Geldin mi Çeviri Portekizce
3,608 parallel translation
Kendine geldin mi?
Olá, Banana. Como te sentes?
Ahlak işlerinden birinde bu sese denk geldin mi?
Reconhece a voz de algum dos casos que teve?
Hiç bir balıkla göz göze geldin mi? - Ne?
Já viste um peixe a tentar não piscar?
- Geldin mi dostum?
- És tu? - Sim.
Geldin mi?
Voltaste!
- Bu yüzden mi geldin?
- É por isso que estás aqui?
Bunun için mi geldin?
Foi para isso que cá veio?
Kavga etmeye mi geldin?
Estás aqui para armar confusão?
Yardımcılarının adlarını bile bilmiyorken onları kaybettiğin için şikayete mi geldin?
Nem sequer sabe quem são os seus associados. Mas está aqui para reclamar por perdê-los?
Buraya kadar aşk hayatım için yorum yapmak için mi geldin?
Vieste até aqui para comentar a minha vida amorosa?
Kosta'yı öldürmeye mi geldin?
Estás aqui para matar o Kosta?
Annemi mi görmeye geldin?
Então... está aquí para ver a minha mãe? Sim.
Oyun oynamak için mi geldin buraya?
O quê... veio aqui para jogar?
Evime mi geldin sen?
Esteve em minha casa?
Yani bunu başıma kakmak için mi geldin?
Então, estás aqui para meteres nojo?
Selam Meg, tarihi geçmiş sosisler için mi geldin?
Ei, Meg, estás aqui para os cachorros-quentes fora da validade?
- O yüzden mi geldin?
É por isso que estás aqui?
Yani, yalnızca buraya geldin ve hepimize yalan söyledin, öyle mi?
E pensaste vir até aqui e mentir a todos nós?
- Şimdi mi geldin?
Agora? Agora?
Yanıma bunları söylemek için mi geldin?
Sentiu necessidade de vir até aqui só para me dizer isso?
Bana karşı gülünecek derecede çaresiz olduğunu göstermeye mi geldin?
Vieste mostrar como és ridiculamente impotente contra mim?
Ona iyi geceler öpücüğü vermeye mi geldin?
Veio dar-lhe um beijo de boas-noites?
Dün de o yüzden mi geldin?
Foi por isso que vieste ver-me ontem?
Onca yolu geldin ama umurunda değil mi?
Vieste até cá, mas não queres saber?
Aile ziyaretine mi geldin?
Então, estás de visita a algum familiar?
Yine buraya ifade vermem için mi geldin?
Está aqui para me interrogar de novo?
Bunca yolu sadece üzgün olduğunu söylemek için mi geldin?
Então, veio até aqui só para me pedir desculpa?
Yeni mi geldin?
Chegaste agora?
Akademi yemeğine geldin değil mi?
Estás aqui para o jantar da Academia, acertei?
Tahtayı temizlemeye mi geldin?
Você esta aqui pra limpar os quadros?
Buraya kendi adamını satmak için mi geldin?
Vem aqui apenas para encabular o garoto?
Buraya yemeğe geldin işte, değil mi?
Veio cá jantar, não veio?
Bunu söylemek için mi geldin?
Tinhas de vir aqui para isso?
Yani... Hayırsız evlada "evine hoş geldin" mi demeli, yoksa Liam'a kafasına bir kuşun sıkmasını mı söylemeli? Sadece birşey söyle Bobby.
Então, devo receber de volta o filho pródigo ou peço ao Liam para te meter uma bala na cabeça?
Yani, buraya bana kelek attığın için özür dilemeye ve hazır bunu yaparken arkadaşına da ihanet etmeye mi geldin?
Então vieste até aqui para pedir desculpas por me teres lixado e aproveitas para lixar a tua amiga?
- Erken mi geldin?
- Vieste mais cedo?
Yoksa elindeki kanı temizlemeye mi geldin?
Ou vieste lavar o sangue das mãos?
Sen de buraya geldin işe uygun olmadığını bile bile dosyayı aldın, işi kabullendin öyle mi?
Então, veio para cá, aceitou o caso e o trabalho sabendo que não estava bem?
Binadaki herkesi rahatsız edip de mi geldin?
Já chateaste toda a gente, no edifício?
- Yangın söndürmeye mi geldin Hetty?
Veio apagar o fogo, Hetty? Apagar o fogo?
- Anne ve babanla birlikte mi geldin?
Estavas lá com os teus pais? Sim.
Daisy buraya Alfred'i görmemek için mi geldin?
Daisy, estás aqui para evitar ver o Alfred?
Geldin mi?
Já chegaste?
Buraya... buraya beni kurtarmak için mi geldin?
Vieste... Tu vieste salvar-me?
Buraya benim için mi geldin?
Vieste aqui por mim?
- Yahudilere mi geldin?
- Quer visitar os judeus?
Ev için mi geldin?
Diga-me, tem algo a ver com eles?
Selam, yeni mi geldin?
Olá, chegaste agora?
Bunca yolu hayatımı tehdit edip küçük kızı sormak için mi geldin?
Vens até aqui, para perguntares pela miúda pela qual ameaçaste a minha vida?
Yine de işe geldin, öyle mi?
- E vieste?
Buraya bu yüzden mi geldin?
Foi por isso que vieste?