English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ H ] / Herşeye rağmen

Herşeye rağmen Çeviri Portekizce

231 parallel translation
Hayır, bana herşeye rağmen yazardı. Ona birşey olmuş olmalı.
Você não tenho conseguido nenhuma informação.
Herşeye rağmen Lord Henry ile tanışmana sevindim.
- Senta-te, Dorian. Afinal, agrada-me que tenhas conhecido Lord Henry.
Herşeye rağmen Dorian yaptığı için tedirginlik duyuyordu.
Apesar de si mesmo, Dorian estava inquieto pelo que tinha feito.
Herşeye rağmen güzel bir yaz geçirdik.
foi um verão maravilhoso.
- Ve sende herşeye rağmen hayır dedin.
Se significar alguma coisa para si, estou-lhe grato.
Evet herşeye rağmen?
Sim. Não estão?
Ama Mr. Bledsoe öyle olduğumu düşünüyor ve herşeye rağmen düşüncelerine saygım var.
O Sr. Bledsoe acha que sou e respeito muito a opinião dele.
Herşeye rağmen, birlikteyiz.
Depois de tudo, temos o que queríamos. Um ao outro.
Herşeye rağmen polis, hapishane kapısı gibi iç karartıcı olmamalı.
Afinal, os agentes não devem ser encarados como portas da prisão.
Herşeye rağmen kravat bağlayacağız!
Lsto é que é um nó de gravata?
Herşeye rağmen, kızlar bunu bilmemeli. Aksi halde, dans grubunun ahlakı yerle bir olur.
Seja como for, as meninas não podem saber, senão a moral da companhia vai por água abaixo!
Herşeye rağmen, bu kadın senin geçmişinin bir parçası.
Essa mulher só é parte de seu passado.
- Harika günbatımı, herşeye rağmen.
- Belo por-do-sol, mesmo assim.
Herşeye rağmen onu severdim, ama artık yok.
Apesar de tudo, amava-a, e agora ela morreu.
Belki herşeye rağmen başarırız, ha?
Aguentamos?
Herşeye rağmen bu fikrin peşinden gitsek bile sonraki soruyu sormamız gerek :
Se quisermos prosseguir a questão corajosamente, teremos, evidentemente, de perguntar a seguir :
Herşeye rağmen Stanley adını bulmadımı?
Afinal das contas, Stanley encontrará a gente, não?
Hadi kardeşim. Herşeye rağmen Stanley adını bulmadımı?
Afinal de contas o Stanley vai-nos encontrar, não?
Herşeye rağmen, o hala senin karın.
Afinal, ela ainda é tua mulher.
Herşeye rağmen o sensin demek.
Então sempre é você, afinal.
Herşeye rağmen, çocuklar buradaki öldürücü kışları atlatmayı başardılar ama anne.
Mãe, até agora, os miúdos conseguirem sobreviver a todos os invernos terríveis na Califórnia.
Fakat herşeye rağmen, ben bir zavallı değilim, ben ve benim gibiler, hayallerine ulaşamasalar da, haftanın her 40 saatini istemedikleri ama yaşamak zorunda oldukları bir yerde geçiriyorlar.
Mas não sou um falhado. Porque, apesar de tudo, eu e todos aqueles que nunca serão o que desejavam ser, andamos por aí, a ser o que não queremos ser, 40 horas por semana, durante a vida toda.
Herşeye rağmen sanırım sonuçlar oldukça iyi.
Concordo consigo. Acho que, apesar de tudo, o resultado foi bom.
Herşeye rağmen yılbaşı partisi vermeleri inanılmaz.
É incrível que eles dêem uma festa.
Herşeye rağmen, o benim amcam.
Apesar de tudo, ele é meu tio.
Herşeye rağmen, bayım henüz başarmış sayılmazsın.
Com todo o respeito, Sr.... você ainda não percebeu.
Görünmüyor, herşeye rağmen.
No entanto, está diferente.
Genelde sessiz bir bölgedir, ama herşeye rağmen bana ait.
E uma localidade sossegada, por norma, mas não deixa de ser minha.
Birinin tahmin etmiş ve ona acımış olması, herşeye rağmen... yüreğinden bir yük kaldırmış gibiydi.
Era como se um ferro lhe fosse tirado do coração, saber que, afinal, alguém adivinhara e tivera pena.
Yaptığım herşeye rağmen aldığım tek ödül kırık bir gaga.
A cara sempre dei Mas também já sei Nada mais eu vou receber
Herşeye rağmen çokta kötü biri değilsin.
Você não é assim tão mau.
Hey, herşeye rağmen saman alevi olabilirsin, dostum.
Para que saibas, até podes ser tipo notícia da hora.
Herşeye rağmen.. bu operasyon için tek bir kişi var.
Mesmo assim, só existe um homem indicado para esta operação.
Şey görünüşe göre siz ikiniz herşeye rağmen Yüce Nagus'u görmeye gideceksiniz.
Bem, parece que vocês dois ainda estarão a caminho de ver o Grande Nagus afinal de contas.
Ama herşeye rağmen hoşgeldin...
Mas bem-vindo de qualquer maneira, Ares.
Herşeye rağmen, partinin sonuna kadar ucuz bir rüzgarlıkla dolaştım.
Tive de passar o resto da festa com um impermeável barato. Chegou a hora da vingança.
Herşeye rağmen değerdi.
Valeu a pena, entretanto.
Ve herşeye rağmen diğerlerine karşı nefret taşımıyor.
E, apesar de tudo, ela não carregou ódio contra outros.
Belki herşeye rağmen iş yapabiliriz.
Talvez possamos então fazer negócio.
O herşeye rağmen benim üvey annem.
Ela é, afinal de contas, a minha madrasta.
Herşeye rağmen, beynimizde yaşıyoruz.
Dizem que vivemos nas nossas mentes, seja como for.
Yinede herşeye rağmen
Mas é a cara chapada.
Herşeye rağmen kocana aşık gibi görünüyorsun.
Parece que, apesar de tudo, continuas apaixonada pelo teu marido.
- Herşeye rağmen gidiyorum. - Bu bir firardır.
Lhe pegarão.
Herşeye rağmen çok komikti.
às vezes nos bate, mas também é divertido.
Herşeye rağmen kız hoşuma gitti.
Apesar de tudo, gosto desta rapariga.
Herşeye rağmen o sadece kör bir adam.
Afinal de contas, é apenas um cego.
Herşeye rağmen çiçek gibi açmıştı.
Cedo floriu.
Herşeye rağmen, bugün Aziz Leonardo günü biraz eğlence olması gerekiyor! Mükemmel!
Excelente!
Bütün herşeye burnunu sokmana rağmen neler olduğu hakkında hiç bir fikrin yok.
Apesar de andar aqui a bisbilhotar, não faz ideia do que se passa.
Tekrar geldim, herşeye rağmen.
mas regressei.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]