Cuma mı Çeviri Portekizce
986 parallel translation
- Haftaya cuma mesela? - Cuma mı? - Tatbikatlar bitince.
Quando as manobras tiverem terminado.
- Hafta sonu Cuma mı?
- Acaba na sexta-feira?
- Cuma mı dedin?
- Sexta-feira?
Bugün cuma mı?
- Já é sexta-feira?
Bugün cuma mı?
Já é sexta-feira?
- Cuma mı?
- Na sexta?
- Bu Cuma mı?
- Esta sexta-feira?
- Cuma mı? Benim için uygun.
Sexta está bom para mim.
Cuma günü bana uğramadın, ben de sana gelmek zorunda kaldım.
Não foi ver-me na sexta-feira. Tive eu de vir ter consigo.
Bayan Treadwell cuma gecesi, tüm gece boyunca evde tek başınıza mıydınız?
Certamente. Agora, sexta à noite, Sra. Treadwell, ficou só, em casa toda a noite?
Ancak Salı ve Cuma gecelerini, baş başa, sessizce yemek yiyip, plaklarımı dinleyerek evde geçirirdik.
Mas nas noites de Terças e Sextas ficávamos em minha casa... jantando na intimamente, e a ouvir os meus discos.
Ancak bir sonraki Cuma yine aynı şey olduğunda, bu sefer kaygılanmıştım.
Mas quando voltou a acontecer na Sexta seguinte, fiquei perturbado.
- Polisler gelmeden demek. - Cuma akşamı sen buradan ayrılmadan önce de var mıydı?
- Estava lá na Sexta antes de saír?
İçki dolabını Cuma günü kontrol etmiştim ve boş şişeleri de bodruma taşımıştım.
Limpei a garrafeira na Sexta... e levei as vazias para a cave.
Çıraklığımın altıncı yılında... bir Cuma gecesiydi.
Foi no sexto ano da minha aprendizagem e era uma sexta-feira à noite.
Ben size Cuma günü pansuman yapmıştım.
Não enganou-se no dia. Fiz-lhe um curativo na... sexta. A propósito, como vai a cabeça?
Seni.. bir bakalım... Cuma öğle vakti ararım.
Bem, ligo-lhe na sexta.
Arabayı alırsam cuma olur tamam mı?
Na sexta-feira, se eu tiver o carro, está bem?
Ayrıca, geçen cuma da oldukça fazla kazandım.
Afinal ganhei bastante na última sexta.
Cuma gecesiydi. Hatırladınız mı?
Numa noite de sexta-feira.
Bugün Cuma, Tanrımızın çile günü.
É sexta-feira, dia da Paixão de Nosso Senhor Cristo.
Buluşsak mı, sözgelimi Cuma günü?
Porque näo te encontras comigo na sexta-feira?
Bayan Watchett, Bay Filby'i ve ötekileri Cuma yemeğe çağırdım.
Mrs. Watchett, convidei Mr. Filby e os outros para jantar, sexta-feira.
Geçen Cuma'ydı, bakımını yaptığım bayan bir çek yazdı. 15 dolarlık bir çek.
Foi na sexta-feira passada, uma mulher que tratei na enfermaria, enviou-me um cheque, um cheque de 15 dólares.
Bütün hafta düşünüp uçakla göndermek üzere Cuma gecesi yazmak zorundayım. Siz neler yapıyorsunuz?
Tenho de pensar neles toda a semana para os escrever à noite da sexta-feira ao sábado para os enviar de avião.
Kafamdaki çığlık giderek yok oldu... ve şu üzücü gerçeği anladım, ne yarın, ne cuma :
O grito ficou cada vez mais distante.
Cuma mı?
- Sexta?
Cuma gecesi Yedide aldım onu
Fui buscá-la às sete Numa sexta à noite
Cuma gecesi yedide Aldım onu
Fui buscá-la às sete Numa sexta à noite
Ah, Cuma olamaz, korkarım
Ah! Sexta não, sinto muito.
Perşembeleri günü Romano'da bitirmekten hoşlanırım. Geriye sadece Cuma günleri kalıyor.
Acabamos por ir até ao Romano's. Só me sobram as sextas-Feiras.
Kızım Elsie, Cuma günü Baltimore Engelli'de koşacak.
A minha Elsie vai correr no Baltimore Handicap na sexta-feira.
Cuma ve cumartesi işten kaytarıp iskambil ya da poker oynamak yerine ki çok mühim şeyler olduğunu düşünüyorum bence mıntıkada dolaşmaya çıkan birileri gidip kilise iyi bir muhitte mi yoksa kötü bir muhitte mi bakmalı rahiple görüşmeli.
Em vez de ficar de papo pro ar de sexta e sábado... jogando Gin Rummy ou Pôquer, que considero de suma importância... acho que alguém que se encontra nesta área... deveria ver se tal igreja se encontra numa boa vizinhança... ou num bairro miserável.
Cuma günü tekrar uğrarsanız... Bu şart mı?
Se puder voltar cá na sexta-feira...
Bak, Joey, ayın 25'i cuma günü Sally'de bir bahis yatırdım.
Olha, Joey, na sexta-feira, dia 25, fiz uma aposta com a Sally.
Benim yanımda 16 milletten insan vardı bazısı onu yemiyordu, bazısı şunu yemiyordu bazısı Cuma günleri savaşmak istemiyordu, bazısı haftanın diğer günleri ve İngilizler, piyade silahları ve ağır silahlar bakımından bizden tamamen farklıydı.
E nós... eu tinha comigo 16 nacionalidades diferentes, alguns não podiam comer isto, outros não comiam aquilo, e alguns não combatiam às sextas outros, noutro dia da semana. E os britânicos, com as suas armas de infantaria e com a artilharia completamente diferente da nossa, não podiam mover-se de frente para frente, facilmente, como os alemães.
Cuma günkü seansımızın sonunda... Bay Harding'in karısıyla ilgili sorununu tartışıyorduk.
No fim da reunião de sexta-feira discutiamos o problema conjugal do Sr. Harding.
Perşembe bir Ford aldım, cuma Fiat pazartesi Alfa-Romeo aldım bugün de seni alıyorum.
Quinta-feira comprei um Ford, sexta um Fiat.. depois um Alfa-Romeo, hoje compro-te a ti, Está bem?
Hala Chicago'dayım. Cuma günkü buluşmamıza sanırım yetişemeyeceğim.
Ainda estou em Chicago... e não poderemos encontrar-nos na sexta.
Cuma günü trafik yüzünden saat 3'te çıkıyoruz. Tamam mı?
Vamos embora na sexta feira, por volta das 3 para evitar o trânsito.
Cuma günü Miami'de olacağım. Bana ulaşamayacaksın.
Na sexta à noite estou em Miami.
Seni Cuma günü ararım.
Ligo-te na sexta-feira.
Bay Van der Bauer cuma günü, bütün gün burada olacak.
- M. Van der Bauer chega sexta-feira.
Cuma günü iki haftalığına gemi yolculuğuna çıkacağım.
Vou fazer um cruzeiro, na sexta-feira. Duas semanas, ao club Med.
- Bugün Cuma'mı?
- Já é sexta-feira?
Cuma günü yarım saat olabilir.
Marca meia hora para Sexta-feira.
Sadık Cuma kızınızdan aşağı kalır yanım yok Bridey James, burada bugün Çarşamba sizin uyandırma servisiniz.
Sou nada menos do que a tua querida assistente, Bridey James, com a chamada do despertar de hoje, quarta-feira, 23.
Nişan gelecek Pazartesi açıklanacak. Ama, ben tören için evde olmak üzere, Londra'dan Cuma günü ayrılmalıyım.
Será na próxima segunda-feira e devo partir na sexta-feira para estar presente na cerimónia.
Bu Cuma bir filmin gösterime girecek, sanırım Canikom Sinemasında.
Diga-nos... acredito que tem um filme estreando nesta sexta-feira no Cinema Pussy Flick.
Cuma günü karım aradı.
Sexta, liga a minha mulher.
Sanırım Çuma gecesi konserin için seni cıkartmak zorundalar.
Suponho que vão te deixar sair para o concerto de sexta à noite.