Iyi değilsin Çeviri Portekizce
1,426 parallel translation
Yeterince iyi değilsin.
Não és suficientemente boa.
Benim kadar iyi değilsin lan.
Não vais ter nada de mim, cabra.
- Sen bize karşı iyi değilsin ama.
- Você não está sendo bonzinho conosco.
Hayır, iyi değilsin.
Não, não estás bem.
Benden iyi değilsin.
Não és melhor que eu.
Benden daha iyi değilsin.
Não és melhor que eu.
İnsanların sana parmak sallayıp iyi değilsin demelerine izin veriyorsun.
Deixas as pessoas apontar-te o dedo e dizer-te que não prestas.
Daha iyi değil miyim? Hayır, daha iyi değilsin.
Então não estou melhor?
Benim ellerimde ölmek için yeterince iyi değilsin!
Tu não és bom o suficiente para morrer às minhas mãos!
Sen iyi değilsin.
Você não é bom nisto.
- Hayır, iyi değilsin.
- Não, não estás.
Randy, Bence sen iyi değilsin
Estás a chorar. Randy, assim não me serves para nada. - Vai ao dentista.
Benim için yeterince iyi değilsin, Alex.
Não és suficientemente bom para mim, Alex.
Hiç kimse için yeterince iyi değilsin.
Não és suficientemente bom para ninguém.
Kimseden iyi değilsin.
Não és melhor do que ninguém.
Diğer tarafta sen iyi değilsin.
E você, por outro lado, não está.
Benim için iyi değilsin.
Não é bom mim.
Sen de ondan iyi değilsin. İnsanları Pil-ho'dan para almaya sen zorladın.
Tu não tens o direito de acusar Pil-ho já foste tu quem preparou o cenário
Hem de hiç ama sen de iyi değilsin.
De maneira nenhuma. Mas tu também não.
Şey, ama iyi adam da değilsin.
Pois, mas também não é o bom.
Hiç iyi bir müşteri değilsin.
Não és nada bom cliente.
İyi. İyi. Ve demeye çalıştığım şey, kendini öldürmek zorunda değilsin.
Tudo bem, mas o que quero dizer é que não deves morrer por isso.
İyi bir dinleyici değilsin.
Você não escuta muito bem.
İyi haber şu, sen deli değilsin.
E a boa notícia é que você não está louca...
Tatlım gerçekten bugün iyi değilsin sen
- Hoje estás um bocado passada.
Demek gezmeye de gidiyorsun. Sen iyi bir dadı değilsin..
- Da próxima vez peça pra mim.
İyi değilsin, değil mi?
Passa-se algo, não se passa?
Bu işte iyi bile değilsin.
Nem sequer és bom.
İyi değilsin.
- Você não está bem.
Bir an için seni gerçekten yontmayı düşündüm Bay Izod. Ama gerçekten iyi bir herif değilsin değil mi?
Por um minuto, pensei em comer-te, Sr. Izod, mas não és um tipo muito simpático, pois não?
-... bu konuda pek iyi değilsin.
Bem, esse é o teu primeiro erro.
Çok üzgünüm, Earl. Ama işin iyi yanı beni artık listene eklemek zorunda değilsin.
A boa notícia é que não tens de me pôr na lista.
Neyse ki öpüştüğün kadar iyi bir yalancı değilsin.
Por sorte, beijas melhor do que mentes.
İyi adam da değilsin.
Pelo menos não és bom.
İyi değilsin.
O senhor não está bem.
İyi bir öğrencisin, hem reşit de değilsin.
És um bom aluno e menor de idade.
İyi bir golfçi değilsin, Ray.
Não me parece que pratique golfe, Ray.
İyi değilsin, Ryan.
Não estás nada, Ryan.
İkinci dönemini bitirmek üzere olan salak bir ihtiyarı, ekonomimiz için neyin iyi olduğu konusunda ikna edemiyorsan, belki de sen aradığımız yardımcı değilsin.
Se não consegue convencer um velho tolo a acabar o seu segundo mandato do que é o melhor para a nossa economia, talvez você não seja o tipo de colaborador que procuramos.
İyi değilsin.
Não estás bem.
Salak bir ihtiyarı, ekonomimiz için neyin iyi olduğu konusunda ikna edemiyorsan, belki de sen aradığımız yardımcı değilsin.
Se não consegue convencer um velho tolo do que é o melhor para a nossa economia, talvez você não seja o tipo de colaborador que procuramos.
Burada iyi çocuğu oynamak zorunda değilsin Rickie.
Não precisas ser o tipo bonzinho aqui embaixo, Rickie.
Belki iyi günlerinde değilsin, ama şu an, hayatım kötü günlerini kaldıracak düzeyde değil.
- Talvez não sejas nos teus dias bons. Mas, neste momento, a minha vida não permite pessoas más.
İyi değilsin! Nasıl iyi olabilirsin ki?
Não estás nada bem, como podias estar?
İyi değilsin.
Não, não está.
Bunu daha önce de gördüm, kendini iyi zannediyorsun fakat değilsin.
Tu voltas, achas que estás bem, mas não estás.
Sen de iyi değilsin.
- Nem tu.
İyi bir bok parçası değilsin!
Não vales nada, seu monte de estrume.
İyi değilsin.
Você não está bem.
İyi bir dinleyici değilsin.
Não és um bom ouvinte.
Hep iyi olmak zorunda değilsin.
Não tens que ser sempre certinha. Vá lá, vamos divertir-nos!
değilsin 303
değilsiniz 26
iyi değilim 99
iyi de 203
iyi deneme 76
iyi dinle 123
iyi dileklerimle 16
iyi düşün 86
iyi dedin 60
iyi davran 17
değilsiniz 26
iyi değilim 99
iyi de 203
iyi deneme 76
iyi dinle 123
iyi dileklerimle 16
iyi düşün 86
iyi dedin 60
iyi davran 17
iyi de neden 21
iyi değil 246
iyi değil mi 63
iyi dinleyin 52
iyi düşünmüşsün 27
iyi durumda 31
iyi değil misin 27
iyi denemeydi 77
iyi düşünün 29
iyi değildi 25
iyi değil 246
iyi değil mi 63
iyi dinleyin 52
iyi düşünmüşsün 27
iyi durumda 31
iyi değil misin 27
iyi denemeydi 77
iyi düşünün 29
iyi değildi 25