Düşünürüm Çeviri Portekizce
1,259 parallel translation
New York'un trafiğinde sıkıştığımda, yayalar, egzoz gazları arasında kalabalık sokaklardayken sık sık o günleri düşünürüm.
Necessito recordar-me quando estou em Nova York em média de obstruir-se entre a gente, a poluçãp eos ruidos das ruas
Oz Büyücüsü gibi her zaman işleri perde arkasından yönetmeyi düşünürüm.
Parecido com o Feiticeiro de Oz, Sempre pensei... em mandar em tudo atrás das cortinas.
Ben bir şeyler düşünürüm.
Deixa estar. Hei-de pensar em algo.
Bir şeyler düşünürüm.
Hei-de arranjar uma solução.
Ayrıca, harika bacakların var. Çoğu kadını nasıl yatağa atacağımı düşünürüm... ama senin... sadece kalbine nasıl girebilirim diye düşünüyorum.
Além de que tem umas lindas pernas e... com a maioria das mulheres só penso em entrar-lhes nas cuecas, consigo... só penso... em entrar-lhe no coração.
Bazen muhafızları kafataslarının kalınlığına göre seçtiklerini düşünürüm.
Eu ás vezes penso que eles escolhem os guardas pela quantidade de osso nas suas cabeças.
Bazen gerekseydi günlerce orada duracağını düşünürüm.
Às vezes penso que ele lá ficaria durante dias se fosse preciso.
Böyle şeyler düşünürüm.
É que penso nas coisas.
Başka yerde düşünürüm.
Vou pensar para outro lado.
Eğer masum olduğumuza yardım edecekse, düşünürüm.
Capitã, o Embaixador Liria está nos chamando.
Ajan Mulder, ben bir doktor olarak en iyisi hastalara her şeyi açık ve samimi olarak söylemektir derim,... vereceğim bilgi ne kadar kötü olsa bile böyle düşünürüm.
Agente Mulder, como médico, acho sempre que é melhor ser completamente aberto e honesto com os meus pacientes, mesmo que as notícias sejam desagradáveis.
Bir şeyler düşünürüm.
Logo penso em algo.
Söyleyeceğim. Bu gece gösterime bir kamyon dolusu yakışıklı getir tanıklığı düşünürüm.
Eis o que quero levas uns quantos meninos bonitos a ver-me esta noite e eu penso no teu caso.
" "Bunu neden yaptım acaba?" diye düşünürüm hep.
Só penso : "Bolas, porque fiz isso?"
- Genellikle bir sonraki adımı düşünürüm.
Costumo ser eu a decidir o próximo passo a dar.
Bazen ben... hiç sahip olmadığım şeyleri düşünürüm.
Sabes, às vezes, eu penso nas coisas que nunca tive.
Ne oldu? benim pantolonumda bir şey olduğunu düşünürüm
Acho que tenho um insecto nas minhas calças!
Vakti geldiğinde düşünürüm.
Vou preocupar-me com isso quando chegar a hora.
Büyük ihtimalle başka birine aittir diye düşünürüm.
Provavelmente pensaria que era de outra pessoa.
Ailem ve arkadaşlarımı düşünürüm.
Sou interessada pelos amigos, família.
Konuşmadan önce, her zaman ilk önce düşünürüm.
Eu sempre penso antes de falar.
Ben yemeleri gerektiğini düşünürüm. Sense onları nasıl yedireceğini bilirsin.
Acho que devem comer, tu sabes alimentá-los.
Çıplak dolaşmamaları gerektiğini düşünürüm. Sen ne yapılması gerektiğini bilirsin, değil mi?
Acho que não deviam andar nus, também sabes o que fazer nesse caso.
Bilirsin, aileme hediye almam gerektiğinde, nelerden hoşlandıklarını düşünürüm.
Quando compro algo para os meus pais, penso no que eles gostam.
Kahvaltıdan önce sık sık altı imkansız şey düşünürüm.
Penso em seis coisas impossíveis antes do pequeno almoço.
Ama o kapıdan çıkınca babamı düşünürüm.
Mas mal saio a porta, só penso no pai.
Ne zaman rutubetli, çiseleyen Kasım ruhumu sarsa ne zaman kendimi insanların şapkalarını yere atarken bulsam bir an önce denize açılmanın zamanının geldiğini düşünürüm. "
"sempre que me apetece tirar os chapéus às pessoas, " é essa a melhor altura "de ir para o mar o mais depressa possível."
Bir şey düşünürüm!
Pensarei em alguma coisa!
İnsanlar bana Jacqueline Du Pré'den bahsedince plajda bir günü düşünürüm, uzun zaman öncesini.
Quando as pessoas me dizem "Jacqueline du Pré". Penso naquele dia na praia... há muito tempo.
Aslında sabunlar normalmişte kaslarım kocamanmış gibi düşünürüm.
Gosto de fingir que é sabonete normal e os meus músculos é que são enormes.
Eğer söyleyebileceğin özel bir şey varsa dünyayla paylaşmalısın diye düşünürüm.
Se temos algo especial para dizer, há que partilhá-lo com o mundo.
Bir durumun şiddete dönüşmesinin beceriksizliğim olduğunu düşünürüm.
Sempre achei que ao permitir que uma situação degenere em violência... isso constitui uma falha da minha parte.
Ama ellerini düşünürüm... ve yumuşacık uyur kalırım.
Mas penso nas suas mãos e caio em um sono tranqüilo. "
Bazen, çoğunlukla uyuyamadığım geceler doğru olmadığını düşünürüm.
Às vezes, à noite, quando não consigo dormir, penso que foi errado.
Fransızlar'ın bu konuda daha gelişmiş olduklarını düşünürüm.
Eu acho que os franceses são muito mais avançados nestas coisas, não acha?
Ne zaman biri ölse, hep onları daha iyi tanımamanın ne büyük bir kayıp olduğunu düşünürüm.
Quando morrem pessoas penso sempre que foi pena não as ter conhecido melhor.
"Her insanın en güzel anının, en büyük başarısının iyi bir amaç için tüm kalbini ortaya koyduğu ve savaş alanında muzaffer olarak bitkin bir şekilde yattığı an olduğunu düşünürüm."
" Acredito firmemente que a melhor hora de um homem... ... a sua maior satisfação de tudo o que lhe é mais querido... ... é aquele momento em que ele se esforçou por uma boa causa...
Ne mi düşünürüm?
O que é que eu penso?
Her zaman gitmeyi düşünürüm.
Estou sempre a pensar em partir.
Ben hep doğru yapıp yapmadığımı düşünürüm.
Dou comigo a pensar, "estou a fazer isto bem?"
Elbette benimle birlikte olacağını düşünürüm.
Vou pensar que ela quer ter relações comigo.
Ve dünyadaki son gecemi nasıI geçireceğimi düşünürüm.
Estaria a pensar como iria passar a minha última noite na Terra.
Bunu sonra düşünürüm.
Pensei que me preocuparia com isso mais tarde.
Ben bunu hep düşünürüm.
Eu estou sempre a pensar nisso.
Sabah 5'den 6'ya. Sporuma gidebilirim, kişisel meselelerimi düşünürüm. İlginç bir adamla tanışabilirim.
Das cinco às seis da manhã, posso fazer exercício, posso pensar em assuntos pessoais, ou conhecer um homem interessante.
- Ne demiş? - Güzel bir kız gördüğümde İki şey düşünürüm.
" Quando vejo uma miúda gira, penso em duas coisas :
Mil üzerinden düşünürüm, kilometre değil.
- Penso em milhas, não quilómetros.
Ben kendimi düşünürüm.
Eu preocupo-me comigo.
Hep sanat sanat bitirseydim diye düşünürüm.
Não. Penso muitas vezes que devia ter estudado.
Eğer bulamazsam, başka birşey düşünürüm.
E se não houver, invento qualquer coisa
Eğer bir erkekten hoşlandıysam, çocuklarımızın neye benzeyeceğini düşünürüm...
Se eu vejo um homem que eu gosto, no que penso primeiro é... como seriam nossos filhos.
düşündüm 122
düşünüyorum 297
düşünüyorsun 44
düşün 451
düşünün 108
düşüneceğim 105
düşünmüyorum 81
düşünceler 16
düşünmek 24
düşünmedim 36
düşünüyorum 297
düşünüyorsun 44
düşün 451
düşünün 108
düşüneceğim 105
düşünmüyorum 81
düşünceler 16
düşünmek 24
düşünmedim 36
düşünemiyorum 69
düşünceli 20
düşünme 63
düşünüyor 23
düşüneyim 58
düşünmeliyim 39
düşünmem lazım 60
düşününce 41
düşünüyordum 129
düşünüyorum ki 20
düşünceli 20
düşünme 63
düşünüyor 23
düşüneyim 58
düşünmeliyim 39
düşünmem lazım 60
düşününce 41
düşünüyordum 129
düşünüyorum ki 20
düşünüyor musun 27
düşünsenize 76
düşünsene 342
düşünüyorum da 210
düşündüm de 330
düşündüğüm gibi 49
düşün bunu 33
düşündüm ki 259
düşün bakalım 35
düşünebiliyor musunuz 47
düşünsenize 76
düşünsene 342
düşünüyorum da 210
düşündüm de 330
düşündüğüm gibi 49
düşün bunu 33
düşündüm ki 259
düşün bakalım 35
düşünebiliyor musunuz 47