Bu olmaz Çeviri Portekizce
7,124 parallel translation
- Hayır, bu olmaz.
Não podemos usá-lo.
Jake, bu olmaz-olmaz listesi üç üçlük.
Jake, esta "lista do não" é um cesto certeiro.
Bu olmaz işte.
Isto não pode estar bem.
Bu olmaz.
- Não pode ser.
- Bu olmaz.
- Não é assim.
Üzgünüm, memur bey, bu methi garaj satışından aldığım bir pufun içinde buldum. Olmaz. Dolabım güvenli.
"Desculpe, Sr. Agente, encontrei este saco de'meta'num banco que comprei numa venda de garagem." Não, o meu roupeiro é seguro.
Bu özgeçmişle olmaz.
Não com o teu currículo.
Jerry bu teklifi hiç görmese olmaz mı?
Talvez... Será possível que o Jerry nunca chegue a ver esta oferta?
Özellikle bu kadar yıl sonra görgü tanıkları güvenilir olmaz.
Os relatos das testemunhas, especialmente anos depois dos factos, - não são confiáveis, e tu sabes disso.
Bu gece olmaz.
Não para esta noite.
Olmaz. Bu parayla insanlara noel hediyesi alacağız.
Não, vamos usar isso para comprar presentes de natal ao pessoal.
Bu arada şu sefil yaratığa biri merhamet gösterirse hiç fena olmaz.
Por falar nisso, alguém devia dar misericórdia à pobre criatura.
- Olmaz, bu kurallara aykırı.
- Não, é contra as regras.
- Savunma, Valiyi Bay Agos'a bu uyuşturucuları çalma emrini vermekle suçlamıyor olsa bile,... tekrar ediyorum : müvekkilimin burada hiçbir katıkısı olmaz.
- E até mesmo a Defesa não está a acusar o Governador de ordenar o Sr. Agos a roubá-las, então, novamente : o meu cliente não tem nada para contribuir aqui.
Bu kadar küçük bir uçak için endüstri fırınına ihtiyacın olmaz ki.
Não precisavas de um forno industrial deste tamanho.
Bu sorun olmaz.
Não é um problema.
- Yılın bu zamanında sandığın kadar sıcak olmaz.
Não é tão quente como achas que é nesta época do ano.
Bu böyle olmaz.
Isto não pode acontecer.
Teşekkürler, aklımda tutarım, bu gece olmaz, yapmam gereken bir iş var.
Obrigada. Vou lembrar-me, mas não esta noite. Tenho de fazer uma coisa.
Bu evlilik Protestanlar için hiçbir zaman gerçek bir güç olmaz ama, onlar için yaralarını iyileştiren bir merhem olacaktır.
O casamento não dará poder real aos Protestantes, mas será um consolo para eles.
Nişanlamaları konusunda onları zorlayabilirim ama, bu iki taraf içinde iyi olmaz.
Podia forçar o seu noivado, mas isso não geraria boa vontade em nenhum dos lados.
- Yâkub'um asla bu kadar hakir olmaz.
O meu Jacó nunca seria assim tão vil.
Üstat, bu parti sanatı destekliyor fakat güven bana, eğlencesiz para olmaz.
Maestro, esta festa apoia as artes, mas confie em mim, sem diversão não há angariação. - Maestro. - Obrigado.
Bu işime engel olmaz.
Isso não me vai impedir de fazer o meu trabalho.
Bu olmaz.
Não, não. Isto não.
Bu sefer olmaz.
Isso não vai dar.
- Komik olması geçene kadar. - Bu da asla olmaz.
- Até deixar de ser engraçado.
- Elbette. Fakat bu doğru olmaz çünkü Snotlout hiçbir şey yapmadı.
Mas não seria correcto porque o Snotlout não fez nada.
Bu yaptığın için teşekkürler. Lafı bile olmaz.
Obrigada por fazer isso.
Williams Ailesi'nin çakma çamla işi olmaz, tamam mı? - İşte bu.
- Esta é bonita.
Bu gece olmaz.
Esta noite não.
- Bu pek iyi olmaz.
Não ajudará em nada.
Bu bizim için bir sorun olmaz.
Não será problema.
- Kanka bak bu kelime oyunları seni olmaz listende var mıydı?
- Amigo, rimar está tua na lista? - Não.
Bu adamların kalbi olmaz ki.
Estes tipos não têm sentimentos.
Çünkü bu akşam dövme yaptırmak istiyorum ve olmaz demenden korkuyordum.
Porque quero fazer uma tatuagem esta noite e estava com medo que não deixasses.
- Hayır. Bu sefer onu zorlayamam, olmaz.
Não posso recorrer a ela, não desta vez.
Ama bu şekilde kaybedecek bir şeyimiz olmaz.
Mas, pelo menos, desta forma não perdíamos tudo.
Bu sefer olmaz.
Não desta vez.
- Eğer bunu yapsaydım bu hile mi olurdu? - Olmaz mıydı?
- Se o fiz, é considerado batota?
Olmaz, bu çok amatörce duruyor.
- É amador, é coisa de amador. - Não é nada.
Bu albümü tamamlamamız gerekiyor ama bu şekilde hiçbir yere varacağı yok. Bu parçalanmışlıkla olmaz!
Temos de terminar o álbum e não vai ser assim, todo fragmentado.
İşte bu dua eden Donna, bir daha vur böyle şerefe olmaz.
É uma prece, Donna, não é um brinde.
Olmaz. Yeni bir takım bu.
- O fato é novo!
Tamam ama bu, bana engel olmaz.
- Certo, mas falo na mesma.
Ama bu benim için iyi olmaz.
Mas não me faz parecer bem.
Bu durumda etrafta dolanmak iyi olmaz.
Esperar não é bom nestes casos.
Hayır, bebeğim, bu şekilde olmaz.
Não, querida, não funciona assim.
- Olmaz çok büyük bu!
- Não, é muito grande.
Bu iş böyle olmaz.
Isto não vai funcionar.
Bu kadar gecikmek olmaz beyler.
Isto não chega, amigos.
olmaz 3739
olmazdı 21
olmaz mı 346
olmazsa 30
olmaz öyle şey 40
olmaz dedim 29
olmaz efendim 16
bu olabilir 58
bu olsun 16
bu olacak 24
olmazdı 21
olmaz mı 346
olmazsa 30
olmaz öyle şey 40
olmaz dedim 29
olmaz efendim 16
bu olabilir 58
bu olsun 16
bu olacak 24
bu olmayacak 50
bu olay 48
bu olur 45
bu olamaz 268
bu olur mu 39
bu olayda 16
bu olabilir mi 19
bu oldu 16
bu olmamalıydı 17
bu olağanüstü 52
bu olay 48
bu olur 45
bu olamaz 268
bu olur mu 39
bu olayda 16
bu olabilir mi 19
bu oldu 16
bu olmamalıydı 17
bu olağanüstü 52