English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Ö ] / Öğrenmek

Öğrenmek Çeviri Fransızca

14,841 parallel translation
Bunu öğrenmek uzun zamanımı aldı.
J'ai mis du temps à l'apprendre.
Mezun buluşmasından kimin sorumlu olduğunu öğrenmek için okulu aradım ve bana kimsenin sorumlu olmadığını söylediler. "Neeee?" dedim.
J'ai appelé l'école pour savoir qui était la classe de liaison pour la fête des anciens élèves et ils m'ont dit qu'il n'y en avait pas et j'étais là genre, " quooooi?
Görünüşe göre sıkı dostun Babineaux öğrenmek üzereymiş.
Oh. On dirait que votre meilleur pote Babineaux était sur le point de le découvrir.
Arkeologlar farklı kültürleri öğrenmek için bu işi yaparlar.
Employée pour en apprendre plus sur les autres cultures.
Pekala, şimdi yapmamız gereken tek şey bu oyunun sesini dizayn eden kişiyi öğrenmek.
Il ne nous reste plus qu'à trouver qui a fait les bruitages de ce jeu. Ça doit être répertorié quelque part.
TheAlgea'nın pilot olmadığını öğrenmek fikrinizi değiştirdi mi?
Cela a-t-il changé votre opinion de savoir que l'Algea n'était pas pilote?
- Sadece doktor randevumuzun kaçta olduğunu öğrenmek istedim.
- Je voulais juste savoir à quelle heure est notre rendez-vous chez le médecin.
Öğrenmek üzere olduğumuzu düşünüyoruz.
On devrait bientôt le savoir.
Ulu Han gözlerin kapalı nasıl savaştığını öğrenmek istiyor.
Le Grand Khan veut savoir comment tu te bats les yeux bandés.
Şarkıları, dansı öğrenmek için aylarımı harcadım.
J'étais censé être un Basta Boy.
Neye vurgu yaptığınızı anladık ama şunu öğrenmek istiyorum jüriyi gerçekten ikna edebildiğinizi düşünüyor musunuz?
On comprend ce que vous dites, mais... Pensez-vous que cela convaincra aussi le jury?
Ne kadar ileri gidebileceğinizi öğrenmek istemiştim sadece.
Je voulais savoir jusqu'où vous vouliez aller.
O gün Brendan'ın annesiyle yeniden irtibata geçtik kendisine Breandan'ı Manitowoc İlçe Şerif Departmanına götürmek istediğimizi orada Brendan'la kamera önünde bir görüşme yaparak başka bildiği veya gördüğü bir şey var mı öğrenmek istediğimizi söyledik.
INTERROGATOIRE DE BRENDAN DASSEY On a contacté à nouveau la mère de Brendan, on lui a dit qu'on conduirait Brendan au bureau du shérif du comté de Manitowoc pour filmer l'interrogatoire de Brendan, pour savoir ce qu'il savait, ce qu'il aurait pu voir.
Nasıl bir şey olduğunu öğrenmek istedi.
Il voulait savoir ce que ça faisait.
Annesi, babası ve benim, ziyarete gelmeden önce birkaç hafta beklememizi bu arada hapishanenin ortamına biraz alışmak ve oranın kurallarını öğrenmek istediğini söyledi.
Il voulait qu'on attende deux semaines, sa mère, son père et moi, avant qu'on passe le voir. Il voulait s'acclimater un peu à cette prison, connaître l'emploi du temps, ce genre de choses.
Bu bilgileri iyice öğrenmek için bir haftanız var.
Vous avez une semaine pour graver ces infos
Fransız örgüsünün nasıl yapılacağını öğrenmek hayalimdi. Senin için yapmamı istersen haber ver yeter.
J'ai lu le tuto sur les tresses, alors si tu en veux une, tu me dis.
Sınırsız çoklu evreni öğrenmeye sınırsız tehlikeleri öğrenmek de dahildir.
La découverte du Multivers, c'est la découverte de dangers infinis.
Yazarım. Bence yalnız olmadığımızı öğrenmek için birbirimize hikâyeler anlatıyoruz.
Je crois qu'on se raconte des histoires pour savoir qu'on n'est pas seuls.
- Hayatını öğrenmek hoşuma gidiyor.
J'aime entendre parler de ta vie.
Niye birlikte yaşamadığımızı öğrenmek ister misin?
Tu veux savoir pourquoi on ne vit pas ensemble? - Pièce A.
Kim olduğunu öğrenmek için nereden geldiğini bilmek isteyecek.
Il doit savoir d'où il vient, pour savoir qui il est.
Kutlamak için hangisi olduğunu öğrenmek istiyoruz da.
On aimerait savoir quand, pour pouvoir chérir le moment.
Ne öğrenmek istiyorsunuz?
Que voulez-vous savoir?
Dostun Bob neden Kara Porsuk olamaz öğrenmek ister misin?
Tu sais pourquoi ton pote aurait pas pu être le Blaireau noir?
Her şeyi anlatsana. - Gerçeği öğrenmek istiyor.
- Arrêtez, vous deux.
Gerçeği öğrenmek istiyorsun.
- Tu veux la vérité?
Vinny Pazienza'nın içinde olduğu araba bir taraftayken, diğer araba da... Yakınları ne olduğunu öğrenmek için Kent County Hastanesi'nde toplanıyor.
Elles montrent la voiture où était Vinny Pazienza et l'autre voiture sa famille et ses amis se rassemblent à l'hôpital pour voir ce qui s'est passé.
Öğrenmek zorunda.
Il faut qu'elle apprenne.
- Kaç kilo olduğunuzu öğrenmek ister misiniz?
{ \ 1cH00ffff } - Votre poids vous intéresse?
Tek istediğim, Bayan Peregrine'in döngüsünün yerini öğrenmek için birkaç dakikaydı.
Je voulais seulement quelques minutes pour lui soutirer l'emplacement de la boucle de Miss Peregrine.
Şayet benim jakkımda bir şeyler öğrenmek.. ... isterse diye.
Au cas où un jour il ou elle voudrait en savoir plus sur moi.
Esas olayın ne olduğunu öğrenmek ister misiniz?
Vous voulez connaître la vraie raison?
Rakiplerimin ihale tekliflerini öğrenmek için.
Pour connaître l'offre de mon concurrent.
Cinsiyetini öğrenmek ister misiniz?
Vous voulez connaître le sexe?
Bernie'nin nerede olduğunu öğrenmek istiyorum.
Je veux savoir où est Berne.
Bilmeden yaşamayı öğrenmek daha iyi.
Tu dois apprendre à vivre avec l'incertitude.
O ne geçmişini, ne de babasını öğrenmek istemiyor.
Il ne veut connaître ni son passé ni son père.
Öğrenmek ister misin?
Tu veux savoir?
Seni kara parada uzman yaptım ama bunu da öğrenmek zorundasın.
Je t'ai appris l'argent sale mais ça, à toi de l'apprendre.
Dana bir hata buldu, sen de halka açılmanın güvenli olup olmadığını öğrenmek istedin.
Dana a trouvé une erreur qui aurait plombé l'offre publique.
Gerçekten ne olduğunu öğrenmek istiyorum.
Que s'est-il passé?
Bu bok niye işe yaramadı öğrenmek ister misin, salak?
Tu veux savoir pourquoi ça n'a pas marché?
Hakkımda bir şey öğrenmek ister misin?
Tu veux savoir une chose sur moi?
Biz de tam olarak bunu öğrenmek üzereyiz Jeff.
C'est exactement ce qu'on va découvrir, Jeff.
Hediyelerin yılbaşı ağacından gelmediğini öğrenmek zorundalar.
Ils doivent apprendre que les cadeaux apparaissent pas sous les sapins de Noël.
Daha fazlasını öğrenmek istiyorum.
Je veux apprendre davantage.
Gitmem lazım çünkü bir dolu öğrenci... sınıfı geçip geçmediklerini öğrenmek istiyor.
J'y vais, parce que les enfants veulent savoir... s'ils ont échoué le CE1 ou non.
Şimdi bana söyler misiniz o talebin neresinde "Amacımız ayrıca, Manitowoc Emniyeti bünyesinde yolsuzluğa karışan bir polis olduğunu gösteren delil var mı öğrenmek" yazıyor?
"Notre but est aussi de découvrir s'il y a des preuves indiquant qu'il y a un policier corrompu dans le comté de Manitowoc."
Gerçeği öğrenmek istiyorsun.
- Tu veux la vérité.
Beni neyin öldürdüğünü öğrenmek ister misin?
Veux-tu savoir ce qui m'a tué?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]