Dıyorum Çeviri Portekizce
3,661 parallel translation
Profesyonel bir hokey oyuncusunu tanıdığıma inanamıyorum.
Nem acredito que conheço um verdadeiro jogador profissional de hóquei.
Leona ya da Reese Lansing hakkında kayıt altında ya da dışında bir yorum yapmam.
Não vou fazer comentários sobre a Leona nem sobre o Reese Lansing.
Tanıdık geliyor fakat hatırlayamıyorum.
Parece-me familiar, não sei de onde.
D.B., oğlunu on yaşındaki halinden beri tanıyorum.
D.B., conheço o teu filho desde que tinha dez anos.
Voight'in semtinde oturan bir adam tanıyorum. Köstebek olmayı isteyebilecek bir çocuk tanıdığını söyledi.
Conheço um tipo que mora no bairro do Voight, que conhece um rapaz disposto a usar uma escuta.
Onu kendimi tanıdığım kadar iyi tanıyorum.
Conheço-a tão bem como a mim própria.
Bu konteynerin birini dışarda bırakmak için kullanıldığını sanmıyorum.
Não creio que este contentor tenha sido usado para barrar a entrada a alguém.
Ben dışarı çıkıyorum Anna.
Vou sair, Anna.
Evet ama patates kızartması, soslu et sevdiğim ve canımın buz gibi bir bira istemesi dışında hiçbir şey hatırlamıyorum.
Sim, mas não me lembro de nada, a não ser que gosto de batatas e molho de carne e tenho desejos de uma cerveja com muito lúpulo.
gıdıklanıyorum!
Tenho cócegas!
- Eve geliyorum, bir kaç dakikalığına gözlerimi kapatıyorum, sonra gece işi için dışarı çıkıyorum.
Chego em casa, durmo um pouco e vou para o meu trabalho nocturno.
Seni dışarı atıyorum!
Ordeno que saia!
Seni dışarı atıyorum.
Ordeno que saia.
Hiçbir yerde bulamıyorum. Az önce buradaydı. Dışarı çıkmış olmalı.
Podíamos tornar isso divertido, uma diversão.
Onu bu olayın dışında tutmaya çalışıyorum....
Tinha esperança de deixa-la fora disto desta vez...
Belki de kampüsten dışarı çıkarmıştır. Hiç sanmıyorum.
- Talvez estejam fora do campus.
Ve dışarıda durarak bunu yapamıyorum.
Não faço isso, se ficar aqui parado.
Efendim, gemiyi abluka dışına çıkarıyorum.
Senhor, estou a levar o barco para o bloqueio.
Ayrıca inanıyorum ki Kriptograf'ın ele geçirilmesi, kaçak ajanları yakalamanın dışında Bölüm'ün faydalarından biridir.
Também creio que recuperar o criptograma é prova do benefício da Division e não apenas em consideração aos agentes fugitivos.
Dışarıda iş piyasasını araştırıyorum.
Estou revendo o mercado trabalhar aqui.
Of! Yo adamım seni nereden tanıdığımı hatırlıyorum.
Meu, lembro-me de onde te conheço.
Her dışarı çıktığımızda... - Düşünmeye yardımcı olamıyorum...
Todas as vezes que saímos, não paro de pensar...
Bay Castle, tam şu anda kayınvalidemle buluşmaya ve çay içip, minicik... iğrenç sandviçlerini yemek üzere şehir dışına çıkıyorum.
Estou a ir para a zona norte encontrar-me com a minha sogra para tomar chá e comer aqueles sanduíches mínimos.
Ve ne kadar güzel görünürse görünsün bugün kendimizi bulduğumuz yer yine hayatımız, şerefimiz için savaştığımız muharebe alanıdır. Ve ben ulusumuza inanıyorum.
E por mais bonito que pareça, é onde nos encontramos hoje, no campo de batalha, a lutar pelas nossas vidas e honra e acredito na nossa Nação.
Ben sana göstereyim. Asimetri burada değil mi? Çünkü benim yaptığım şu dışarı çıkıyorum kağıdı alıyorum komşumun elini sıkıyorum.
Essa assimetria aí é crucial, porque depois o que eu faço é ir por fora, pego no papel e aperto a mão do vizinho.
- Seni dışarı çağırıyorum.
A desafiar-te.
Dışarı çıkamıyorum!
Eu não consigo sair.
Neden hep dışlanıyorum?
Porque é que estou sempre em desvantagem?
Onu tanıdığımı sanmıyorum.
Acho que não o conheço.
Son birkaç gecedir satıcım, birilerine esrar sattıktan sonra beni arıyor sonra ben de onlara istedikleri atıştırmalıkları satıyorum. Max, burası New York. Bu yasa dışı!
Nós deveríamos passar lá, depois do trabalho, e vê-la levá-la alguns dos seus cupcakes favoritos ou você poderia dá-la os 20 mil que ela lhe emprestou
Tamam. Tuvalet kâğıdı arıyorum.
Sim, só estou à procura do papel higiénico.
Gıdıklanıyorum.
Faz cócegas.
Sen benim adı ile tanıdık. Ama ben şimdiden teşekkür hatırlamıyorum.
Parece que conheces o meu nome, mas eu não me lembro de ninguém como tu.
Kendisi tanıdığım en harika kadın ve iki gündür kalbimde olduğuna bir türlü inanamıyorum.
É a mulher mais incrível que eu já conheci, e não acredito que em dois dias ela entrou no meu coração.
Bir hafta sonu dışarı çıkıyorum ebeveynlerim onu görmem için buraya getirmiyor.
Tenho um fim de semana livre após cinco malditos anos... e os meus pais não querem trazê-la.
Ben dışarı çıkıyorum.
Estou de saída.
Konunun dışına mı çıkıyorum ne?
Estou afastar-me do assunto, não estou?
Hayır. Tanıdığını sanmıyorum.
Não, acho que não conheces.
Dışarı çıkamıyorum baba. Dışarı çıkamıyorum.
Não consigo sair papá não consigo sair.
En son ne zaman çitin dışında bir zebra gördüğümü anımsayamıyorum.
Não me consigo lembrar da última vez que vi uma zebra fora da cerca.
Bildiriminizi şu an aktarıyorum, muhtemelen sadece balıkçıdırlar.
Vou retransmitir a sua mensagem, mas, provavelmente, são pescadores.
Dışarı çıkıyorum.
Eu vou sair.
Bu yerin şehrin hemen dışında olduğuna inanamıyorum.
Nem acredito que este sítio fica às portas da cidade.
Tuvalete giriyorum, dışarı bakıyorum, bir araba daha yanaşıyor.
olhei para a rua e vi outro carro a parar.
Dışarı çıkıyorum.
Estou a sair.
Sizi bu gece dışarı çıkarıyorum, ister isteyin, ister istemeyin.
Não quero saber. Saímos, queiras ou não!
Dışarıda güzel bir gece yaşanıyor ve ben daha yeni başlıyorum.
Está uma bela noite e eu estou apenas a começar.
Bunu anlıyorum ama birinin dışarı çıkıp insanları sevmesi ve göstermesi gerek.
Eu percebo. Mas alguém tem de gostar das pessoas e tem de o mostrar.
Alüminyum dış cephe ve çatılar yapıyorum.
Instalo painéis de alumínio e telhados.
Sanıyorum, bütün gün dışarıda olacağım.
Provavelmente vou ficar lá o dia todo. - O quê?
Ailem dışarda onlara ulaşamıyorum. Anlıyorum.
Os meus pais foram ao cinema, Não consigo falar com eles.
diyorum 468
diyorum sana 34
diyorum ki 259
diyorsun 241
diyor 1008
diyorsunuz 82
diyorlar 355
diyor ki 279
diyorlar ki 68
diyorsun ki 51
diyorum sana 34
diyorum ki 259
diyorsun 241
diyor 1008
diyorsunuz 82
diyorlar 355
diyor ki 279
diyorlar ki 68
diyorsun ki 51