Meselâ Çeviri Portekizce
198 parallel translation
Meselâ şu tabelanın üstündeki fazlalıklara bakalım.
Por exemplo, vejam as saliências por cima daquele sinal.
Meselâ bu.
Este aqui.
Meselâ, şu döşemedeki delikler.
Bem, aqueles buracos no casco, por exemplo.
Çıplak ayakla oturuyorsun meselâ, bu gelir ve baş parmağını yalar.
Quando estiver sentado de pés descalços, ele vai vir e lamber o seu dedão do pé.
Meselâ?
E para onde é isso?
Meselâ, saygı. - Çok önemli.
O respeito, por exemplo, é muito importante.
4 adet buz olayı meselâ.
Com gente comprando quatro cubos de gelo de uma vez.
Sürdinli trompet çalmak bile yasaktı. Görüyorsunuz ya, meselâ, Duke Ellington'ın yaptığı gibi.
Um trompetista não podia tocar em surdina, como o Duke Ellington, e trautear.
Meselâ 1969'da Celtic'li Bill Russell?
O que me diz do Bill Russell?
Tabii, başka şeyler de var. Meselâ sağ kalmak gibi.
Há outras coisas, como querer continuar vivo.
Tek bir mucize, meselâ benim için yanan bir kız denizlerin yarıIdığını ve Sasha amcaya bir çek verildiğini görseydim.
Se eu pudesse ver um milagre. Um milagre só. Se visse um arbusto a incendiar-se, ou os mares a abrirem-se...
Astrologlar gezegenlerin hareketlerini izleyip, meselâ "Venüs Keçi Takımyıldızından yükseldiğinde geçen sefer ne olmuştu?" dediler.
Os astrólogos estudavam o movimento dos planetas e perguntavam, o que acontecera, digamos, da última vez que, Vénus se erguera na constelação de Capricórnio?
Meselâ, yıldızlar her zaman doğudan doğup, tüm gece boyunca başımızın üzerinden batıya doğru akarak batıdan batarlar.
Por exemplo, as estrelas aparecem sempre a Este, ( Oriente, como o Sol e a Lua ) e põem-se sempre a Oeste, ( Ocidente ) demorando a noite inteira para atravessar o céu, se passarem por cima das nossas cabeças.
Meselâ, aynı takımyıldız diyelim ki hep sonbaharın başında yükselir.
As mesmas constelações nascem sempre, digamos, no início do Outono.
Fakat meselâ Mars'ta gözlenen döngü içinde döngü olayı nasıl açıklanacaktı?
Mas então, como explicar o movimento aparente, dos planetas no céu, como o de Marte por exemplo?
Meselâ şu Trilobitler 600 milyon yıl önce yokoldular.
Estes tipos, os Trilobitas, apareceram há cerca de 600 milhões de anos atrás,
Daha büyük bir ölçü kullanmaliyiz, meselâ : isik yili.
Precisamos de uma unidade bastante maior : o ano-luz.
Aslında bence seanslarımızı biraz artırabiliriz. Haftada iki veya üç olabilir meselâ. Aynı saat ücretiyle elbette.
Penso que podíamos aumentar as sessões... pelo mesmo preço, é claro.
Yeniden hesapla, Gordon, biraz oynama yap vakıf fonundan çek meselâ.
Faz um preço. Tira alguma coisa do fundo de confiança.
Meselâ buna ne dersin? Dünyanın neresindeki hangi kumsalı beğenirsen, sana onu alacağım. Şuna bir bak :
Que tal - qualquer praia de que goste, em qualquer lugar do mundo, eu compro-lha para sim.
Meselâ...
Tipo...
- Meselâ kim?
A quem?
Meselâ diğer çocukların yapamadığı şeyler yaparsın.
Para começar, poderás fazer coisas que os demais não podem.
Bir iş bulun meselâ. Sıradan bir iş bile olur.
Arranje um emprego, ou algo assim, até um emprego mais baixo para começar.
- Bütün yaptığı silahlı çatışmalara rağmen ben onun hiç hoş bir şeyler yaptığını görmedim ; bir yetimhaneyi ziyaret gibi meselâ. - Olmaması için bir neden görmüyorum.
- Não vejo razão para não o fazer.
- Meselâ?
- Como por exemplo?
Onunla ne kadardır beraber olman meselâ.
Há quanto tempo sais com ela?
Meselâ, yarın erken kalkmaları lâzımmış.
Tipo que têm de se levantar cedo no dia seguinte.
Başkaları da var. Meselâ... Sigortasız bir adamla trafik kazası yaşıyoruz ve yargıç, onu, uşağım olmakla cezalandırıyor.
Temos outra ideia onde onde tenho um acidente com um tipo que não tem seguro, e a sentença do Juiz é ele passar a ser meu mordomo.
Abim meselâ. Boktan durum.
Eu e o meu irmão é uma situação lixada.
Ne meselâ? - Meselâ at... - Hayır.
Eh... cavalos... burros... e queijo de cabra.
Meselâ "Siyam ikizleri neden İngiltere'ye gitmiş?"
Como, "Porque é que os gémeos siameses foram para Inglaterra?"
Meselâ bugün sizlere şimdiye kadar yazılmış en önemli romanlardan birini okumaya karar verdim.
Eu vou gracear-vos com uma leitura... de uma das melhores novelas jamais escritas,
Ve tabiî ki, bazen tartışıyoruz, meselâ yatağımıza yattığında... Lois çok kızmıştır, ama Brian defolup gitmez.
E claro, algumas vezes temos discussões, quando está a dormir na cama e a Lois está "excitada" mas o Brian não "baza."
Meselâ Güneş lekelerini, ağları, iplikleri, kısacası yüzeydeki her şeyi görebilirsiniz.
Vemos manchas solares, redes, filamentos, tudo isto em grande detalhe.
Meselâ, Paul gazeteye bakıyor ve kariyer fırsatlarını inceliyordu.
Paul olhava o jornal : "Sobre oportunidades de trabalho?".
Meselâ bas seslerle giriş yaptığımız Listen isimli bir giriş temamız vardı.
Lembrança que tínhamos um tema titulado'Listen', no qual o baixo ia...
Meselâ "Career Opportunities" şarkısını artık söyleyemeyiz.
" Ya não podemos cantar sobre oportunidades de trabalho,
Meselâ kibir ve acımasızlık gibi mi?
Como arrogância e crueldade?
Meselâ matematik.
É como a Matemática.
Meselâ sen pek iyi görünmüyorsun.
Você não está com boa cara.
Meselâ, hoş, normal bir ailede yetiştim.
Muito bem. Por exemplo, cresci numa família normal.
Meselâ Cuma günü annen dokuz kez geldi. Bir günde.
Quero dizer, na sexta-feira, a tua mãe foi lá a casa nove vezes, num dia!
Meselâ, onu Rua'yı öldürmekle suçlayabilirsin.
Como acusá-lo de assassinar Rua...
Meselâ Roebling ve köprüsü ampulüyle Edison. Diesel, Bell, Westinghouse.
Como o Roebling com a sua ponte, o Edison com a lâmpada, o Diesel, o Bell, o Westinghouse...
- Şuradaki iki adam gibi meselâ.
- Olha estes tipos, por exemplo. - Onde?
Meselâ... Meselâ örümcekler.
Tais como... como as aranhas.
Meselâ Johnny Depp'in, ihtiyacı olmazmış gibi.
Com o Johnny Depp, ele não ia precisar realmente de ti.
Meselâ babam. " Vay anasını Lois.
Como o meu pai. " Santa merda, Lois.
Meselâ şuradaki gibi.
Como aquele ali.
Meselâ John Ingham ve Caroline Coon.
John Ingham e Caroline Coon.
mesela 852
mesela ben 35
mesele 64
mesele bu 28
mesele ne 68
mesele nedir 145
mesele yok 23
mesele bu değil 76
mesele de bu 30
mesele o değil 48
mesela ben 35
mesele 64
mesele bu 28
mesele ne 68
mesele nedir 145
mesele yok 23
mesele bu değil 76
mesele de bu 30
mesele o değil 48