English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ D ] / Daha

Daha Çeviri Portekizce

582,189 parallel translation
Daha çok bir polis devletine benziyor. Sadece kimsenin zarar görmediğinden emin olmak istiyorlar. Onun kafesini gördüm, Mud.
1300 indivíduos aguardam a estimulação hormonal para se prepararem para a transferência.
Hem de hepsinden daha fazla.
Estás com bom aspeto.
Evet, daha yeni geldim. Harika görünüyorsun.
- Tem saudades tuas.
LIN28A'ya olan ilgimizi keşfetmişler. Demek bu yüzden buradasın. Masada bir kişilik daha yer istemiştik, değil mi?
Darwin jamais teria ganho um lugar a bordo do Beagle não fosse a taxidermia.
- Neden bir gece daha kalmam gerekiyor?
Porque é que tenho de passar mais uma noite aqui?
- En az bir günümüz daha var.
Vai demorar, pelo menos, mais um dia.
- Tanrım, o daha regl bile olmadı ki.
- Céus. - Ela nem sequer tem período.
Yine yapıyorlar, bir başka kadın nesli daha. Hayır.
Vão fazê-lo outra vez a mais uma geração de mulheres.
Bir şey daha.
E há mais uma coisa.
- Bundan daha önce hiç bahsetmemiştin.
Nunca lhe chamaste isso.
Elimize daha fazla veri ulaştığında daha fazla şey biliyor olacağız.
Saberemos mais quanto tivermos mais informação.
Ve şimdiki varlığımla kendimi çok daha iyi hissediyorum.
E estou muito melhor em estar presente neste momento.
Bazılarınız, başkalarından çok daha fazlasını yaşadığımızı biliyor.
Alguns de vocês sabem melhor o que temos passado do que outros.
Felix üstelik daha ağlamadığını söyledi.
O Felix disse que ela ainda não chorou.
Biraz daha dayanabilirsin.
- Tu podes aguentar um pouco mais.
Tamam, iki tane daha var.
Tenho mais dois.
Bundan sonra kaç tane daha tedavi aşısı var?
Quantas injeções da cura tenho de fazer depois desta?
Ve böyle kalmasını isterim. Size teklif edeceğim şey benden çok çok daha değerli.
- E quero que continue assim, oferecendo-lhe uma coisa que valoriza bem mais do que a mim.
Benden daha iyisini hak ediyorsunuz.
Vocês merecem melhor do que eu.
Daha önce hiç böyle seslenmedin.
Tu nunca me chamaste isso.
O zaman daha mı serin olur? Donnie harika.
Tiro a camisa para fora.
- Ben daha sonra sizleri yakalayacağım, tamam mı?
Pensava que íamos à inauguração do Felix todos juntos. Eu vou ter convosco depois.
Bu benim.. zevklerim, acılarım ve hüzünlerim, bu şekilde daha iyi bir yolda devam edebilirler.
É para os meus bebés. São as minhas alegrias, as minhas dores e rancores.
Daha çok.
- Adoro-te. Mais.
Sana bununla delikler açmak istiyorum. 45... o 9 mil. ile bana açacağın... deliklerden daha büyük.
Não, só quero enchê-la de buracos com esta.45. Maiores do que os buracos que pode fazer em mim com essa 9 mm.
Şu an bir kadın olarak, bir silahlı saldırıdan kurtulma şansım, senden % 14 daha fazla.
Sabes que sendo mulher tenho 14 % mais de hipóteses de sobreviver a um ferimento de arma de fogo do que tu?
Biraz şampanya iç, balkonda öpüş, masalara iyi bahşiş bırak. Daha kötülerini gördük.
Bebe champanhe, beija na varanda, deixa boas gorjetas nas mesas.
Reddington kuryesinin ölümünün daha büyük bir tehlikenin parçası olduğunu düşünüyor. Ve bunu araştıracağız.
O Reddington insiste que a morte do correio faz parte de uma ameaça maior e vamos investigar.
Daha iyi görüntü alabilir misin? Evet, aldım da.
- Consegues obter uma imagem melhor?
Tanrım, Keen, rozetini daha yeni geri aldın.
Jesus, Keen. Acabaste de recuperar o distintivo.
Bence bana daha çok yakışmıştı.
Mas acho que me ficava melhor.
Bu kadın için intikam uğrunda suçluların aynı kaderi paylaşmasından daha iyi bir yol var mı?
Que melhor forma de retaliar do que infligir o mesmo destino aos culpados?
Bayanlar ve Baylar bağış toplama çabalarımız bir kez daha beklentilerimizi aşmış, dünyadaki ihtiyaç sahibi bütün insanlara yardım etmeye devam etmemize imkan sağlamıştır.
Senhoras e senhores, a nossa angariação de fundos excedeu, mais uma vez, os nossos objetivos, permitindo-nos que ajudemos pessoas necessitadas em todos os países da Terra.
Her yıl kendini daha fazla tehlikeye atıyorsun.
Cada ano se coloca em maior perigo.
Bayan Dionne daha da saldırganlaşmaya başladı.
E a menina Dionne tornava-se cada vez mais beligerante.
Kimmy daha çocukken onu...
Quando a Kimmy era criança foi...
Bu gerçek anlamından çok daha kötü.
Miúda, isso é muito pior do que o sentido real.
Ama öyle birini bir daha hayatıma almam.
Mas nunca mais deixo alguém assim entrar na minha vida.
Bir daha o Okyanus Kaşarı'ndan da, filikadan da, gemilerde tuvaletin duşta olduğundan da konuşmamız gerekmiyor.
Nunca mais temos de falar do Ocean Skank nem do salva-vidas nem de as sanitas dos navios serem no duche.
Bazen ayıp olmayan şeyler daha iğrenç.
Às vezes as coisas que não são porcas são as piores.
Anılar her zaman aslından daha iyidir.
As recordações são sempre melhores do que era realmente.
Üst ve alt girintili, sol çıkıntı daha küçük, hangisi üst, makarnadan anlarsın.
As partes de cima e de baixo são lisas e o encaixe esquerdo é mais pequeno, mas dá para ver qual fica para cima pelo noodle.
Sadece tam iş üstündeyken "Ölü karım bile boğazımı daha iyi sıkardı." diye düşünmeni istemem.
Bem, não quero estar a meio e que tu penses : "Bem, a minha falecida sufocava-me com mais força."
Kabul et ikimizi de daha iyi yaptı.
Tens de admitir : ela faz de nós melhores pessoas.
Biz kasırgadan daha güçlüyüz
Somos mais fortes do que o furacão
Daha kuvvetli
Do grande oceano
Çünkü biz bu kasırgadan daha güçlüyüz
Porque somos mais fortes Do que esta tempestade
Daha fazla şey öğrenirsek bunu daha fazla sürdürürüz.
Obrigada.
Beni bir daha nasıl buldun?
- Como voltaste a encontrar-me?
Diğerleri bilseydi daha güvenli olmaz mıydı?
- Tens a certeza?
- sonra bana gelseniz daha iyi olur. - Bence...
Acho que conseguimos arranjar qualquer coisa.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]