Bunlar mı Çeviri Portekizce
17,220 parallel translation
Ölüm saçan İspanyol generaller bunlar mı?
Então, estes são os generais espanhóis assassinos?
İşi kolaylaştırmak için bunları renklerine göre ayırdım.
Para facilitar, pus cores diferentes.
Bunları yaptıran Patricia mı yoksa?
Ou é a Patricia que decide?
Yarınki seansımızda bunları etraflıca konuşalım.
Talvez devêssemos conversar numa consulta a sério, amanhã.
Peki, ben bunları alayım.
Óptimo. Eu levo já estes.
Tanrım, nasıl oluyor da bunların hiçbirini bilmiyorsun?
Credo! Como não sabes disto?
- Bunlar Cadı mı?
- Feiticeiros?
Şu an tek önemli olan bunları unutup işini yapman ve arkadaşlarımızı bulmamıza yardım etmen.
Tudo aquilo que importa é que esqueças esta porcaria e faças o teu trabalho... e nos ajudes a encontrar os nossos homens.
Bunlar benim silah arkadaşlarım ve şu an orada ölmek üzereler.
São os meus colegas de tripulação e estão a ser massacrados.
Gerçek şu ki, o olmadan bunların hiçbirini yapamazdım ama şimdi görüyorum ki, o da bunları bensiz yapamazdı.
E a verdade é que não teria conseguido sem ele, mas percebo agora que ele não teria conseguido sem mim.
Bunları yerel haritalarla karşılaştırarak neyle karşılaşacağımızı öğrenebiliriz.
Se conseguirmos comparar isso com estes mapas locais, deve dar-nos uma boa ideia de onde nos estamos a meter.
Sen olmasan bunların hiçbirini yapamazdım.
Não consigo fazer isto sem ti.
Bunlar benim eşyalarım.
O equipamento é meu!
Bunları ofise götürmemiz lazım.
Devíamos levar isto para o escritório.
Bunları haber yap bak bakalım başına neler geliyor.
Publicas este lixo e logo vês o que te acontece.
Bunları burda konuşmak zorunda mıyız? - ben patronum sen de çalışanımsın.
Precisamos falar da dinâmica chefe-empregada?
Bütün bunlar çok uzun sürerdi. Seni kızla tanıştırdım.
Eu apresentei-te.
Tüm bunlar şart mı?
Isto tudo é mesmo necessário?
Bizim hakkımızda bazı şeyler var ve bunları baban ve ben kimsenin bilmesini istemiyoruz. Tamam mı?
Há certas coisas sobre nós que eu e o teu pai não queremos que ninguém saiba, está bem?
Bu sabah bir avukatımızı oraya yolladığımızı bunlar bile bilmiyor.
Nem mesmo estes homens sabem que temos lá um advogado esta manhã.
Eski karım Janet, bunları kasvetli bulurdu.
A minha ex-mulher, a Janet, achava isto triste.
Megan'ın bunları uydurduğunu sanırdım. Sırf seni savunmak için.
Pensei que a Megan tinha inventado essa parte para te defender.
Bunlar televizyonlarda veya ana akım medyada görebileceğiniz - görüntüler değil.
Estas são imagens que não irão ver na televisão ou na comunicação social generalista.
Sanırım bunlar benim kimyamı bozdu.
Acho que isso mexeu com a minha química.
Bunlar bittiğinde seni almaya geleceğim, tamam mı?
Eu volto quando tudo isto terminar, está bem?
Bunlar bana mantıklı mı geliyor sanıyorsun?
Julga que eu acho isto racional?
Var ya haklıysan ve bunları bana şeytan yaptırmışsa beni yeniden duruşmaya mı çıkartacaksın?
Sabes... Se tiveres razão e eu estar possuído, marcas-me outro julgamento?
Bak, aklın varsa kızlara söyle bunları yardım derneğine götürsünler.
É basicamente o resumo do nosso casamento. Ouve, se fores esperto, pedes às crianças para levarem isto à instituição de caridade.
Annemi öldüren adamı yakaladım ama bunu yaparak, dünyamızın başına yeni tehlikeler açtım ve bunları durdurabilecek kadar hızlı olan tek kişi benim.
Apanhei o homem que matou a minha mãe, mas, ao fazer isso, expus o nosso mundo a novas ameaças. E sou o único suficientemente veloz para as parar.
Pekala, Jes... Tüm bunların bir rastlantı olduğunu mu düşünmem lazım?
- E é suposto eu pensar que é apenas uma coincidência?
Sanırım bunlar JED.
Eu penso que são Jeds.
Burada sıkışıp kaldığımızı oğluma söylemek zorunda kalan, ve ne zaman eve döneceğimiz hakkında en ufak fikri olmayan ben. Bunları ne daha katlanılabilir hale getirirdi biliyor musun?
Eu, quando disse às crianças que estão presas aqui que não faço ideia quando irão para casa e, sabes o que tornaria isso um bocadinho melhor?
Bunları pediatri bölümünden aşırdım.
Assaltei a Pediatria.
Birbirimize bunları söyleyeceğimiz uzun bir hayatımız olacak, tamam mı?
Teremos a vida inteira para dizer - coisas um ao outro, está bem?
Sence eski hayatımıza geri dönüp bunların hiçbiri... -... yaşanmamış gibi yapabilecek miyiz?
Achas que podes apenas devolver-nos às nossas vidas e depois fingir que tudo isto nunca sequer se tenha passado?
Sen bunları yapabilesin diye her şeyi çöpe atar mıyım...
Achas mesmo que irei desperdiçar isso só para que tu possas...
- Muhtemelen... - Ve bunlar benim savunucularım.
- Provavelmente, deveria...
Sadece koşarken bunları nasıl uygulayacağımı anlayamadım.
Mas não sei como aplicá-la a mim quando corro.
Tamam bak, üzgünüm. Bırak tüm bunları ben halledeyim tamam mı?
Deixa-me tratar disso.
Bunlar bir yana, bu çocuk senin için her şeyi yaptı. Haksız mıyım?
Mas, para além disso ele não fez porra nenhuma por ti.
Bu Dünya'nın elektromanyetik frekansına göre yeniden ayarladım bunları.
Recalibrei estes óculos, para a frequência eletromagnética desta Terra.
Bunlar olmuyormuş gibi yapıp evinde saklanacak mısın yani?
Então, vai esconder-se? Fingir que isto não está a acontecer?
Unutalım bunları.
Vamos sair daqui.
Bunların koruyabileceğinden çok daha iyi koruyacağım.
Muito melhor do que isto.
Bunları ne yapayım?
O que é que faço a estas?
Bunları hak etmediğinin de farkındayım.
E sei que não é justo.
Şaka mı sanıyorsun bunları?
Acha que isso é uma piada?
Baba mı bana bunları söylemeni istedi?
O pai treinou-a para dizer isso?
Olmaz, tanıklık etmeyeyim diye atlatmadım bunları.
Não passei por isto tudo para não testemunhar.
Hepsi doğru ama hayatım boyunca bunların bilincindeydim hiçbir zaman uykumu kaçırmadı.
Tudo isso é verdade, mas enfrentei a minha vida toda sabendo disso e nunca me fez perder o sono.
Sanırım sadece tüm bunların içinde senin sıkıldığın zamanı bekliyorum. Beni sıkmıyorsun.
Acho que estou à espera daquela parte em que começo a aborrecer-te.