Kaçmak Çeviri Portekizce
3,998 parallel translation
Bunu gören biri şehirden kaçmak üzere olduğunu sanabilir.
Fica-se a pensar que iam sair da cidade.
Kaçmak için her şeyi yapabilecek ve dünyaya anlatılmayacak denli zarar verebilecek kaçak bir paranormal.
Uma sobrenatural perigosa que fará de tudo para fugir, que pode causar grandes sarilhos neste mundo.
- Hayır. - Çünkü o adamla kaçmak istediğin için mi?
Porque queres fugir com ele?
- Kaçmak istemiyorum- -
- Eu não quero fugir...
Onunla kaçmak istemiyorum.
Eu não quero fugir com ele.
Seninle kaçmak istiyorum.
Quero fugir contigo.
Artık kaçmak istemiyorum.
Não quero mais fazer isso.
Partiden kaçmak için bahane arıyormuş gibi bir hâli vardı çünkü.
Parecia que procurava uma desculpa para abandonar a festa.
Şimdi tek yapabildiğim kaçmak.
E agora tudo o que eu posso fazer é continuar a fugir.
Oz'dan kaçmak gibi bir niyetim yoktu.
Não faço nenhuma intenção de fugir para Oz.
Yani araştırmadan kaçmak için muhteşem bir bahane.
Por outras palavras, uma bela desculpa para não pesquisares.
Muhtemelen bu yüzden şehir dışındaki bir üniversiteye gitti, kaçmak için.
Provável motivo de fugir do estado para estudar.
Mortensen davasından kaçmak için özenle kurguladığın bir kurnazlık mı bu?
Isto é uma manha elaborada para evitares o caso Mortensen?
- Kaçmak o kadar basit değil.
- Não é assim tão simples conseguir fugir.
Tıpkı Yokedici gibi büyük ve güçlü silahlar büyük ve güçlü sahiplerine kaçmak gibi bir eğilimleri vardır.
Poderosas armas, como o Destruidor... têm a tendência de se perder dos donos poderosos.
Kaçmak mı?
Retirada?
Pekâlâ, birinci seçeneğimiz su iskelesinden kaçmak.
Opção 1 : Escapamos pelas pelas escotilhas para a água.
Kaçmak için olanakları da var, Sayın Yargıç.
E com os meios para fugir, Meritíssima.
Kaçmak.
Foge.
Connie'nin kaçmak için onun yardımına ihtiyacı vardı.
A Connie precisava da ajuda dela para fugir.
Sayın Yargıç, kaçmak için her türlü nedeni ve kaynağı olan, hakkında müebbet hapis cezası istenen ve cinayetle suçlanan bir adamdan bahsediyoruz. Bunlar iki gün öncesine ait gerçeklerdi ve aynı şekilde bugünün de.
Meritíssima, é um homem acusado de homicídio, diante de uma possível pena de morte, com motivação e recursos para fugir.
3 numaradan sonrakilerin kaçmak için şansı vardı ve şüpheli bunu riske edemezdi.
Bem, qualquer pessoa após a número 3 tinha a hipótese de fugir, e o suspeito não teria corrido esse risco.
- Kötü bir durumdan kaçmak çok zor olabilir.
Fugir de uma situação abusiva, pode ser extremamente difícil.
Görünüşe göre, kaçmak için pirelerden yararlanmış gibi.
O pulguento aproveitou-se da tua diversão para escapar.
Ayıdan ya da dağ aslanından falan kaçmaya çalışıyordu belki de. Ayıdan ya da dağ aslanından kaçmak için ağaca tırmanır mıydım bilmiyorum ama bölgede hiçbir yerde ikisinden birinin izine rastlanmadı.
Eu não subia uma árvore para fugir de um urso ou puma mas não há sinal de nenhum na zona.
NE YAPALIM? Hayatın tasasından kaçmak için harika bir yerdi.
Foi um retiro maravilhoso de todas as distracções do dia-a-dia.
Kaçmak mı?
Fugir?
Kaçmak romantiktir.
Mas fugir pode ser romântico.
Kaçmak zorundaydım.
Tenho que me livrar disto.
- Kaçmak zorundaydım.
- Tenho que me livrar disto.
Bu yazgıdan kaçmak için tekrar doğmam gerekti.
Eu tenho que renascer para escapar a este fardo.
Hapisten kaçmak göründüğünden daha zordur.
Bem, sair da prisão é mais difícil do que parece.
Bu Wesen'ın elinden kaçmak âdeta imkânsız.
Libertar-se desse Wesen é praticamente impossível.
Kaçmak senin seçimindi, Anton.
- Fugir foi uma escolha tua, Anton.
Çünkü anneme sürekli kızıyordum ve evi yıkıp dökerek kaçmak istiyordum.
Porque estava sempre zangado com a minha mãe e queria partir a casa para poder fugir dela.
Yani borçlarını ödemekten kaçmak için yaptığın sinsice plan sonunda kendini öldürtmekle sonuçlanıyor.
O teu grande plano para evitar pagar as tuas dívidas é seres morto?
Teşekkürler, Jack. Erin var mermi kaçmak, ve Jamie söylüyorum onun patronlar.
Tivemos a Erin a esquivar-se de balas, e o Jamie a protestar com os chefes.
Eğer kaçmak istiyorsa en çabuk şekilde olabildiğince nakit paraya ihtiyacı olacaktır.
Se ele quiser fugir, vai querer liquidar o que puder - o mais depressa que puder.
Evden kaçmak istediğini biliyoruz ve babası bir şekilde bunu kendi lehine çevirdi.
Sabemos que ela queria fugir de casa, e que o pai está, de algum modo, a tirar vantagem disso.
Kaçmak için hazırlanıyormuş.
Estava a preparar-se para desaparecer. Está bem.
Kaçmak için bir şans daha yakalamamın imkânı da yoktu.
De forma alguma teria outra oportunidade de fuga.
Kaçmak için hiç bir imkânı yok.
Ela não tem condições de fugir.
Dünyada bazı duygular öyle katlanılmaz olur ki onlardan kaçmak için elimizden geleni yaparız.
Diga a Mademoiselle Romanis que se prepare. Diga-lhe que vou atrás dela!
Belki sahte Abel kendi kaçırma para almak için ülkeden kaçmak.
Talvez ele tenha forjado o próprio sequestro para ter dinheiro e fugir do país.
Bir adama komplo kur sonra da kacmak icin onun arabasini cal.
Incrimina um homem... depois rouba-lhe o carro para fugir.
Nicole ile birlikte kacmak icin mi?
Para quê? Fugir com a Nicole?
Artık kaçmak zorunda değilsin.
Já não tens que fugir mais.
John, Amerika'ya Çavuşesku'dan kaçmak için geldi.
Ele estava sem dinheiro.
Ancak, tufandan kaçmak için yapılan gemi, özellikle de bir uzay gemisi olması oldukça mümkün.
para escapar.
O, tufandan kaçmak için uzayın derinliklerine gitti, gezegenimizin etrafındaki yörüngeye.
É muito possível que aquilo que ele fez para escapar a esta inundação, fosse na verdade uma nave espacial, na qual ele iria para o espaço, ficando em órbita enquanto durasse a inundação.
Şehirden kaçmak için başka bir yol bulmalıyız.
Precisamos encontrar outra saída da cidade.