Dün akşam Çeviri Portekizce
3,366 parallel translation
Ted Lily'le dün akşam bir şeyler fark ettik.
Ted, a Lily e eu notámos algumas coisas na noite passada.
Dün akşam Ted beni arayıp çok acil diye bara çağırdı.
Ontem à noite, o Ted ligou-me para ir ter com ele ao bar para falar de algo urgente.
Nereye gittiniz ikiniz dün akşam?
Onde acabaram por ir ontem à noite?
Dün akşam mı? Olabilir.
Ontem à noite?
Pekala, dün akşam 1 sularında o eleman otele giriş yaptı.
Tudo bem, perto de uma da manhã de ontem, um sujeito deu entrada.
Dün akşam mesaj attım ve aradım.
Mandei SMS e liguei ontem à noite.
Bunu söylemek gerçekten çok üzücü ama dün akşam Hank'i fena benzetmişler.
Desculpa ter de te dizer isto, mas o Hank foi desancado a noite passada.
Dün akşam neden buraya geldiğimi biliyor musun?
Sabes porque vim cá ontem à noite?
Dün akşam beni görmeye kim geldi inanmayacaksın.
Imagina quem apareceu ontem à noite.
- Dün akşam Hank'le görüştün.
Viste o Hank, ontem à noite.
Dün akşam onunla buluşup kahve içtim.
Eu encontrei-a ontem à noite!
Dün akşam en son Alice Burns tarafından aranmış.
O último telefonema foi para Alice Burns, na noite passada.
Dün akşam tanık korumayla temas kurduğumda aslında asıl tanık korumayla konuşmuyormuşum meğer.
Quando falei com a WITSEC, na noite passada, eu não estava mesmo a falar com a WITSEC.
Dün akşam bu yüzden mi gelmedin yemeğe?
Foi por isso que não foste ao jantar?
Dün akşam görüşmemiş miydiniz, canım?
Querida, não o viste ontem à noite?
Dün akşam beni havaalanından alır diye düşündüm ama gelmeyince taksi tutmak zorunda kaldım.
Pensei que ele ia buscar-me ao aeroporto ontem à noite, mas como não apareceu, tive que apanhar um táxi.
Dün akşam Carter ölüm döşeğindeydi. - Ama şimdi her zamankinden iyi görünüyor.
Na noite passada o Carter estava no leito da morte, e agora está melhor do que alguma vez esteve.
Ne olduğunu bilemiyorum ama dün akşam çıkarken senin çantanı almış olmalıyım.
Não sei o que aconteceu, mas devo ter levado a tua mochila quando saí.
Dün akşam, bunlar yaşanırken neredeydin?
Na noite passada... quando isso aconteceu.
Market sahibi dün akşam müşterileri rahatsız ettiğine dair şikayette bulunmuş.
O gerente informou que estava na loja ontem à noite, a incomodar os clientes.
- Dün akşam, 21 : 30'da.
- A noite passada, às 9H30.
Dün akşam Atlantik E-Z Market'te kavga arandığını biliyoruz.
Sabemos que procuraste discussão no Atlantic E-Z ontem à noite.
Dün akşam olay yaşanırken Dave'le telefonda konuşuyordum. Lanet olsun!
Estava ao telefone com o Dave quando aconteceu.
- Öyle. - Dün akşam sinemada Rosie'yle konuştun mu?
Conversaste com a Rosie no cinema, a noite passada?
Evet, dün akşam sinemadaydı ama Rosie ona hiç aldırış etmedi.
Sim, foi ao cinema ontem à noite, mas a Rosie não lhe prestou atenção.
Sen de dün akşamı, o salak park yeri kavgasını dinleyerek mi geçirdin?
Também passaste a noite de ontem a ouvir falar desta discussão tonta pelo lugar de estacionamento? Felizmente, não consegui perceber a maior parte, porque o Sheldon estava a usar uma máscara estúpida de robô. Durante horas.
- Dün akşam gelmedin. - Nerede o?
Então, não apareceste ontem à noite.
Dün akşam saat 5 gibi.
Deve ter sido ontem à noite por volta das 17h.
Ajansı dün akşam için herhangi bir işi olmadığını söyledi.
A agência diz que não estava escalado ontem.
Cep telefonu kaydı dün akşam saat yedide mesaj attığını gösteriyor.
Os registros do celular mostram mensagens mandadas até as 19h de ontem.
Anlamadım? Dün akşam bunu yapıyordu.
- Foi isso que ele fez a noite passada.
Trent Annunzio dün akşam ilk iki kumarhanede değildi. Bence tam zamanında geldin.
Determinámos que o Trent Annunzio não esteve nos primeiro dois, por isso digo que chegou mesmo a tempo e horas.
Dün akşam tanışmak çok güzeldi.
Ei, sabes, foi mesmo fixe ter-te conhecido na outra noite.
Umarım dün akşam seni üzmemişimdir.
Olá, Meg. Ouve, espero que estejas bem depois da outra noite.
Dün akşam 15 yıl sonra ilk defa uyurken Bonnie'yi boğmamışım.
Bem, a noite passada foi a primeira vez em 15 anos que não estrangulei a Bonnie enquanto dormia.
Dün akşam kampüsün yakınına, yemeğe giderken değişmeden önce, merdivenlerden geldiğini duyduğu kişi sendin.
Na noite em que ele estava a ir para o jantar, quando passou perto daquela universidade, quem ele ouviu a subir as escadas quando se desligou ontem. És tu.
Dün akşam, sana neden kızmıştı?
Por que estava furiosa contigo ontem?
Bak, Max. Rüyalarımız gerçek oluyor. Dün akşam kazandığımız parayla ve hamile kadının Quinceanera / bebek partisiyle kiramızı çıkarabileceğiz.
Soutien preto, alças pretas e veja, calcinha preta
Neden dün akşam aramadın?
Porque não telefonaste ontem à noite?
Dün akşam demişti bunu.
Mas isso foi ontem.
Dün akşam söylemişti.
Isso foi na noite antes de ontem.
- Dün akşam koşmaya çıktın mı?
- Foi correr ontem á noite?
Dün akşam fazla uyuyamadım da.
Não dormi muito bem a noite passada.
Çoğu akşam, odasında yatmış, dün gece de dahil.
A maior parte das noites, ele dormiu no quarto dela. Incluindo a noite passada.
Dün akşam üçünüz beraberdiniz, değil mi?
Vocês os três ainda ontem à noite estiveram juntos, não foi?
Dün akşam neden geldi?
Por que regressou ontem à noite?
Eski patronu dün akşam geldiğini ve arama kayıtlarının bir kopyasını çaldığını söyledi.
O seu antigo chefe diz que ele foi lá ontem à noite e roubou uma cópia das gravações.
Dün akşam olanları hatırlayamıyorum. - Uçtun mu sen?
- Desligaste.
Dün akşam, korkunç bir kaza geçirmiş.
Ela teve um acidente horrível ontem.
Dün akşam Harbor Sokağı'nda saat 8'e kadar gelmeni beklerken düşündüm de ; güzeller güzeli annen hayatta olsaydı ve bir şekilde halimizi görebilseydi.
Pensei na noite de ontem no Harbor Street.
Dün aksam saat 9 sularinda Williamsburg Köprüsü'nde bir olay cereyan etti.
Por volta das 9 da noite de ontem, houve um incidente na ponte Williamsburg.