Kadınlar mı Çeviri Portekizce
2,395 parallel translation
Kim tarafından... Kadınlar mı?
Com... as mulheres?
Yani arabayı kadınlar mı aldı?
- Então, umas mulheres levaram o carro?
Kadınlarımız hep ana karada doğum yapar.
Nossas moças sempre dão a luz no continente.
Kadınların çok duygusal olduğunu mu düşünüyorsun? Aa, hadi ama, tatlım.
Achas que as mulheres são loucas?
Ve ayrıca takımınızda başka kadınlar da var.
E há as outras mulheres do seu pelotão.
Sanırım ordu kadınların güvenliğini tehlikeye atacaksa bunu tam zamanında yapmalı, öyle mi?
Se o Exército quer pôr em perigo a segurança das mulheres, - há que cumprir horários, certo?
yaşlanan kadınlar tüpte döllenme ile hamile kalmıyorlar mı?
Mas a parte bonita da fertilização in vitro não é engravidar mulheres mais velhas?
Evet, Kadınlar Komitesi'yle görüş bakalım.
Sim, fala com o comité feminino.
Tanrım, kadınlar hayatını mahvediyor, değil mi?
Deus, as mulheres fazem das suas vida um inferno.
Kadınları bırakmak mı?
Soltar as mulheres.
Hayır, tatlım...... biz kadınların köleleştirilmesinden bahsediyoruz.
Não querida estamos a falar de escravatura de mulheres.
Hazırlayacağım yazı için yaptığım görüşmeler esnasında... yirmiden fazla kadınla konuştum ve bu kadınların içinde bir tanesi... beni derinden yaraladı....
Durante as entrevistas que fiz, para memória futura a mais de vinte mulheres houve uma que me tocou de uma maneira muito profunda o nome dela era...
- Arkadaşım hayatı ile sevgilimin hayatı kadınların tırnak parlatma ve muhabbet gününde çatışıyorlar.
- A minha vida com a namorada e a minha vida com a melhor amiga estão a colidir enquanto pintam as unhas e criam laços.
Verilen görev için elimden gelenin en iyisini yaptım. Ayrıca kadınlar konusunda iyi olmadığımı size söylemiştim.
Levei a cabo a minha missão o melhor que pude, e disse-vos que não tinha jeito com as mulheres.
Amacımız kadınların mutluluğu görmeleri ama muhteşem seksi düşünmeleri.
Agora, o nosso objectivo é que as mulheres vejam felicidade mas pensem em sexo maravilhoso.
Kadınlar yaptığım her şeye inanır.
As mulheres caem em qualquer coisa que eu faça.
Senden farklı olarak kadınlarımı paylaşmaktan gocunmam.
Ao contrário de ti, não me importo de partilhar as mulheres.
Kadınlar duymaz mı?
- E uma mulher não?
Aldatanları, serserileri ve arkadaşlarımın kalbini kıran kadınları duymam.
Não ouço a traidoras, vadias, ou mulheres que magoam o meu amigo.
Kadınların acı ve çile çekmesi konusunda hassasım.
Sou muito sensível à dor e ao sofrimento das mulheres.
Cidden... Kadınlar hiç şeyin fantezisini kurarlar mı tecavüze uğramanın?
As mulheres alguma vez fantasiam com violações?
Tarzana'daki ev kadınları mı?
Donas de casa em Tarzana?
Tanrım, kadınları çok seviyorsun ama onları pek anlamıyorsun.
Céus, para quem adora tanto mulheres, não entendes nada delas.
Hamile kadınların içeri girmesi yasak. Okumadın mı?
Mulheres grávidas não são permitidas!
Bakalım haydi, kadınlar gerçekten ne isterler?
Vamos ver, o que as mulheres querem? Sabes?
Kadınları ve erkekleri kurtarmak için hayatını riske atacak. Böylece sen ve ben geceleri yatağımızda rahatça uyuyabileceğiz.
Vai arriscar a vida para salvar homens e mulheres que tornam possível dormirmos descansadas.
Şimdi iyi bir çocuk ol ve ve her zaman kadınların paltolarını çıkarmalarına yardım et.
Agora, sê um bom rapazinho e lembra-te sempre de ajudar as senhoras com os seus casacos.
Erkekler gerçeklerle yüzleşir, kadınlar yüzleşmez. Bu yüzden erkeklerin içmesi lazım.
Os homens enfrentam a realidade e as mulheres não, daí precisarmos de beber.
- Tanrım, kitap partilerindeki kadınlardan çok daha güzel kadınlar var burada.
Há aqui muitas mulheres bonitas, é melhor do que os lançamentos de livros.
Kadınları mı kastediyorsunuz?
Está a falar de mulheres?
Evet, sırada da kadınlarımızı çalmak var herhâlde.
A seguir rouba as nossas mulheres.
Kadınlarımızı çalmasına izin veremeyiz, değil mi?
Não podemos deixar que tal aconteça!
Hayır, onlar bizim kadınlarımız!
Não, são as nossas mulheres.
Ve ben, en mutsuzu, en dertlisi kadınların, ben ki balını tattım sözlerindeki şiirin, şimdi o soylu, o şahane kafanın düzeni bozulmuş çanlara döndüğünü mü görecektim?
E eu, a mais desgraçada e infeliz das mulheres, que sugou o mel de suas doces promessas, vejo agora este sublime, nobre intelecto ressoar fora de tom e estrídulas, como um sino fora de tom.
Tabi tabi, çünkü ben bir kadınım, kadınlar duygusal olarak değişkendir.
Claro. Porque sou mulher, emocionalmente instável.
Jeneretörlerimizi, kameralarımızı çadırlarımızı ve yanımızda getirdiğimiz her şeyi taşırken yaşlı kadınlar ve çocuklar tarafından ölüme terk edilmiştik!
Temos sido deixados para morrer pelas senhoras idosas e crianças que carregam o gerador e as câmeras e nossas tendas e todas as outras coisas que trouxemos!
Emekli olunca da partilerde kadınların peşinden koşmaya başladım.
Depois reformei-me, e fiquei ocupado a festejar e a correr atrás de mulheres.
Arkadaşlarım size zaaflarımdan söz etmişlerdir en büyük zaafım ise kadınlar.
Os meus amigos dir-lhe-ão que tenho uma personalidade um tanto viciante, sendo o meu único grande vício... as mulheres.
Birbirine yardım eden kadınlar, anladın mı?
As mulheres ajudam as mulheres.
TV izleyerek büyüdüm ve 50 yaş üstü zenci kadınların hep bir çeşit kozmik mentör olduğuna inandım.
Fui criado em frente à TV e levado a acreditar que todas as mulheres negras com mais de 50 anos são mentores cósmicas.
Ancak, Sun Bar'ın seksi tanımına dayanarak, bu kadınların hiç birisi işe alınmazdı.
Entretanto, baseado na definição do Sun Bar de sexy, nenhuma destas mulheres seria contratada.
Orada sana bu kadar kötü davranıldıktan sonra kendini rahatlatmak için neden bu kadınları tuttuğunu anlayabiliyorum ama ben sana onların aklına bile gelmeyecek şeyler yapacağım.
Depois do modo horrível como te trataram naquele sítio, percebo porque pagarias àquelas mulheres para te dar algum conforto. Mas irei fazer-te coisas que aquelas mulheres nem sequer imaginam.
Kadınların bize, emirci ve kararcı olalım diye ihtiyacı var.
As mulheres precisam que sejamos dominantes e decididos.
Yani sizce bu kadınlar Ray'in spermlerini nasıl diyeyim, lezbiyen kara borsasında mı satmışlar?
Achas que estas mulheres estão a vender o esperma do Ray numa espécie de mercado negro lésbico?
Ben varım. Bence bu sayfadaki tüm kadınların izini sürmeliyiz ve bakalım, birinin bildiği bir şey bizi Lisa ve Michelle'e götürebilecek mi?
Acho que devíamos localizar todas as mulheres nesta folha e ver se sabem algo que nos possa levar à Lisa e à Michelle.
Benim tanıdığım kadınlar erkekler kanunlarını da bilir.
As mulheres que conheço entendem o código masculino.
Bunlar da nerede bulacağımı bana söyleyeceğin kadınlar.
Estas são as mulheres que me vai dizer como encontrar.
Bu kadınları nerede bulacağımı söylemen gerekiyor Terry.
Tens de me dizer onde encontrar estas mulheres, Terry.
Onlar için önemli değildir. O zamanki kadınların erkeklerinin sözlerini dinlediğini sanırdım.
Pensei que as mulheres desse tempo tivessem de fazer o que o homem dissesse.
Bazen ben de tanıdığım kadınlar için böyle hissederim.
É assim que eu me sinto às vezes em relação a uma mulher que conheço.
Aldığım mama önlüğü yüksek teknoloji ürünü değil. Ayrıca, sadece kadınların geleceğini söyleyebilirdin.
O meu babete não é de alta tecnologia, portanto... e podias ter-me dito que era só para mulheres.