Okuyayım mı Çeviri Portekizce
377 parallel translation
Sana gazete okuyayım mı?
Queres que leia o jornal para ti?
Bay Brenner'ün çay yapraklarını okuyayım mı?
Vou ler as folhas de chá do Sr. Brenner.
Şimdi okuyayım mı?
Posso ler agora?
Okuyayım mı?
Posso ler?
Okuyayım mı?
- Queres que os leia?
- Sana biraz okuyayım mı?
Ler um pouco?
- Size menüyü okuyayım mı?
Posso ajudá-lo com o menu?
- Biraz okuyayım mı?
- Queres que te leia um pouco?
Sana Shakespeare okuyayım mı?
Quer que Ihe leia Shakespeare?
Öyleyse, raporunuzu bitirin ki, okuyayım.
Então, acabe o relatório e eu leio.
Bu mektup gitmene neden olacaksa sana okuyayım.
Se é esta carta que causa a sua partida, vou ler-Iha.
- Peki, sana okuyayım.
- Está bem, eu leio para você.
Susar mısın, kitabımı okuyayım.
Por favor, pode se calar para eu continuar a ler?
Peki, size en sevdiğim şiiri okuyayım.
Está bem. Vou ler-lhe aquele de que gosto mais.
- İzin ver ben okuyayım.
- Deixa-me ler.
Ben de sesli okuyayım.
Eu vou ler em voz alta.
Arkaya geçte okuyayım.
Então, senta-te, querido, e eu leio.
Verilen yanıtlardan bazılarını size okuyayım.
Deixe que lhe leia algumas das respostas.
Bu sabah Ankara'dan ne aldığımızı okuyayım size.
Vou ler-lhes o que recebemos de Ankara esta madrugada.
bunu ellerinizden okuyayım.
Deixe-me ler as suas mãos.
İstersen seninle birlikte okuyayım.
Vou ler para si se quiser.
Ver de, ben sana okuyayım.
Deixa-me ser eu a lê-la.
Rolü okuyayım.
Deixe-me ler o papel.
Oh, lütfen, bırak onu okuyayım!
Deixe-me ler, por favor.
Şey... Önce kendime bir okuyayım, sadece duygusunu hissetmek için.
Deixe-me ler em voz baixa primeiro, para perceber o sentido.
Sana okuyayım.
Vou ler-ta.
Mektubun kalanını okuyayım.
Deixa-me ler-te o resto.
Ben de bu arada bir şeyler okuyayım dedim,... gitmeden tren seferlerinin çizelgesini bıraktı.
E, no caso de eu querer ler alguma coisa, deixou-me um horário do caminho-de-ferro.
Bu gece evde kalalım ve ben sana kitap okuyayım.
Hoje à noite, vamos ficar em casa e vou ler para si.
Ben de bunu okuyayım.
Eu leio isto aqui.
Beysbol haberlerini okuyayım.
Vou ler sobre basebol.
Sen otur. Şu kâğıtları toparlayayım ve hikâyeni okuyayım.
Agora vais-te sentar, deixas que eu arrume estes papéis e vou ler a tua história.
Bahçeye çıkalım da hikâyeni okuyayım.
Bom, vamos dar uma volta e eu vou ler o teu conto.
Oraya dön, otur ve burnundan nefes al. Bırak da dergimi okuyayım.
Volte pra lá, sente-se, respire pelo nariz e deixe-me ler minha revista.
Baştan okuyayım.
Vou ler-lhe isto, Sr. Mabry.
Binbaşı Skelton'un günlüğünden birkaç pasaj okuyayım.
Deixem-me ler-lhes alguns estractos do diário do Major Skelton.
Sana mektuplarını okuyayım.
Hei-de ler-lhe cartas dele...
Eğer siz ikiniz konuşmak istiyorsanız, devam edin, ben de kontratı okuyayım.
Discutam se quiserem. Eu lerei o contrato.
Neden okuyayım ki?
Porque o faria?
Bir örnek okuyayım.
Vou ler um exemplo.
Bir mektup yazmıştım, sana okuyayım.
O que lhe queres dizer?
Bu sabah 08 : 00'de elime geçen notu size okuyayım.
Vou ler a mensagem que recebemos ás 8 da manhã.
Şunu okuyayım :
Deixem-me ler-vos isto...
Size bir şiir okuyayım.
Posso dizer-vos versos.
Eunice, bırak da sana bu mektubu okuyayım.
Eunice, por favor, permita-me ler esta carta para você.
Okuyayım.
Vou lê-lo.
Bekleyin! Size birkaç satır okuyayım!
Rapazes, posso ler meus versos para vocês?
Getirir misiniz, okuyayım?
Pode trazê-las para eu as ler?
Rahatsız olmazsan okuyayım mı?
Estou a atrapalhar?
- Size okuyayım.
- Eu leio.
Şimdi Humphrey, güvenlik hakkında sende ne var önce sen oku sonra da ben okuyayım ve mukayese edelim.
Agora, leia alto quais são as suas ressalvas que eu leio as minhas, para podermos compará-las.