter.
Bir şey söyleyeyim mi? Eminim her şey çok güzel olacak.
Vous savez, je parie que tout se passera très bien.
Aklınızda bulunsun, gümrükten bir şey geçirmek için çok güzel bir metot.
Je vous donne le truc pour si, des fois, vous aviez quelque chose a passer a la douane.
Yaptığın çok güzel, çok romantik bir şey.
Tu ne devrais pas avoir honte parce que c'est très romantique ce que tu as fait.
Vincenzo bize bir şey dememiş olabilir ama bu çok güzel bir sürpriz oldu!
Vincenzo ne nous avait rien dit. Il nous a fait la surprise!
- Bu yaptığın çok güzel bir şey.
C'est bien d'offrir un enterrement chrétien à une pauvre âme.
Oh Guido, bu çok güzel. Hep bunun gibi bir şey istemiştim.
Oh Guido, c'est splendide, j'en ai toujours rêvé!
Pomeroy'un elimizdeki bütün değersiz arazileri alması çok güzel oldu. Değersiz olduklarını nereden biliyorsun hayatım? Tek bir şey kesin, o da üzerinde petrol olmadığı.
Le premier soir où on allait diffuser Addams Family,
Çok cömert bir ruhunuz var ve üstelik bu son 24 saat içinde hakkınızda öğrendiğim tek güzel şey de değil.
Vous êtes très généreuse. Et ce n'est pas la seule chose que j'ai apprise sur vous.
Onu bazen çok güzel bir resim verecek bir şey yaparken görüyordum ama, iki buçuk dakika dolmamışsa, resmi çekmezdim.
ET UNE GUERRE AVEC LES KLINGONS. LA NOUVELLE GENERATION
Evet, çok güzel bir sey.
Pas mal.
Bunlarla çekilişte bir çok güzel şey kazanabilirsin.
Vous pouvez gagner des tas de belles choses.
Yeni bir rejim geldiğinde önce her şey çok güzel olacak der.
Quand un nouveau pouvoir arrive il dit, tout sera bien.
Çok zarif bir şey gibi, güzel.
La beauté est très rare.
Ama bir şey kesin ki burası güzel bir ülke. Çok güzel. Ve şimdi ancak kalbimde...
Mais soyez sûrs qu'il s'agit là d'une belle chanson, une belle chanson qui est ici dans mon cœur, dès à présent.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]