English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ B ] / Bu olmayacak

Bu olmayacak Çeviri Portekizce

4,278 parallel translation
Tepelerimizin bir çoğu oldukça sarp, bazıları dikten öte, ve ne zaman birine motosikletle geriye doğru eğik bir yamaca doğru motosiklet sürdüğünüzü söylediğinizde "hayır, bu olmayacak" diyor ama bu doğru.
Muitos dos nossos morros são íngremes, alguns são quase verticais... Quando diz a alguém que está a andar numa mota contra as colinas que são quase verticais... Dizem "Não, não é possível"... bem.. é!
Aynı kalmamızı istedim ama sanırsam bu olmayacak.
Quero que tudo permaneça igual, mas não acho que seja possível.
- Bu olmayacak.
- Não.
Bu olmayacak.
Não, isso nunca vai acontecer. Nunca.
Babam lokanta işini devralmamı istiyor ama bu olmayacak.
Meu pai quer que eu tome conta do restaurante mas isso não irá acontecer.
- Hayır, bu olmayacak.
- Isso não vai acontecer.
Çünkü, baba, o haklı eğer bu işi alırsam bşakasına zaman olmayacak.
Porque ele está certo, pai. Se eu aceitar o emprego, não haverá tempo para nada mais.
Bunların hiçbiri olmayacak çünkü Calvin bize bu konuda yardım edecek.
Nada disso irá acontecer, pois o Calvin vai ajudar-nos a evitar tudo isso.
İlk defa insan öldürmüyorlar, bu son da olmayacak.
Não é a primeira vez que matam alguém e não será a última.
Bu işi batırmayın. Başka bir şansımız olmayacak.
Não estraguem tudo, não teremos outra hipótese.
Öyleyse bu seni için de sorun olmayacak fakat sana Ashley'ye rastladığımı söylemek istedim.
Provavelmente isto também não irá interessar-lhe, mas... queria que soubesse que encontrei a Ashley.
Bu hiç kolay olmayacak değil mi?
Isto não vai ser fácil, pois não?
Bu kolay olmayacak.
Não será fácil.
Bu şeyi atlattığımız zaman eskisi gibi olmayacak, değil mi?
Quando ultrapassarmos isto, não vai ser como era, vai?
Açıkça görülüyor ki bu çok rahat olmayacak.
Óbviamente que não irá ser particularmente... Confortável.
Ama bu sefer olmayacak.
Mas não desta vez.
Hayır, izini sürmek bu kadar kolay olmayacak.
Não que vá ser fácil de localizar.
Allah hakkı için bu bir daha olmayacak.
Em nome de Alá, isto nunca mais voltará a acontecer.
İçeri girmenin bir yolu var. Ancak bu hiçte kolay olmayacak.
Há uma maneira de entrar, só não vai ser fácil.
Pekala, bu böyle olmayacak. Evet, ben öyle düşünüyorum.
- Pois é, isso não vai acontecer.
Evet, bu uykulu olmayacak.
É, isso não vai acontecer.
, Bu kelimeleri hatırlıyorum Eğer olmayacak çünkü bir şey elde bizim anlaşma ötesinde.
Lembra-te destas palavras, porque, não vais ter mais nada, a não ser o nosso acordo.
Bu hiç yardımcı olmayacak.
Isso não te vai ajudar.
Artık bu olmayacak.
Já chega.
Fakat bana şunu söyle bu noktalara geldiğimize göre ve evimize bir ziyarette bulunup adamlarımıza bunu yaptıktan sonra nasıl bir karşılık vermemi beklersin? Bir daha olmayacak.
Não acontecerá outra vez, mas diz-me...
Bu hiç kolay olmayacak.
Não vai ser fácil.
Bu işin sonu iyi olmayacak.
Isto não vai acabar nada bem.
Bu adamı yere sermemiz kolay olmayacak.
Este tipo não vai ser fácil.
Bu kalkan onun okyanusa kaymasına engel olmayacak.
O escudo não vai impedi-la de deslizar para o mar!
Bu o kadar kolay olmayacak.
Isso pode não ser fácil.
Baelfire bu grubun bir parçası olmayacak.
Mas o Baelfire não fará parte dele.
Bu çok tatlı ama sana hiçbir şey olmayacak.
Isso é muito querido, mas... mas não te vai acontecer nada.
İyi tarafından bakarsak, bu sonsuza kadar bizim sorunumuz olmayacak.
Bem, o lado bom, é que isto não será para sempre um problema nosso.
Tamam, sen de ben de biliyoruz ki bu Abby için yeterli olmayacak.
Nós dois sabemos que isso não será suficiente para a Abby.
Ama bu iş olmayacak.
Isso não vai rolar.
Bu kendimizi korumak için bir araya geldiğimiz ilk zaman değil ve sonuncusu da olmayacak.
Esta não é a primeira vez, que tivemos que nos juntar para nos proteger, e não será a última.
Bu ilk değil ve son da olmayacak.
Esta não é a primeira vez E nem será a última.
Bu asla olmayacak.
Bem, não vai acontecer.
Ama bu asla olmayacak.
Mas nunca poderá acontecer...
Bu kolay olmayacak, Louis.
Não será fácil, Louis.
Ben söylemediğim sürece bu cesede yaklaşan ya da gören olmayacak.
Ninguém vê ou se aproxima do corpo até que eu o diga.
Onun yardımına ihtiyacımız var Joe ve ben bu yardımı almayı umuyorum. Çünkü Kings'i yerle bir etmeye odaklandığım müddetçe Flaco yangınında olanları araştırmaya vaktim olmayacak.
Precisamos da ajuda dele, Joe... e espero que consigamos... porque quanto mais focado eu estiver em derrubar os "Reis", mais tempo terei para investigar o que aconteceu naquele incêndio com o Flaco.
Söz, bu sefer tuhaf şeyler olmayacak.
Desta vez prometo, sem piadas.
Bu işin sonu senin için iyi olmayacak Killian.
Isto não termina bem para ti, Killian.
Her yerde yaralanabilirsin Boyle. Eğer öyle olursa da bu ayakkabı satıcısı sana dediği için olmuş olmayacak.
Podes magoar-te em qualquer lado e, se te magoares, não será por uma vendedora de sapatos o ter previsto.
Bu listedeki kişilerin bize bunu vermesi mümkün olmayacak.
As pessoas desta lista não serão capazes de nos trazer isso.
Çantana altın geçtiğinde yüzün bu kadar ekşi olmayacak. Bir elinde bir sürahi şarap, diğer elinde güzel bir kadın.
Não vais ficar com essa cara de pau quando receberes o teu ouro, um copo de vinho numa mão, e uma bonita mulher na outra.
Bir sonraki görevinde bu kadar bol vaktin olmayacak.
Na tua próxima tarefa, não terás o luxo do tempo para decidir.
Kalbini kazandığımda, Emma emin ol ki kazanacağım, bu düzenbazlıkla olmayacak.
Por isso quando conquistar o teu coração, Emma... e vou conquistá-lo, não será com recurso a truques.
Bu işten çıkışın hoş olmayacak.
Não vais sair disto com bom ar.
Yani bu his asla yok olmayacak mı?
Então, esse tipo de sensação nunca desaparece? Não.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]