Düşünüyordum Çeviri Portekizce
13,263 parallel translation
Düşünüyordum.
Só estava a pensar.
Yönetim kurulu toplantısında sonra Dirk'ü dinlemeni düşünüyordum da.
Sabes, estava aqui a pensar na forma como ouviste o Dirk depois da reunião do Conselho de Administração.
Vay be! Rocky Balboa'nın ölü inekler üzerindeki çalışmasının havalı olduğunu düşünüyordum.
E eu a pensar que ver o Rocky Balboa a treinar numa vaca morta era fixe.
Biliyor musun düşünüyordum da insanlara içkiyi bıraktırmak iyi para getirebilir.
Sabes... Acho que fazer as pessoas ficarem sóbrias dá dinheiro.
Önümüzdeki birkaç yıl içinde bunu yapmayı düşünüyordum.
Pois, estava a pensar fazer isso eu próprio nos próximos anos.
Giyim tarzımı değiştirmeyi düşünüyordum.
Estava a pensar em mudar o meu guarda-roupa.
Küçük bir değişiklik yapmayı düşünüyordum.
Na verdade, pensei em fazer uma pequena mudança.
Biraz düşünüyordum da bu morgun tek ihtiyacı olan şey langırt masası.
Tenho estado a pensar, e tenho quase a certeza que esta morgue precisa de uma mesa de bilhar.
Başka bir şey düşünüyordum.
Estava com a cabeça noutro lado.
Şey, düşünüyordum da Oahu'yu yağmaladıktan sonra bir şeyler oldu. ki bu da hazineyi ada da saklamak mecburiyetinde kaldılar.
Estou a pensar, depois de saquearem Oahu, alguma coisa aconteceu que os obrigou a esconder o tesouro aqui na ilha.
Hastaneye giden anne ve babasını düşünüyordum.
Só pensava nos pais dele que estavam no centro médico.
Şampiyonayı kaybedebileceğimi düşünüyordum. 2-3 yarış kaybetmiştim.
Pensei que ia perder o campeonato, que ia perder duas ou três corridas.
Kızı düşünüyordum be abi.
Estava a pensar nela.
Polis Şefi ile konuşurken ben de aynı şeyi düşünüyordum.
Pensei o mesmo enquanto falava com o Chefe de lá.
İşe gidiyordum, bir yandan da Mark'ın yıldönümümüzde hediye ettiği ayakkabıların, canımı ne kadar yaktığını düşünüyordum.
Estava a ir trabalhar, a pensar que nada podia doer mais do que estes saltos que o Mark me deu de presente.
Ne düşünüyordum ki.
No que estava a pensar?
Düşünüyordum ki ; balık çiftliği ceset bırakmak için oldukça eşsiz bir yer. Ayrıca alabalıkların etobur olduğunu herkes bilmez.
Estive a pensar, um tanque de peixes é um lugar único para desovar um corpo, e mais, nem todos sabem que as trutas são carnívoras.
Haftada birkaç gece burada canlı müzik yapmak harika olur diye düşünüyordum.
Acho que seria fixe ter música ao vivo alguns dias da semana.
Ateş eden kişiyi düşünüyordum da.
Andei a pensar no atirador.
Aslında daha çok.. .. tekrarlayan milyonlarca istek düşünüyordum.
Por acaso, estava a pensar em milhões de pedidos repetitivos.
Düşünüyordum ki, feromon seviyelerini o kadar iyi anlıyorsun ki
Não é. Mas eu estava a pensar, é sensível à produção de feromônios, podia a ajudar-me nas interações com a Beckett.
Evet, biraz daha gizli bir şekilde düşünüyordum...
Isso, mas estava a pensar num gesto para ela não...
Ben de öyle düşünüyordum, ta ki polisin bu soygunculardan hiçbirinin kimliği hakkında bir bilgisi olmadığı gerçeğine kadar.
- É aquilo que penso, mas, a Polícia não consegue identificar nenhum dos bandidos.
Bir görüşme isteği için Don Carlos'u düşünüyordum.
Estava a considerar o pedido de Don Carlos para uma audiência.
Düşünüyordum.
Estive a pensar.
Ben daha çok golf tarzı şeyler düşünüyordum.
Estava a pensar mais no golfe.
Ben daha besleyici şeyler yerim diye düşünüyordum.
Estava à espera de comer alguma coisa mais substancial.
Buraya gelirken bana haber verirsin diye düşünüyordum.
Esperava que a tua primeira visita aqui fosse mais... horizontal.
Bir şey olmadığını düşünüyordum ama dün garip davranıyordu.
Pensei que não era nada, mas ele estava a agir muito estranho ontem.
Yani düşünüyordum.
Digo, já pensei nisso.
Güne başlarken imkansız olan şeyleri bile başarabileceğimizi düşünüyordum ama günün sonunda sokaklarda yürürken düşüp ölecek bir hastam ve okuyamayacak binlerce Afrikalı çocuktan başka bir şeyim yok.
Pensei que realizávamos o impossível hoje, mas agora o dia vai acabar com uma mulher morta nas ruas e crianças africanas que não sabem ler.
Sayın Başkan. Efendim düşünüyordum da başkanlıktan alınma dedikodularından sonra imajınızı düzeltmek için bir plan yapmalıyız.
Sr. Presidente estive a pensar, senhor, depois dessas audiências para a impugnação, precisamos de um plano para redefinir a sua imagem.
Bunu uzun zamandır düşünüyordum.
Estive a pensar muito sobre isso.
Aslında uzun süredir Tucson'da size yaptıklarımı düşünüyordum.
Tenho pensado muito sobre o que te fiz em Tucson.
Aslında ben de tam bu olay hakkında düşünüyordum.
Na verdade, agora que penso nisso, houve um incidente.
Bulduğumu, elime yüzüme bulaştırdığımı ve bittiğini düşünüyordum.
Achei que tinha, e tinha estragado tudo. E que tinha acabado.
Ben de yeniden doğmayı tecrübe eden kişi olduğumu düşünüyordum.
E eu a pensar que era eu que estava a ter uma nova oportunidade.
- Herrmann'ı düşünüyordum.
- Estava a pensar no Herrmann.
Buralarda kalıp hak ettiğini bulduğuna emin olmak istediğini düşünüyordum.
Pensei que gostarias de ficar viva, e fazer esses desgraçados ganharem o que merecem.
Evet ben de onu düşünüyordum.
Sim, tenho estado a pensar nisso.
Daha iyi hissetmen için sana söylenecek en doğru şeyi düşünüyordum ama biliyorum ki bu şekilde işe yaramayacak.
Estava a pensar na coisa certa para te dizer para te sentires melhor, mas sei que não é assim que funciona.
Finch burada ilk çalışmaya başladığında bütün bu işin elimizde patlayacağını düşünüyordum ve bununla ilgili bir şikayet dilekçesi yazmıştım.
Quando o Finch começou cá, pensei que isto tudo fosse explodir-nos nas nossas caras, e escrevi um comunicado a protestar isso.
Naz'ı nasıl yenebilirim diye düşünüyordum.
- Então, estive a pensar :
Aslında, ben tam da kusursuz yeri düşünüyordum.
Na verdade, eu estava a pensar no lugar perfeito.
Baksana. Düşünüyordum da tekrar kız arkadaşın olmaya hazır olabilirim.
Ouve... estive a pensar que... talvez esteja preparada para ser tua namorada outra vez.
Amy kendi kazağını kendisi örmeyi seviyor. Masrafları karşılanmış Wisconsin Koyun ve Yün Festivali'ne götürmeyi düşünüyordum.
Bem, a Amy gosta de tricotar as suas próprias camisolas, então pensei numa viagem bem cara ao Festival de Ovelhas e Lãs de Wisconsin.
Doktorum dolaşımım konusunda endişeleniyor. Ben de AVM'de dolaşmayı düşünüyordum.
O meu médico está preocupado com a minha circulação, estava a pensar em andar pelo shopping.
Aklımın bir köşesinde, aile olabileceğimizi düşünüyordum.
Na minha cabeça, Íamos ser uma família.
- Bu haftasonunu düşünüyordum.
Estava a pensar sobre este fim-de-semana.
Casey, düşünüyordum da...
Casey, estive a pensar, e...
Net konustugumu düsünüyordum.
Eu realmente pensei que tinha sido clara.
düşünüyordum da 309
düşündüm 122
düşünüyorum 297
düşünüyorsun 44
düşün 451
düşünün 108
düşüneceğim 105
düşünmüyorum 81
düşünceler 16
düşünmek 24
düşündüm 122
düşünüyorum 297
düşünüyorsun 44
düşün 451
düşünün 108
düşüneceğim 105
düşünmüyorum 81
düşünceler 16
düşünmek 24
düşünmedim 36
düşünemiyorum 69
düşünceli 20
düşünme 63
düşünürüm 38
düşünüyor 23
düşüneyim 58
düşünmem lazım 60
düşünmeliyim 39
düşününce 41
düşünemiyorum 69
düşünceli 20
düşünme 63
düşünürüm 38
düşünüyor 23
düşüneyim 58
düşünmem lazım 60
düşünmeliyim 39
düşününce 41
düşünüyorum ki 20
düşünüyor musun 27
düşünsenize 76
düşünsene 342
düşünüyorum da 210
düşündüm de 330
düşündüğüm gibi 49
düşün bunu 33
düşündüm ki 259
düşün bakalım 35
düşünüyor musun 27
düşünsenize 76
düşünsene 342
düşünüyorum da 210
düşündüm de 330
düşündüğüm gibi 49
düşün bunu 33
düşündüm ki 259
düşün bakalım 35