Düşünceli Çeviri Portekizce
1,055 parallel translation
İlginç bir şey söylendiğinde düşünceli düşünceli bakar, sonra da kahkahayı basar, çok mutlu olur.
Se alguém lhe disser algo que o interessa, fica a pensar, com a cara séria e a seguir ri-se de repente, todo contente.
Seni hiç bu kadar düşünceli görmemiştim, Ben.
Nunca te vi tão pensativo.
Normal, yetişkin ve düşünceli bir adamla buradaki yabani, aptal insanlar arasındaki farkı görüyorsun işte.
Agora irás ver a diferença entre um homem normal, maduro, ponderado... e esses idiotas selvagens que por aqui andam.
Accattone, çok düşünceli gördüm seni.
Accattone, por que estás tão pensativo?
Düşünceli ve kibar olmak soyluluğun göstergesidir ve soyluluk en güzel şeydir.
Consideração e cortesia significam boa criação e boa criação é uma coisa excelente.
Ülkenin kırsal bölgelerinden bile... millerce at sürerek gelen var. Tabii bu durum Agramonte'nin centilmenlerini eşleriyle ilgili düşünceli bir hale soktu.
Chegava gente inclusive dos campos, andando dezenas de quilômetros a cabalo criando problemas de promiscuidade para os cavaleiros de Agramonte.
Biraz düşünceli bir kızsan ve... vermeye geldiğim şeyi istiyorsan, bilmek istediklerimi söylersin.
Portanto, se fores uma rapariga sensata... e quiseres o que eu te vim dar, dirás o que eu quero saber.
Tüm hayatını, senin, benim ve özgür düşünceli Amerikalıların altını kazmak için.
Que dedicou a vida inteira a subverter tudo aquilo que tu, eu e todos os americanos que amam a liberdade...
Kikui cin gibi biri ancak küçük düşünceli.
O Kikui * * * * * Um homem pequeno.
Bu düşünceli halin ne peki?
Por que esse ar pensativo?
Düşünceli görünüyorsun.
Está com cara de quem tem pensamentos sombrios.
Düşünceli görünüyorsunuz ekselansları,
Parece preocupado, Eminência.
Bu kadar sadık dostlarım olmasının nedeniyse benim düşünceli bir adam olmam.
O motivo por que tenho amigos tão leais, é por ser atencioso.
Çok düşünceli bir armağan olur bu.
É uma prenda deveras valiosa.
Bay Kimball çok düşünceli bir insan.
D Sr. Kimball pensou em tudo.
Maria çok düşünceli.
A Maria é muito amável, dedicada.
Ne düşünceli bir adam!
Mas que grande consideração da parte dele.
Çok düşünceli bir baban var, yavrum.
Bom, tendes um pai que vos ama.
Şimdi vaktim var, düşünceli kızım, gel.
Estou à vossa disposição agora, triste filha.
Tüm çabalarımıza rağmen herkes daha da düşünceli halde.
Estamos a ficar cada vez mais apreensivos.
- Düşünceli, Kaptan. Bu pek pratik olmasa gerek.
Bem pensado, Capitão, mas provavelmente impraticável.
Düşünceli oturuyordu.
Ficava sentado pensando.
Düşünceli kalbin için Tanrı seni kutsasın, John O'Hanlan.
Bendito seja o seu coração, John O'Hanlan.
Bir adam karısına düşünceli davranmalı.
Um homem teria mais consideração pela esposa.
George düşünceli davranıp nereye gittiğini söylese bari.
O George podia dizer aonde vai.
O düşünceli bir adam.
É um homem ponderado.
- Akıllı ve düşünceli birisin.
É um jovem sensato e ponderado.
Düşünceli oturuyordu.
Ficava sentado a pensar.
Marlene... biraz daha düşünceli ol... Lütfen!
Marlene... tenha mais consideração... por favor!
Şey, deyim yerindeyse, bir çok efendilerin aksine, Sir Roger çalışanlarına karşı çok düşünceli idi.
Ao contrário de muitos patrões, ele era atencioso com os criados.
Sanırım, size pek düşünceli değilmişiz gibi görünmüş olmalı.
Deve estar com a sensação de que estamos a ser indelicados.
Yalnızca "neden?" diyen düşünceli gözler.
Só seus olhos, plenos de confusão perguntando por que.
"dedi Müfettiş Doppler, bir kaşık daha yediği favori pudingini " düşünceli bir şekilde sindirirken. 'Sadece biriniz bunların üçüne birden sahipsiniz!
"enquanto comia mais uma colher de seu pudim favorito, mas só um tinha todos os três."
İnce düşünceli bir adamdır.
É um homem discreto.
Evliliğimiz boyunca sana karşı çok fazla düşünceli davrandım.
Tive em consideração os teus sentimentos demasiadas vezes.
Çok düşünceli görünüyorsun.
Pareces preocupado.
Çok düşünceli bir davranış.
- Muito amável da sua parte.
Her zaman çok düşünceli olmuşsundur, Red.
Sempre te tiveste em grande conta.
Kral bunun bir kapris olduğunu söyledi ama onu hep düşünceli görünce... Ee?
O rei disse-lhe que era só um capricho, mas vê-lo sempre tão pensativo... "
Ne kadar düşünceli
Que simpático.
Kibar ve düşünceli biriydi, başarılarımdan mutlu oluyordu.
Ele era gentil e atencioso, e ficava feliz com o meu sucesso.
Şey, Bay Hayward'ı o kadar iyi tanımıyorum, fakat anlıyorum ki, oldukça düşünceli ve nazik biriymiş.
Não conheço muito bem o Sr. Hayward, mas sei que é muito dedicado.
Çok düşünceli birisin.
Foi muito amável.
Kötü düşünceli olmak zorundasın.
Tens de ser mau!
Bu düşünceli mi?
Mas isso é de alguma consideração?
Aslında, Richard vesayetindeki çocukları bağrına basan müşfik ve düşünceli bir adamdı.
A verdade é que Richard era um homem simpático e bom, que mimou os jovens a seu cargo.
- Çok düşünceli biri!
- Ele tem muito boa fama!
Çavuş Hara ne kadar düşünceli.
Que atencioso da parte do Sargento Hara.
Teşekkür ederim. Çok düşünceli ve naziksin. Memnun oldum.
É muito gentil da sua parte, agradeço muito e sempre disse que deveria haver laços mais estreitos entre professores e alunos com base em aprender.
Çok düşünceli bir piçimdir.
Sou um filho da mãe atencioso.
Sen düşünceli birisin.
És um ser pensante.
düşündüm 122
düşünüyorum 297
düşünüyorsun 44
düşün 451
düşünün 108
düşüneceğim 105
düşünmüyorum 81
düşünceler 16
düşünmek 24
düşünmedim 36
düşünüyorum 297
düşünüyorsun 44
düşün 451
düşünün 108
düşüneceğim 105
düşünmüyorum 81
düşünceler 16
düşünmek 24
düşünmedim 36
düşünemiyorum 69
düşünme 63
düşünürüm 38
düşünüyor 23
düşüneyim 58
düşünmeliyim 39
düşünmem lazım 60
düşününce 41
düşünüyordum 129
düşünüyorum ki 20
düşünme 63
düşünürüm 38
düşünüyor 23
düşüneyim 58
düşünmeliyim 39
düşünmem lazım 60
düşününce 41
düşünüyordum 129
düşünüyorum ki 20
düşünüyor musun 27
düşünsenize 76
düşünsene 342
düşünüyorum da 210
düşündüm de 330
düşündüğüm gibi 49
düşün bunu 33
düşündüm ki 259
düşün bakalım 35
düşünebiliyor musunuz 47
düşünsenize 76
düşünsene 342
düşünüyorum da 210
düşündüm de 330
düşündüğüm gibi 49
düşün bunu 33
düşündüm ki 259
düşün bakalım 35
düşünebiliyor musunuz 47