English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ A ] / Aldınız mı

Aldınız mı Çeviri Portekizce

3,716 parallel translation
Otele kaydını yaptırınca adamın bilgilerini aldınız mı?
Obteve os dados desse tipo quando o recebeu no motel?
Hiç herhangi bir yardım aldınız mı, Bayan Singer?
Já recebeu ajuda, Sra. Singer?
Herhangi bir tehdit aldınız mı?
Recebeu alguma ameaça?
Bir müşteri tarafından Noah Kesswood'un hizmeti karşılığını ödeme için talimat aldığımı bulacaksınız.
Vocês irão descobrir que, instruído por um cliente, paguei pelos serviços do Noah Kesswood.
İçinde yaşadığımız bu evi satın aldım.
Comprei esta casa em que vivemos.
Mesajınızı aldım.
Recebia a tua mensagem.
Senin zırhını aldım. Yaşamlarınızı elinizden alacağım.
Tirei-te a armadura, vou tirar-vos as vidas!
Kanıt olarak cadı sopasını da aldınız mı?
Levou a vassoura dela como prova?
Haklısın. Geçen sefer en sevdiğimiz restorandan pizza aldığımız zaman gibi.
Como da última vez que comprámos pizza no nosso local preferido.
Zamanınızı aldım.
Eu estou a desperdiçar o seu tempo.
Şerif'in adamlarından birinin aldığını düşündüğümde Shelby'ye yardım istemeye gittim... -... ama kız ortadan kaybolmuştu.
Quando achei que estava no departamento do Xerife, pedi ajuda ao Shelby, mas ela desapareceu!
Vizsla, planladığımız gibi..... halkının desteğini aldı.
Vizsla conquistou o apoio do seu povo, tal como planeámos.
Bu girişimin finansmanına katkıda bulunan bir birey olarak paramın karşılığını aldığımı hissetmek istiyorum. Hâlâ bir ayımız var.
Como sou o apoio financeiro desta campanha, quero saber que o investimento vai dar retorno.
Mesajınızı aldım.
Recebi a sua mensagem.
Bu yaptığınızsa fırsattan istifade etme imkânımızı elimizden aldı.
Uma vantagem que me foi retirada devido às tuas malditas ações.
Ve annesinin önünde organlarını başarıyla aldığınızı kutladınız. Kutlama yapmadım.
O facto de você comemorar o sucesso da retirada dos órgãos na frente da sua mãe...
Yani, ben bu şeyleri istemedim adamın bize üç kez borcu olduğu için ödemeyi haplarla yaptı ve aldığımız şeylerin hepsi bunlardı.
Eu não queria aquilo... mas os comprimidos valem mais do que o tipo nos devia... e não íamos conseguir mais nada.
Anayasal sürece aldırmazsanız eğer burada işimiz sonlandığında avukatlarım yaptıklarınızın acısını söke söke çıkartacaktır.
E mesmo com estas brechas constitucionais que encontraram, quando sair daqui... Os meus advogados vão acabar convosco.
Bu sabah arama izniyle birlikte dolabınızdan aldığımız zegna markalı gömleğin.
A sua camisa Zegna, retirada do seu roupeiro esta manhã, sob mandado.
Mesajınızı aldım ama şu anda hizmetinizi uzatmak istemiyorum.
MAS DE MOMENTO NÃO DESEJO PROLONGAR OS SEUS SERVIÇOS. OBRIGADO, RECEBERÁ O ÚLTIMO PAGAMENTO BREVEMENTE.
Northridge depreminden sonra babam özelleştirilmiş afet yardım şirketi kurmak için askeri anlaşmalarımızın kârını kullanmaktan ilham aldı.
Depois do sismo de Northridge, o meu pai inspirou-se em usar os lucros dos nossos contractos militares, para criar uma empresa de alívio de desastres privada.
Biliyorum annenin yerini alamam ama nefes aldığım sürece yalnız olmayacaksın.
Eu sei que não posso ocupar o lugar da tua mãe, mas enquanto eu conseguir respirar tu nunca estarás sózinho.
En iyi ortaklarınızı, geleceğinizi aldım ve sizinle işim bitmedi.
Tenho todos os vossos melhores sócios principais, o vosso futuro e não acabei.
Üçünüz benim için ne aldınız bakayım?
O que será que os três me compraram?
Nihayet çöldeki vahamızı bulmuştuk ama ödeme sınırımızın biraz üzerindeydi. Bizimkiler de biraz para kattı, bize bu arabayı verdiler ve kendileri de hayallerindeki arabayı aldılar.
Finalmente encontrámos um diamante em bruto, mas estava um pouco acima do meu orçamento, por isso os meus pais puseram mais dinheiro, deram-nos este carro e compraram o seu carro de sonho.
Ve geçen gün yaşadığımız bu acı dolu olaydan dolayı feci şekilde olgunlaşma..... ama nasıl bir olgunlaştım, nasıl bir olgunlaştım ki öyle bir olgunlaştım yani ve belli kararlar aldım. Artık senin de zamanını daha fazla da harcamanın gerekmediğini düşünüyorum.
E como resultado daquele infeliz incidente na outra noite, quero que saibas que cresci e tomei decisões.
Bakın, davayı siz aldığınız için kızgın olmadığımı bilmenizi isterim ama gelişmeleri bana bildirirseniz minnettar olurum.
Não guardo qualquer rancor por nos terem ganho o caso. Mas agradecia ser informado sobre os desenvolvimentos.
Mesajınızı aldım Bay Jane.
Recebi a sua mensagem, Sr. Jane.
Mesajınızı aldım. Hani AVM ameliyatına girmeyecektiniz?
Pensava que não íamos ver o paciente.
Bu komik. Joan Watson'dan aldığımız ifadeye göre, ona ve kızın babasına nerede olduğu bilgisiyle gitmişsin.
Porque, de acordo com o testemunho da Joan Watson, você abordou-a e ao pai da rapariga esta manhã com informações sobre o paradeiro dela.
Bizim fotoğraflarımızı çekmek için kimden izin aldınız?
Quem lhes deu permissão para nos tirarem fotografias?
Pekala onayımı aldınız.
Está bem, tens a minha bênção.
Şerif'in adamlarından birinin aldığını düşündüğümde, Shelby'den yardım... -...... istemeye gittim ama kız ortadan kaybolmuştu.
Quando pensei que a Polícia a tinha levado, fui ter com o Shelby pedir ajuda, mas foi-se...
Telefon kayıtlarımı mı aldınız?
Tu já verificaste os meus registos telefónicos?
Telefonu kimin satın aldığını öğrenirsek adamımızı buluruz.
Rastreamos a origem, descobrimos quem comprou
Açık arttırmadan aldığımız her şeyi ve senin birkaç zırvalarını satıyorum.
Estou a vender todo o conteúdo daquele armazém que ganhámos juntamente com algumas das tuas tralhas.
Hastaneyi satın aldığımızda sinsice iş yapmalarımız sona erecek.
Quando comprarmos o Hospital, voltamos a trabalhar.
Amerikan hükümetinde yetkileri kimin eline aldığını öğrenmeliyiz. Ayrıca bu suikast teşebbüsü için herhangi bir biçimde bizi suçlamaya kalkıp kalkmadıklarına dair güncel istihbarat atmamız lazım.
Temos de saber quem está à frente do governo americano e precisamos de informação atualizada sobre os esforços para nos culparem pela tentativa de assassínio.
Biz, sizden şifreleme kodlarını aldığımız gibi FBI kodları anında değiştirdi.
Mal recebemos os códigos de encriptação, o FBI mudou-os.
Selam. Mesajlarınızı aldım da.
Recebi as vossas mensagens.
Bir sokak çocuğundan yakın zamanda bir kızın kaçırıldığı hakkında duyum aldım.
Holder. Uma miúda de rua disse-me que uma amiga tinha desaparecido, recentemente.
Haklı, uh, Bayan Liu, Değerli zamanınızı aldığımız için özür dileriz.
Menina Liu, pedimos desculpa por tomar o seu precioso tempo.
Siz beni çoğu insanı umursamadığım için işe aldınız.
Vocês contrataram-me porque não me interessa as pessoas.
Buradaki adamın tırnaklarından aldığımız cilt hücrelerine göre, beyaz bir erkek, ve bulduğumuz saç kökleri bize en azından siyah saçlı olduğunu gösteriyor.
Aqui as células de pele de debaixo das unhas deste homem sugerem um caucasiano, e o folículo que encontramos diz-nos que tem pelo menos algum cabelo escuro.
Turizm Bakanlığı'nı durumu kontrol altına aldığımız konusunda ikna etmek için elimden geleni yaptım.
Estou fazendo o meu melhor nível para assegurar a Secretaria de Turismo que a situação está sob controle.
Dedektif Bell'in intikamını aldığımızı düşünüyorlar.
Eles pensam que isto é retaliação pelo ataque ao detective Bell.
Az önce aldığımız bir bilgiye göre ENN merkezinden bir başka yayın geldiği bildirildi.
Fui informada que recebemos outra mensagem, uma transmissão vinda para a emissora ENN.
Üzgünüm. Maalesef şirketimizde bu adam için boş pozisyonumuz yok çünkü bayım, o işi siz aldınız!
Desculpa, mas não há lugar nesta empresa para... este tipo!
Ben de kapıcınız değilim. Yaşım 14 iken kendimi özgür kıldım, amcamı yönetici olarak işe aldım, sonra onu kovdum, annemi işe aldım, sonra onu kovdum, amcamı yeniden işe aldım.
Não me emancipei aos 14 anos, contratei o meu tio como empresário, despedi-o, contratei a minha mãe, depois despedi-a e contratei o meu tio, para isto.
Sanırım aldıklarınızın parasını vermeyi unuttunuz.
Acho que se esqueceram de pagar por isso.
Beni filme aldığınızın farkında mısınız?
Percebe que só está a filmar-me?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]