English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ G ] / Güvende

Güvende Çeviri Portekizce

13,426 parallel translation
Ne kadar az şey bilirse o kadar güvende olur.
Quanto menos ele souber, mais seguro fica.
Ama bana Direniş'e teslim edildiğini söyledi. Meisner bana onun güvende olduğu garantisini verdi.
Ele disse que ela está segura, e com a Resistência.
Hayır ama önemli olan kızımız hayatta ve güvende ve Kraliyetle birlikte değil.
Não, mas o importante é que ela está viva e bem. - E não com a Realeza.
Kendini güvende sanıyor.
Ele está lá. Sente-se seguro.
Kendini güvende hissettiği bir yer varmış.
Ela acha que é um sítio onde ele se sente seguro.
Örnek orada tamamlanmadı, ama güvende.
A amostra está lá. Inacabada mas segura.
Buradan çok uzaklarda Tanık'ın kendini güvende hissettiği bir yer var.
Há um sítio longe daqui onde a Testemunha se sente segura. Titan.
- Tanık güvende.
- A Testemunha está a salvo.
- Tanık güvende.
A Testemunha está a salvo.
Onu güvende tutmam için beni işe aldı.
Ele contratou-me para mantê-la em segurança.
İçeride güvende sütunlar üzerinde camdan yapılmış bir evde deprem olması bayadır beklenen bir şehirde.
Dentro segura. Em uma casa de vidro. Sobre palafitas.
- Astronotlar güvende!
- Os astronautas estão salvos!
Ülkenin sağlıklı insanların ellerinde ve güvende olmadığını düşünmek istememem.
Não quero pensar que o país não está em mãos seguras, a ser conduzido por homens saudáveis.
Kendimi, söyleneni yaptığım sürece güvende olacağıma ikna ettim ama hiçbirimiz güvende değildik.
Disse a mim próprio que ficaria seguro se simplesmente fizesse o que me era dito... Mas nenhum de nós estava seguro.
O bizimle güvende.
Ela está conosco. Em segurança.
Kızın güvende.
Sua filha está a salvo.
Burada güvende olacağını sanmıştı. Ama bir Amerikalının tecavüzüne uğradı.
Todas as evidências físicas dizem que este é o nosso tipo, mas está algo a incomodar-me.
Sokaklarınız güvende.
As vossas ruas estão seguras.
Su an ülkeyi güvende tutmak önemli bir mesele.
Manter o pais a salvo agora é um grande negócio.
Çocuklarımı Birleşik Devletler'e güvende olsunlar diye göndermiştim.
Mandei os meus filhos para os EUA para estarem seguros.
Güvende hissetmesi için çok çalıştık. Huzur bulmasına yardım etmek için.
Esforçámo-nos para ela se sentir segura, encontrar paz.
"Once Upon a Time" ın önceki bölümlerinde... Sırrımız güvende.
Anteriormente em Once Upon A Time... o nosso segredo continua a salvo.
Bir hata sonra editörü Lerna Stern'den bir telefon aldım karakter ismini ve saç rengini değiştirdiklerini söyledi beni güvende hissettirdi ve imzam olmadan yayınlandı.
Uma semana depois, recebi uma chamada da editora dela, uma senhora chamada Lerna Stern, a dizer que tinham alterado o nome e a cor do cabelo da personagem, e sentiam-se confiantes para publicarem sem a minha autorização.
Muhbirlerimi etkileyecek bir şey olursa onları güvende tutmama yardımcı olmak için?
Quer dizer, se isso chegar a afectar os meus informadores, e ajudar-me a mantê-los a salvo?
Yıllar sonra ilk defa kendimi güvende hissettim.
E, pela primeira vez em anos, senti-me segura.
- Bu korku yüzünden de kurbanları güvende hissetmek için onu içeri alıyorlar.
E o medo encoraja as vítimas a deixá-lo entrar com o pretexto da sua segurança.
- Sevdiklerimizi güvende tutan Borns Tech.
... a Borns Tech que mantêm os nossos seres queridos em segurança.
Polis bizi güvende tutamıyor.
A Polícia não nos mantém a salvo.
Güvende olduğumda seni ararım. "
Ligo-te quando for seguro. "
Güvende. Gerçi senden uzak olduğu her yerde güvende oluyor.
Embora ele esteja seguro desde que esteja longe de ti.
Pamuk'la Henry'i daireye geri götürüp güvende tutacağız.
Eu e a Neve vamos levar o Henry de volta ao apartamento e protegê-lo.
- Güvende.
A salvo.
Onu bayağı hırpaladık, ama cesedini bulamadık, bu yüzden... insanlar güvende hissetsinler diye o açıklamayı yaptık.
Demos-lhe uma tareia, mas... não conseguimos encontrar um corpo, então... ela quis dar uma declaração a imprensa para as pessoas sentirem-se seguras.
- Lütfen sakin olun. Bizimle iş birliği yaparsanız güvende olacaksınız.
Estarão seguros se colaborarem connosco.
Koridor güvende mi?
- O piso está seguro?
Belki de Milan'layken bizi güvende tutmak için hiçbir şey yapmamamız gerekiyordur.
Talvez, com o Milan, não fazer nada seja o melhor. - Mantém-nos a salvo.
Briggs, güvende olduğunda haber ver.
Briggs, diz-me quando estiveres em segurança.
McCarthy Flynn'in kızını canlı bulmamız için tek şansımız, yani onun güvende olduğunu bilene kadar McCarthy giremez.
O McCarthy é a nossa única ajuda para encontrarmos a filha do Flynn viva, por isso, até sabermos que está em segurança, o McCarthy não entra.
Dinle, McCarthy bebeğe yaklaşamaz, onlar güvende olana kadar olmaz.
Escuta, o McCarthy não se pode aproximar do bebé, até eu saber que é seguro.
Karısının ve çocuğunun güvende olduğunu bilmemiz gerek.
Temos de saber que a mulher e a filha dele estão bem.
O güvende, zarar görmemiş.
Está em segurança, não está ferida.
Sadece beni sevdiğini ve güvende olduğunu söyledi Flynn.
Só disse que me amava, e que... Que estava em segurança, Flynn.
Orada güvende olurdun.
Você estava muito bem no bar.
Süper güç kullanımı herkes için yasaklandığında ancak güvende olabiliriz.
Quando o uso de super poderes tornar-se ilegal para todos, então e apenas então podemos estar em segurança.
Sizin işiniz sivilleri güvende tutmak ve sokakları temizlemek.
O vosso trabalho é manter os civis em segurança e as ruas limpas.
Son kez bu işi yap sonra evine döndüğünde sen, sevdiklerin ve bütün halkımız sayende daha güvende olacak.
Irás fazer esta última coisa... E quando fores para casa, tu e os teus entes queridos e todo o nosso povo, estarão a salvo por causa disso.
Komutana mekanın güvende olduğunu ve operasyonun devam edebileceğini söyledim.
Disse ao comandante que a base está segura... e que as operações podem continuar.
Bak, silahımın olup olmaması seni güvende mi hissettirecek?
Sentes-te seguro comigo armada ou não?
- Güvende.
Está a salvo.
- Güvende demek.
A salvo?
Güvende.
Está a salvo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]