Kaçmaya çalıştı Çeviri Portekizce
541 parallel translation
Kaçmaya çalıştın, değil mi?
Tentaste fugir, não foi?
Yağmurdan kaçmaya çalıştım.
Para não apanhar chuva.
- Bugün kaçmaya çalıştı.
- Tentou fugir hoje.
Gemiden kaçmaya çalıştı.
Tentou fugir.
Demek kaçmaya çalıştın?
Las fugir? !
Bu herif kaçmaya çalıştı.
- Um tipo tentou evadir-se.
Osceolalar kaçmaya çalıştılar. İkisini de öldürdüm.
Os Osceolas tentaram fugir... mas matei-os.
Kaçmaya çalıştım ama beni yakaladı ve boğmaya çalıştı.
Tentei fugir, mas agarrou-me pelo pescoço e tentou sufocar-me.
- Onlardan kaçmaya çalıştım.
- Virei para as evitar.
- Kaçmaya çalıştılar. İki kere.
- Tentaram fugir já por duas vezes.
Kaçmaya çalıştı ve atladı.
Ele tentou escapar e saltou.
- Kaçmaya çalıştığını söylerim.
- Dizia que tentaste fugir.
Seni vurup kaçmaya çalıştığını söyleyebilir.
Ele pode dar-te um tiro e dizer que tentaste fugir.
O sokaklardan kaçmaya çalıştı...
Tentou escapar daquelas ruas...
O sokaklardan o dar sokaklardan aşağı kaçmaya çalıştığında, binaların arasından her yerden geldiler.
Quando ele tentou escapar daquelas ruas pelas ruelas laterais, atrás dos prédios elas vinham de todos os lados.
Hatta belki tesadüfen bile rastlamış olabilir. Onu takip edip, kaçmaya çalıştığında onu trende sıkıştırmış ve pencereden atmış olabilir. Sonra da kalan iki kişiye olanları anlatmaya gerek duymadan, bütün parayı kendi almış olabilir.
Pode mesmo tê-lo encontrado por acaso... seguiu-o, e quando ele tentou fugir novamente, atirou-o do comboio... pela janela, sem contar aos outros dois... levando o dinheiro todo.
Kaçmaya çalıştı... ama Lord Gilbert'in askerleri onu yakaladı ve... lordun gözü önünde onu öldürdüler.
Ele tentou fugir, mas os soldados de Lord Gilbert... o pegaram, e na sua presença, ele foi morto.
Hiç kimse kaç tane kızılderilinin kaçmaya çalıştığını sormuyordu.
Ninguém perguntava quantos índios tinham escapado.
Seni gördüğümde neden kaçmaya çalıştığımı sanıyorsun?
Por quê crê, que fugi, quando lhe vi?
Kaçmaya çalıştın, değil mi?
Tentaste fugir?
İnsanları tanımayı başaramayanlar, hayatlarının tehlikede olduğuna inanarak kaçmaya çalıştılar.
Os sujeitos não reconhecem ninguém, ficam convencidos de que estão em perigo e procuram escapar.
- Kaçmaya çalıştı.
Ele tentou escapar.
Benden kaçmaya çalıştığını biliyorum.
Sei que estão a tentar fugir.
- Virgil kendi kaçmaya çalıştı!
- ¿ Ouviram isto? Virgil tentou escapar sozinho!
Ama kaçmaya çalıştığın sırada kazara kapıların arasına sıkışıp kaldın.
Mas, quando tentou fugir, ficou encurralado entre as portas.
Direndi ve kaçmaya çalıştı.
Resistiu e tentou escapar. Arruinou a reputação do campo
Destroyerle denizaltının arasını açmak için açığa kaçmaya çalıştım.
Por isso, tentei distanciar o meu submarino o máximo possível dele.
- Bir kere kaçmaya çalıştın
- Tentou escapar uma vez.
Dr. Fairchild, onu sadece rutin bir sorgulama için istedik ama o dedektiflerden kaçmaya çalıştı.
Só queríamos interroga-lo, mas ele tentou fugir.
Kaçmaya çalıştım ama yine de...
Tentei desviar-me, mas eu...
Kaçmaya çalıştığınızı düşünmekten nefret ediyorum.
Odiaria pensar que estavam a pensar fugir.
Arabayla kaçmaya çalıştı. Takip ettim.
Tentou fugir no carro dele, mas eu segui-o.
Neden kaçmaya çalıştığını biliyorum. Son verdiğin partiyi unutmadım.
Sei porque vos quereis furtar.
Ve ben de kaçmaya çalıştım. Sonra yakalandım.
Depois, tentei esgueirar-me e ela topou-me.
Kendimde değildim, seni bulmak için kaçmaya çalıştım.
Juro-te que nada soube. Nunca.
Diğer 13 mahkum, hiç şüphesiz, o aptalca kaçma girişiminden feyz alıp kaçmaya çalıştılar.
13 outros prisioneiros, sem dúvida levados por aquele estúpido exemplo tentaram também escapar.
Yani aklımın hep bir köşesindey di ama sürekli kaçmaya çalıştım işte.
Passou-me pela cabeça, mas evitei sempre a coisa.
Belki de kaçmaya çalıştılar.
Talvez tenham tentado fugir.
Kaçmaya çalıştığın gerçeği dinle Lloyd
Escuta a verdade. Estás tratando evitá-la, Lloyd.
"Kaçmaya çalıştığını düşünüyoruz."
"Achamos que estás a tentar fugir!"
Onu köşeye sıkıştırdılar ve kaçmaya çalışırken vuruldu.
Foi condenado e tentou abrir caminho à tiro
O sokaklardan kaçmaya mı çalıştı?
Tentou escapar daquelas ruas?
O gece sen yatağında yatarken o adamın geldiği zamanki senim. Alt katta annenle tartışmıştı ve annen kaçmaya çalışmıştı. Sonra annen senin odana gelmişti, adam onu yakalayıp boğmuştu.
Sou tu, quando dormias na tua cama, na noite em que um homem entrou na casa, e ele discutiu com a mãe, lá em baixo, e ela tentou escapar, e correu para o teu quarto, e o homem apanhou-a e, estrangulou-a.
Kaçmaya mı çalıştı?
Tentou fugir?
- Kaçmaya mı çalıştın?
- Está a brincar connosco?
Bazıları kaçmaya çalışmıştı ama buna müsaade etmediler.
Algumas pessoas tentaram fugir, mas eles apanharam-nas.
Kaçmaya çalıştım, ama tekrar işkence ettiler. Bir başka beyaz yüz görene kadar uzun yıllar geçti.
Teria de passar ainda um longo ano antes de voltar a ver uma face branca.
Waterford yakınında tutuklamaya direnince vuruldu... orada bir araç çalmıştı ve kaçmaya çalışıyordu.
Foi baleado ao resistir à prisão em Waterford, onde roubara um carro com que tentava fugir.
Göreve başlar başlamaz, bukalemun gibi gizlenecek,... ki sen bunu seversin ve bizden kaçmaya çalışacaksın ama önce şuna bir bak... kardeşin de aynı şekilde düşündü,... bizi terk etmeye çalıştı.
Quando estiveres no trabalho, armas-te em "Camaleão", o teu papel favorito e desapareces. Vê este primeiro. A tua irmã Bella também enfraqueceu.
Daha önce bir kaç kez kaçmaya, evine dönmeye çalışmıştı.
Já tinha fugido muitas vezes.
Kaçmaya çalıştığı için olmadığından eminim.
Verdadeiramente não sei.
çalıştım 51
çalıştı 29
çalıştır 90
çalıştırın 19
çalıştır şunu 20
kaçmak 45
kaçma 150
kaçmayacağım 23
kaçmak mı 60
kaçmalıyım 20
çalıştı 29
çalıştır 90
çalıştırın 19
çalıştır şunu 20
kaçmak 45
kaçma 150
kaçmayacağım 23
kaçmak mı 60
kaçmalıyım 20