Izin verirsen Çeviri Portekizce
1,879 parallel translation
Neler yaşadığını biliyorum ve eğer izin verirsen sana yardım edebilirim.
Eu sei pelo que estás a passar e posso ajudar-te, se me deixares.
İşlerin gidişatını ben değiştiremem ama sen, yardım etmeme izin verirsen başarırsın.
Não posso mudar a forma como as coisas são feitas, aqui, mas tu podes. Se me deixares ajudar-te.
Eğer izin verirsen, sanırım şimdi gideceğim. Yüzeye geri döneceğim.
Creio que irei agora, se me faz o favor... de levar-me de volta à superfície.
Kalmak ve yardım etmek isterdim... ama insanlarımın yanına gitmem gerek, eğer izin verirsen...
Gostaria de ficar e ajudar... mas gostaria de me reunir com minha gente, assim que se me faz o favor...
Eğer yüzeye çıkmama izin verirsen.
Se fizer o favor de me deixar regressar à superfície.
Addison - Eğer izin verirsen özel bir konuşma yapıyoruz burada.
Se não te importas, estamos a tentar ter uma conversa privada.
Eğer izin verirsen.
Se me deixares.
Şimdi izin verirsen, gidip partimin tadını çıkarayım.
Se me dás licença... Vou desfrutar da minha festa.
Ve kapıyı açıp annenin oraya girmesine izin verirsen, sen de sahne arkasında olacaksın.
Mas em 2 semanas Slipknot estará no Forum e se abrires essa porta e deixares entrar a tua mãe, vais lá estar. Nos bastidores.
Kazanmalarına izin verirsen.
Podes deixá-los ganhar.
Gitmeme izin verirsen sana hepsini veririm.
Eu te dou. Deixe-me ir. Vou embora!
Açıklamama izin verirsen...
Escuta, se me deres um segundo para explicar...
Bitirmeme izin verirsen...
Se me deixares acabar...
Hani Paşa, açıklamama izin verirsen...
Hani Pasha, se me der uma hipótese de ex...
Eğer kitaplarım çürümeden teknemin yanına dönmeme izin verirsen, bunu sana kanıtlarım.
E se você me deixar voltar para o meu barco, antes que meus livros apodreçam, provarei isso.
Ama sen onların bu şekilde haksız yere üzerimize gelmelesine izin verirsen herkes kendimle birlikte sürükleyeceğim, sahaya çıkarmaya adam bulamayacaksınız. - Eee... - ve biliyormusun, seni çiğ çiğ yiyecekler.
Não há nada que possamos fazer a respeito,... se deixares que algo te escape, vou levar todos juntos comigo,... não quero nem pensar que isto possa acontecer...
Gitmesine izin verirsen, açıklama yapma şansın olacak ve herkes senin kimseyi incitmek istemediğini görecek.
E você terá a hipótese de explicar isso, se a deixar ir e todos verão que você não quis magoar ninguém.
Tanrım, Max hakkında soruları cevaplamaktan kaçınmaya çalışmıyorum yemin ederim. Eğer anlatmama izin verirsen Jesse ile kurduğum bağlantı anlamlı bir yere gelecek.
Tu... tu esperavas de que não ia acontecer nada de mal com a paciente?
Will, izin verirsen sen ve Countee'nin hikayesini yapmayı düşünüyordum.
Eu estava a pensar em fazer uma história sobre ti e Countee, se deixares, Will.
Chappa'ai'den geçmemize izin verirsen hayatta kalabilirsiniz.
Deixem-nos atravessar o Chappa'ai e as vossas vidas serão poupadas.
Teal'c, cihazı kullanmamıza izin verirsen geçmişi olması gerektiği hale getirebiliriz.
Teal'c, se nos deixares usá-lo, podemos pôr a História no sítio.
bunu yapmama izin verirsen onur duyacağım bırak yeni kardeşim için bekarlığa veda partisi düzenleyeyim.
Mas, olha, eu ficaria honrado Se você me deixa-se... Throw meu novo irmão Sua licenciatura partido.
Yaşamamıza izin verirsen sana öğretirim, tamam mı?
Deixem-nos ambos vivos e eu ensino-lhe.
Kederinin öfkeye dönüşmesine izin verirsen, ondan asla kurtulamazsın.
Se a dor se transforma em raiva, nunca mais desaparece.
Açıklamama izin verirsen anlayacaksın
Vais entender, se me deixares explicar.
Eğer insanların sana yardım etmesine izin verirsen, bu kadar gerilmezsin.
Não estaria tão nervoso, se deixasse que o ajudassem.
Eğer pilimi doldurmama izin verirsen söz veriyorum, daha sonra seninle ilgileneceğim, tamam mı?
Só preciso recarregar as baterias, e vamos divertir-nos.
Bunun beynini kemirmesine izin verirsen insanlar şüphelenecekler.
Se deixar isso transtorná-la, as pessoas começarão a notar e ficarão desconfiadas.
Oraya gelmesine izin verirsen, kaçma şansını riske atarsın.
Se a deixar ir até si, está a arriscar as suas hipóteses de fuga.
Sana gelmesine izin verirsen, kaçma şansını tehlikeye sokarsın.
Se a deixar ir até si, está a arriscar as suas hipóteses de fuga.
Ne çalmanı söylemelerine izin verirsen, saygınlığını kaybedersin.
Se os deixas dizer o que deves passar, perdem o respeito por ti.
Şimdi gitmesine izin verirsen, Sonsuza dek elinden gitmiş olacak.
Se a deixar ir, a hipótese vai embora para sempre.
Bunu incelememe izin verirsen mesajları kimin yolladığını bulabilirim.
- Prova-o! Foi você que percorreu este caminho todo, para descobrir quem está a mandar as SMS.
Eğer gitmeme izin verirsen, buradan gideceğim ve kimseye bir şey anlatmayacağım.
Se me deixares ir, eu vou-me embora e não conto nada. Juro.
Aslında izin verirsen seni yemeğe götürmeyi umuyordum.
Por acaso, queria saber se me deixarias levar-te a jantar.
Ama sen onların bu şekilde haksız yere üzerimize gelmelerine izin verirsen herkesi kendimle birlikte sürükleyeceğim, sahaya çıkarmaya adam bulamayacaksınız. - Eee... - ve biliyormusun, seni çiğ çiğ yiyecekler.
Não há nada que possamos fazer a respeito,... se deixares que algo te escape, vou levar todos juntos comigo,... não quero nem pensar que isto possa acontecer...
Birkaç hafta bize izin verirsen, Bruce Fraser sınırındaki, kuzuların geçtiği yerdeki postaları yeniden damgalayabilirim.
Se me deres umas semanas, Bruce... vou recolocar as estacas no limite dos Fraser... onde as ovelhas passam.
Bak, dostum, o çocuğu öldürmelerine izin verirsen bir işe yaramaz, aksine mahalleye bela getirir. Bunu biliyorsun, B.
Mas olha meu, deixá-los matar esse garoto... não vai adiantar nada, mas vai chamar a atenção da vizinhança.
Emri verirsen, geri çekilip pılınızı pırtınızı toplamanıza izin vereceğiz. Beyler- -
Se o fizerem, podem recuar com os pertences quando as águas forem.
İzin verirsen resmimi tamamlamak istiyorum.
Agora, se me desculpar, tenho que terminar minha pintura.
İzin verirsen, 99.
Se não te importas, 99...
İzin verirsen tabii ki.
Podes crer que sim, se me deixares.
İzin verirsen eğer, açığa çıkacak.
Ele virá ter contigo se tu deixares.
- İzin verirsen lavaboyu kullanabilir miyim?
Obrigado senhora Importas-te que use o W. C.
İzin verirsen seni tekrar hastaneye yatırmak ve Dr. Kenric'e bazı testler yaptırtmak istiyorum.
Com a sua permissão, gostaria de voltar interna-la no hospital para que o Dr. Kenric faça mais alguns exames.
İzin verirsen.
Permita-me.
İzin verirsen bir şey paylaşayım.
Agora, deixa-me só dizer
Eğer izin verirsen - -
- Se puder usar da palavra...
İzin verirsen, 75 bin dolara "çok iyi" demeyeceğim ben.
- Michael, desculpa interromper, não diria que $ 75,000 é fixe.
Sen bir yana diğerleri bir yana... İzin verirsen kemerini çıkarayım.
Você, por outro lado... deixe-me soltá-lo.
Cevap verirsen, yaşamana izin veririm.
Se responderes, deixo-te viver.