English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ I ] / Istediğin zaman

Istediğin zaman Çeviri Portekizce

2,126 parallel translation
Ayrıca, istediğin zaman buraya gelebilirsin.
E você sabe que vai ser sempre bem-vindo aqui.
Kendini istediğin zaman temize çıkartabilirdin.
Poderias desistir em qualquer altura que quisesses.
Fazladan anahtarım da var, istediğin zaman girer çıkarsın.
Tenho umas chaves de reserva e ficas à vontade.
Öylece istediğin zaman yürüyüşe çıkamazsın.
Você não pode simplesmente chegar na hora que quer.
Arkandaki Dünyanda ne olursa olsun istediğin zaman buradaki evine gelebilirsin.
O que quer que aconteça na sua casa, sempre poderá retornar aqui.
Biliyorsun, Nik, Annen özel birşeyler yapmak istediğin zaman bana söylerdi.
Sabes, Nik, lembro que tu me disseste que a tua mãe também te pediu uma coisa.
Bak, onu baştan çıkartmamı istediğin zaman...
Quando me disse para a seduzir...
Pekala, tutuklamamı istediğin zaman bana söylersin.
Diz-me quando queres que o feche.
Detayları hatırlamak istediğin zaman gözlerini kapat,... ve aklında sana özel olan mekânına doğru yürüdüğünü düşün.
Quando quiseres recordar detalhes, fechas os olhos e entras no teu palácio da memória, dentro da tua mente.
Pekala, anlaşma şu... Para kazanmak istediğin zaman, beni ara.
Ok, o trato é o seguinte... telefona quando estiveres pronto para fazer dinheiro.
Park edilmesi yasak yerlere park ediyor, asla sıra beklemiyor, istediğin zaman, istediğini alıyorsun.
Estacionas onde é proibido, nunca tens de esperar na fila, compras o que queres, quando queres.
America. Her istediğini, istediğin zaman yiyebilirsin.
Oh, America, tudo-que-consigas-comer, a toda a hora.
Ya da istediğin zaman eve gel, orada yaparız.
Ou então passa lá por casa. Quando te apetecer, e fazemo-los lá.
Hayır, istediğin zaman uğra.
Apareça quando quiser.
Ben'le hep burada olacağız sen de istediğin zaman geleceksin.
Eu e o Ben estaremos aqui e... Vens quando puderes.
İstediğin zaman dumana dönüşebiliyorsan neden yürüyorsun?
Se te consegues transformar em fumo quando queres, porque te dás ao trabalho de caminhar?
İstediğin zaman buraya gelebiliyor musun?
Podes vir aqui sempre que quiseres?
İstediğin zaman gel.
Voltem quando quiserem.
İstediğin zaman gidebilirsin, biliyorsun değil mi?
Sabes que podes ir embora quando quiseres, não sabes?
Senin hangi kahrolası özelliğin canın istediği zaman istediğin konudan konuşmana sebep oluyor be?
E que raio é que o sr. tem, para insistir sempre no mesmo?
İstediğin zaman geri alabilirsin.
E podes tê-lo de volta quando quiseres.
Beni istediğin zaman öldürebilirdin...
Podias ter-me matado em qualquer altura, teres-me arrastado, ou degolado...
O zaman umarım işler istediğin gibi yürür.
Espero que isto resulte para vocês.
Her zaman sahip olmak istediğin oğul ile samimiyet kurmanı izlemenin benim için ne kadar zor olduğunu anlamanı istiyorum.
O que quero é que percebas como é difícil para mim ver-te a criar laços com o filho que obviamente sempre quiseste.
İstediğin zaman.
A qualquer hora.
Her zaman istediğin iş mi?
Isso é um trabalho que sempre imaginaste?
Chuck, bu seni her zaman olmak istediğin ajan yapabilir.
Chuck, isso pode tornar-te no Intersect que é suposto seres sempre.
Görünüşe göre her zaman istediğin şeye ulaşmana az kaldı.
Parece que vais ter tudo aquilo que sempre quiseste.
Bu aynı koparmaman gereken bir yara kabuğun olduğu zaman koparmadan duramayıp, altındaki iltihaplı dağınıklığı bilmek istediğin için koparman gibi.
Não consigo parar. É como ter uma crosta onde não devemos mexer, mas não evitamos, porque temos de saber o que está por baixo de tanto pus.
Filipinler'deydin, geri dondun denizcilere katildin her zaman tek istedigin ilk gidip en iyi olmakti!
Estiveste nas Filipinas e voltaste para a marinha porque querias ser o melhor e o primeiro.
O mezarı açtığımız zaman, istediğin herkesi öldürebilirsin.
Quando conseguirmos abrir aquela cripta, podes matar quem quiseres.
Evin anahtarı. İstediğin zaman girer çıkarsın. Tamam mı?
Podes entrar e sair quando quiseres.
İstediğin herhangi bir yer, istediğin herhangi bir zaman olabilir.
Para onde quiseres, para quando quiseres.
Sakın bunca zaman istediğin bu değilmiş gibi davranma.
Não ajas como se não fosse o que querias há muito tempo.
İstediğin zaman uğrarım.
Posso passar aqui sempre que quiseres.
Çünkü istediğin başka bir şeyse o zaman gidip onu araman gerekir.
Porque se queres outra coisa, tens que ir à procura dela.
İstediğin zaman uğra demiştin ben de o civarlarda olacağım.
Disse que podia passar por aí quando quisesse, e vou estar por perto.
İstediğin zaman söylersin diye düşündüm.
Achei que me contarias o que quisesses.
Eğer bana söylemek istediğin bir şey varsa, şimdi tam zamanı.
Se há algo que queiras contar-me, agora é uma boa altura.
İstediğin zaman gel, olur mu?
Apareça aqui a qualquer hora, está bem?
- İstediğin bu o zaman?
Queres que voltemos a ser apenas amigos?
İstediğin zaman elektrik süpürgesini alıp odaları süpürebilirsin.
Bem, sempre podias agarrar no aspirador e limpar o chão da sala de estar.
Annen, sen geleceğin için çok mutlu ama istediğin her zaman eve gelebilirsin.
A tua mãe está entusiasmada por te ter, mas podes vir para casa em qualquer altura.
İstediğin tüm zaman senin olsun amına koyayım!
Tens o tempo que quiseres.
İstediğin zaman, istediğin yerde pişirebiliyordun.
Podia cozinhar a qualquer hora, em qualquer lugar.
İstediğin zaman yeriz.
Senta-te.
- Ne zaman bana öğlen seksi önersen bu benden bir şey istediğin içindir ve bu öğlen seksi olmaz.
Sempre que me ofereces sexo à tarde é por quereres algo e não é sexo à tarde.
Hadi. Onca zaman sonra bana söylemek istediğin bir şeyler vardır.
Vá lá, depois deste tempo todo, deves querer dizer-me alguma coisa.
İstediğin zaman benden özür dileyebilirsin.
Um segundo. Podes pedir-me desculpa quando estiveres preparado.
İstediğin zaman gelirsin sen de.
- Não vou utilizá-la.
İstediğin zaman eskiye geri dönebilirsin, Claire.
- Podes voltar a casa de novo, Claire.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]