English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ D ] / Dans mı

Dans mı Çeviri Portekizce

3,434 parallel translation
Öpüşecek miyiz, dans mı edeceğiz?
Vamos beijar-nos ou dançar?
- Dans mı?
- Dança?
Dans mı ediyor?
Dançar?
En iyisi eve, kocacığımın yanına gideyim ben. Sarılayım güzelce ve yirmi adamla dans ettiğimi söyleyeyim.
Sabem, acho que devia ir para casa ter com o meu marido e abraçá-lo e dizer-lhe que dancei com 20 homens.
Sen bana 25 yılım olduğunu söylediğinde beynimde ilk beliren resim oğlumun düğününde dans etmem oldu. Mutlu oldum.
Quando disseste que eu tinha mais 25 anos, a primeira coisa em que pensei foi que ia poder dançar no casamento do meu filho, e isso deixou-me feliz.
Break dansımı da görmen lazım.
Devias ver-me a dançar sozinho.
Bir kaçakçı olmayacağım ya da aynasızlara dalaşmayacağım ya da maskotla dans etmeyeceğim.
Não vou tornar-me contrabandista, responder mal à Polícia ou masturbar mascotes.
Yaptığı şarkılar yüzünden, dışarı çıktığım zaman yeniden dans etmeye başladım. Terlemekten pek hoşlanmıyordum da.
Na realidade, fez-me voltar a dançar quando saía, porque eu era um daqueles tipos que não gosta de suar.
Oraya çıkıp onca dansı yapacak birini tanımıyorum. Ama Michael yaptı.
Não conheço ninguém capaz de fazer aquelas danças todas nem de ir para ali e ele conseguia.
Şu dans, alacağım olsun.
A dança fica para a próxima.
Sana dansımı göstermek istiyorum.
Eu quero que me vejas a deixar cair algo sexy.
Kirli Dans'taki gibiydik ve kötü şöhretli dansımız Salt'n Pepa'dan "İt şunu".
Como reencenar a dança obscena. E a nossa infame routina de dança do Salt-N-Pepa's "Push lt."
En son mezuniyet gecesinde dans etmiştik sanırım.
Acho que a última vez que dançamos lentamente foi no baile de finalistas.
- Umarım düzüşmesi dansından iyidir.
- Espero que seja melhor a dançar do que a foder!
Tokyo'nun merkezinde samuray dansı ustasıyım ve senin o işe yaramaz oynak kıçını yere sereceğim.
Estou na baixa de Tóquio, sou um mestre samurai de dança E vou pôr esse cu a bailar no chão.
Kötü tavuk gibi! Kötü tavuk dansımı da yapıyım.
Vou dançar a minha dança de frango malígno.
Bu çocuklara nasıl dans edileceğini öğretmede bana yardım eder misin?
Queres-me ajudar a ensinar estes pequenos a dançar?
İhtiyacımız olan şey kimdeyse dansımı izlemesini sağlayacağız.
Bem, quem quer que seja que tenha o item que precisamos, conseguimo-lo ao fazer que me veja a dançar.
Dans anlaşmasından başka bir şey yapamaz mıyız?
Podemos fazer outra coisa sem ser isto da dança?
Dans ediyoruz, tamam mı?
Uma coisa de dança, está bem?
- Aman Tanrım. Benjamin Franklin Çiftler Serbest Stil Dans Yarışması'yla aynı gün.
No mesmo dia da competição de dança de Benjamin Franklin, em Estilo Livro, aberto a pares.
Bir dansımız var.
Temos uma dança a fazer, temos um desafio.
Yıldızlarla Dans programı mı bu?
- Isto é o "Dança Comigo"?
"Kızlarımız dans ediyor." filmi Halleluyah!
No filme "Our dancing daughters". Aleluia!
Dans etmeye başlayalım.
Vamos começar o baile.
Sana küçük bir kukla dansı yapayım!
Uma maldita dança de marionetes!
Dans edemiyorum, tamam mı?
Não sei dançar, está bem?
Yalnızken pratik yaptım, çünkü çok güzel dans ediyorsun.
Treinei em privado por tu dançares tão bem.
Dans ediyorum! - İki adım ileri...
- Dois passos para a frente...
Ben üniversitedeyken bir kaçımız Hooters'ta çalışan dans grubundaydık.
Na faculdade, alguns de nós trabalharam na Hooters.
Bence bu gerçekten iyi bir iş, içki içerim, dans edip para kazanırım dedim.
Pensei : " Este é um trabalho interessante. Posso beber, dançar e ganhar dinheiro.
Tamam, yine bu dansı mı yapmak istiyorsun?
Ok, queres dançar dessa maneira outra vez?
Pekala, dostum. Dans hareketlerin var mı?
Sabes dançar?
Pek sırası olmayabilir ama bir noktada Tucker'ın dans figürleri hakkında bir şeyler söylememiz lazım.
Esta talvez não seja a melhor altura para conversarmos, mas alguma vez vamos ter de falar da dança do Tucker.
Büyük bir tutkuyla dans ediyorsunuz, bayım.
Dança de forma apaixonada, senhor.
Tanrım, Paige. Hatırlıyor musun, 9. sınıfta yılbaşı dansına hazırlanırken saçını kıvırcık yapmaya çalışıyorduk da neredeyse yarısını yakmıştık.
Paige, lembras-te do nono ano, ao preparar-nos para o baile...
Hatta, bugün konuşacağım tek kadın Kıç Fabrikası'nda yarı çıplak dans ediyor.
Na verdade, a única mulher com quem quero falar esta noite está a dançar seminua no clube Fábrica dos Cus.
Gördüğün gibi dans kartım oldukça dolu.
Como vê, estou bastante ocupado.
Öyle davranmaya başladığımızda günümüzün nasıl geçtiğini anlatıp dans edip şarkılar söylediğimizde aramıza katılmak isteyecektir.
Mas quando começar-mos a agir como uma contando uns aos outros sobre os nossos dias cantando e dançando então ele vai querer estar com a gente.
Sadie dansından sonra Mary Elizabeth'in evine gitmek.. ... istemediğim konusunda dürüst olmalıydım ama.. ... hislerini incitmek istemedim.
Provavelmente devia ter sido sincero e ter dito que não queria namorar com a Mary Elizabeth depois do baile mas, não lhe queria ferir os sentimentos.
Adrián'ın bana verdiği çizmeleri giydim ve dans etmeye başladım.
Calcei as botas que o Adrián me deu e comecei a dançar.
Eğer haklıysan dans edip akrobatik hareketler yapacağım.
Olha, se tiveres razão, dançarei uma jiga e farei uma espargata.
Hareketlerimle gösteriş yapar sokak dans yarışmalarında yerel efsanelerle yarışırdım.
Eu podia mostrar os meus movimentos, tornar-me uma lenda local nas batalhas de danças de rua.
Eddie berbat Fransızcasıyla uğraşırken bense Latin dansının sokak dansı yarışmasında Invincible'ı alt etmemize nasıl yardım edeceğiyle uğraşıyordum.
Enquanto Eddie lutava com o seu terrível francês, E tentava perceber, como diabo a dança latina nos ia ajudar a vencer o Invencível numa batalha de dança de rua.
Yani, benim daha icat edilmemiş bir dans stili olan bir sokak dansı ekibine katılmamı mı istiyorsun?
Portanto queres que me junte há tua equipa, dançar um estilo que nem foi criado ainda?
Hayatımda ilk defa bir başkasıyla nasıl dans edileceğini öğrenmek zorundaydım.
Pela primeira vez na minha vida, eu tinha de aprender a dançar com alguém.
Birbirimizi daha yakından tanımamız dansımızı etkilemez.
Não ia prejudicar a nossa dança se nos conhecêssemos melhor.
Sokak-Latin dansımızı diyorum.
Isto é, a nossa fusão Street-Latina.
Bu dansımızı denemek için bir fırsat!
É a oportunidade perfeita para praticar a fusão!
Latin dansı olayı mı?
Cena Latina?
Biraz tipsiz olduğumun farkındayım ama benimle dans eder misin?
Sei que sou um bocado feioso, mas... queres dançar?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]