English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ K ] / Kaçmak mı

Kaçmak mı Çeviri Portekizce

822 parallel translation
Kaçmak mı?
Acabo de fugir da prisão. De fugir?
- Kaçmak mı?
- Fuga?
Kaçmak mı?
Fugir?
Kaçmak mı?
Embora?
- Kaçmak mı?
- Fugir?
- Kaçmak mı?
Sair daqui?
Evet, evet, eminim Jennings'in bir planı vardır, ama kaçmak mı?
Tenho a certeza de que o Jennings tem um plano, mas uma fuga?
Orduyu bırakıp kaçmak mı istiyorsun?
És um soldado do Exército Vermelho!
Ama kaçacağız. Kaçmak mı?
- Mas vamos escapar.
Buraya kaçmana yardım etmeye geldim. - Kaçmak mı?
Vim ajudá-la a fugir.
Kaçmak mı?
Para fugir?
Kaçmak mı?
Fugimos?
Kaçmak mı? Terketmesi için üstüne para vermişlerdir.
Provavelmente o pagaram para que se fosse.
- Kaçmak mı?
- Fugir? Como?
- Kaçmak zorunda. - Kaçmak mı?
- Bem, ela teria que escapar.
Kaç! Kaçmak mı?
"Correr"?
- Kaçmak mı yoksa savaşmak mı?
- Fugir ou lutar?
.. dönmek ve kaçmak zorundayım.Dipsiz sokaklar... Bitsin, bitsin istiyorum!
Quero parar!
Kaçmak mı?
Como é que um devedor poderia fugir da ilha, mesmo que tivesse um barco? Fugir?
Sinirlerden laf açılmışken suçlunun bir mıknatısla çekiliyormuşçasına suç mahalline geri döndüğü olayları şahsen biliyorum. Zili çalmak ve sonra kaçmak gibi aptalca ve dürtüsel bir şey yaparlar.
Por falar em nervos, sei mesmo de casos em que o criminoso volta ao local do crime, como se fosse atraído por um imã, para fazer uma tolice impulsiva, tal como tocar a uma campainha e fugir.
Kaçmak isteyen olursa, korkarım ateş etmem gerekecek.
Se se mexer, eu disparo.
Görevden kaçmak için ürettiğim tüm sebeplere inandım.
Acreditava em todas as razões que dei para abandonar o meu trabalho.
Bunu kaçmak için kullanacağımı umuyor.
Espera que eu o use para tentar fugir.
Buraya kaçmak zorunda kaldım.
Tive de vir para aqui.
Bu gemiye, beni öldürmek isteyen birinden kaçmak için bindiğimi söylemiştim, hatırladın mı?
Eu disse que estava lá para escapar de um assassino.
Onlar bize kaçmak için lazım.
Não conseguimos fugir sem eles.
Jasper, tüm hayatım boyunca bir kadınla beraber kaçmak istemişimdir.
Toda a minha vida quis fugir com uma mulher.
Kulübeye varırsak kaçmak için bir fırsatımız olur.
Se chegarmos ao alpendre, teremos hipótese.
Tüm yaşamımız boyunca kaçmak zorunda kalırız.
Teríamos que fugir a vida toda. Não, não teríamos.
Çarpışmak mı yoksa kaçmak mı istersin?
Foge ou luta?
Ridge dediği gibi, İpten kaçmak için bir şey yapmadım.
Como disseste Ridge, não tenho como fugir da forca.
Ne zaman kendimi ürkek ve sinirli hissetsem, içimden, sokaktaki insanların şapkalarını kapıp kaçmak gelse, çiseleyen bir kasım yağmuru ruhumu ele geçirse, işte o zaman açık denizlere atarım kendimi.
"Sempre que me torno mal humorado, e me vejo a chatear as pessoas por quem passo". "Sempre que chega o chuvoso Novembro à minha alma". "Então eu sei que é tempo de voltar ao mar, outra vez".
Sence hapishaneden kaçmak kolay mıydı?
Caso acredite que é fácil escapar dessa prisão?
New York'tan kaçmak zorundaydım.
Eu precisava sair de Nova York.
- Güzel söylüyorsun da seni zorda bırakıp kaçmak olmaz mı?
- O que achas? - Maravilhoso. Mas näo vais ficar sobrecarregada?
Kaçmak için her şeyi yapardım demek istedim.
Quero dizer que faria tudo para me escapar.
Mahkemenin neye inanmasını istersin, önce kaçmak istediğine mi,.. ... sonra bilerek isteyerek o kadar yolu katedip,.. ... asilce kendi canını tehlikeye atarak devriyeleri kurtardığına mı.
Está a pedir que esta corte acredite, que com a liberdade à sua frente, voltou deliberadamente, e numa incrível cavalgada... e numa nobre negligência para com a sua vida, salvou esta patrulha do aniquilamento.
Kaçmak istesem neden konuşayım ki?
Se eu quisesse fugir, porque iria eu falar?
Onu bulurlarsa, kaçmak zorunda kalacağız. Evet yapacağımız bu.
Se a encontrarem, teremos de fugir.
Dinle, Amerikan taşrasından kaçmak için Paris'e taşındığımı kabul ediyorum ama bu, benim Fransız geleneklerine hazır olduğum anlamına gelmez.
Admito que vim à Paris, para escapar do... americano provinciano... mas não significa que estou pronta para o francês tradicional.
Yaptığım, esir kampından kaçmak.
Tudo o que fiz foi escapar do campo de prisioneiros.
Sanırım polisten kaçmak için bu kadar hızlı gidiyordu. Polisten niye kaçıyordu?
Acho que o perseguiam, eles chegaram depressa.
Bu gerçeklerden kaçmak ya da görmemek gibi bir şansım yoktu.
Não havia como fugir daquele fato ou não tentar enxergar.
Uçaklarını radarımızdan kaçmak için alçak irtifaya dalmadıklarını... nereden bileceğim?
Como sei que os aviões não estavam a baixar de altitude... para fugirem ao radar?
Ama o adamlar gelmeden kaçmak zorunda kaldım.
Consegui fugir antes que os outros chegassem.
Hayır, ama o da kaçmak istiyor yani ona biraz yardım edeceğiz.
Não, mas quer fugir também. Vamos dar-lhe uma ajuda.
Şehirlerden kaçmak lazım.
As cidades já não são boas para se viver.
- Sanırım kaçmak zorunda.
- O quê? - Ela vai ter que escapar.
Kaçmak zorundaydım.
Tive que fugir.
Kaçmak, uzaklaşmak zorundaydım.
Tive que correr para escapar.
4 saat içinde kaçmak zorunda olduğumuz bir evrende sıkıştık veya Mr Spock'un ellerinde ölüm cezasıyla karşılaşacağım.
Estamos presos num universo do qual temos de escapar em quatro horas, ou espera-me uma sentença de morte às mãos do Sr. Spock.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]