Iyisi mi Çeviri Portekizce
828 parallel translation
Sen iyisi mi git, başka biriyle uğraş.
E o meu... Olha, amiguinho, deixa-me em paz e vai assombrar outra pessoa, está bem?
O yüzden, iyisi mi yerini söyle. Ben gidip getiririm, kimse de ağzını açmaz.
Se me disseres... vou buscar as cruzes E ele não te fará nada.
" Müthiş bir gün olacak, iyisi mi tadını çıkar...
" Vai ser um óptimo dia, por isso é melhor aproveitares,
Ama karşı çıkabilir, onun için, Lord Hastings iyisi mi siz de gidip Kraliçenin şüpheci kollarından çocuğu çekip alın.
Se ela negar, senhor de Hastings, ide vós com ele, e arrancai-o à força dos seus ciumentos braços.
Daha iyisi mi? Sen bu son suçlamaya "daha iyisini yapmak" mı diyorsun?
Chama fazer melhor a esta última acusação?
En iyisi mi?
É o melhor?
Bir daha ki sefere, iyisi mi evraklarınız yanınızda olsun. Lütfen, benimle gelin.
É preciso escolherem melhor os vossos papéis da próxima vez.
Sayın bayan, iyisi mi kimi aradığınızı söyleyin.
Querida senhora, talvez se me disser quem procura.
Tekrar düşündüm de, iyisi mi soğuk duş yap.
Chad, sinto-me só. Quero conversar com alguém.
Hayatta kalsak bile ne olacağız, onlardan daha iyisi mi?
Mesmo que sobrevivamos, seremos melhores do que eles?
" Sıkıldım bu şehirden Paris'e gidiyim iyisi mi
" É um pouco aborrecido na cidade acho que vou para Paris
Sen iyisi mi, evini şirkete sat... veya biz Baker'ınkini alacağız.
O melhor para ti, Profeta, é venderes a tua terra à companhia ou então compramos a do Baker.
En iyisi mi gidin istirahat edin.
É melhor ires descansar.
iyisi mi sen beni artik eve götür.
É melhor levares-me a casa.
iyisi mi biz polisi çagiralim, onlar bu isin çaresine baksinlar.
É melhor chamarmos a polícia e deixá-la tratar disto.
İyisi mi, benim ateşime bak.
É melhor tirares-me a temperatura.
İyisi mi bunu ört üstüne.
É melhor meteres isto.
İyisi mi git bir tane daha iç Prudence, sonra da...
E se for beber outro, Prudence, e depois...
İyisi mi evlen.
Deveria casar.
İyisi mi gidip giyinelim.
É melhor ires lá e agarrá-la.
İyisi mi saklanın. Her an saldırabilirler.
É melhor abrigarem-se, vai começar em breve.
İyisi mi bunu al.
Aqui,
İyisi mi onları uyar.
É melhor avisá-los.
İyisi mi kaldır şunu.
É melhor levares isto.
İyisi mi 20 dakika içinde Adelphi Tiyatrosunun önünde olun.
É melhor ser na entrada do Teatro Adelphi, daqui a 20 minutos.
Sen iyisi mi bahçeye çık ve evin arkasında bekle.
É melhor ires para o jardim sozinho.
- İyisi mi gidin, bayan.
- Não gosto de beijos!
Evet. İyisi mi sen kanyona git de adamlarımıza irtibatı sağladığımızı söyle.
Sim, vão dizer aos homens que cola.
İyisi mi onu aklından çıkar.
Afasta-te dela.
İyisi mi ben hemen kendime bir ayna alayım, sonra da birkaç terzi tutup şöyle günün modasına uygun, şık, bana yakışacak bir şeyler diktireyim.
Comprarei um espelho, e contratarei mais de vinte, mais de trinta alfaiates para estudarem as vestes que adornarão meu corpo.
İyisi mi cevap verin, Partridge.
É melhor atender, Partridge.
İyisi mi, oturun oğlum Boris için bizimle birlikte için.
É melhor sentarem-se. Bebamos ao meu filho Borka.
Ed için beklemesen iyi edersin. İyisi mi, sen benimle gel. Seni götüreyim.
- Não esperes pelo Ed, vem comigo, eu levo-te até lá abaixo.
İyisi mi avukatını ara.
É melhor ser para o seu advogado.
İyisi mi dedim, beni yakalasın da bitsin bu iş.
Achei que era melhor deixar-te alcançar-me e acabar com isto.
İyisi mi gidip uyuyun.
É melhor dormir um pouco.
- İyisi mi bunu sen moruğa açıkla.
- Explica isso ao velho.
Evet, Bay Corey. Evet. İyisi mi sen yürümeye devam et.
É mesmo isso, Sr. Corey, é melhor você continuar a andar.
İyisi mi ben gideyim.
Bem, acho que é melhor ir indo.
Semiz sadece yeteneği sayesinde mi memleketin en iyisi? Hayır.
Fats é o melhor só porque ele tem talento?
En iyisi yok edeyim mi?
Deixa-me dá-la. Melhor ainda, destruí-la.
İyisi mi sen benimle gel.
Vem comigo.
- İyisi mi ben oturayım. - Yerinizde olsam dikkatli olurdum, çünkü...
- Nesse caso, vou me sentar.
- İyisi mi ona bir beşlik verelim.
- É melhor darmos-lhe uma de cinco.
İyisi mi onu arayayım.
Acho que lhe vou ligar.
- İyisi mi ben akşam işlerimi yapayım.
- Vou voltar para as minhas lides.
İyisi mi sen kendine yeni defter yaz babalık.
É melhor escreveres um caderno novo.
- İyisi mi paylaşalım, tamam mı? - Evet hayatım.
Bem, vamos dividir, esta bem?
En iyisi, değil mi?
O direito de escolher, certo?
İyisi mi sen kendini kaybetmeden ben gideyim!
Acho que é melhor ir embora antes que percas a paciência.
İyisi mi sen şu doları al da kendine yeni bir buji falan satın al.
Guarda o dólar que te pode fazer falta.