English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ O ] / Oğlumu

Oğlumu Çeviri Portekizce

4,802 parallel translation
Oğlumu benden alamazsınız!
Não podem levar-me o filho!
Oğlumu görmeye geldim.
Vim para ver o meu filho.
Bir tişört aldım, oğlumu kızdırdım.
Comprei uma t-shirt, enfureci o meu filho...
Oğlumu avukat olarak düşünmemiştim hiç.
Nunca imaginei um filho meu advogado.
İlk olarak da... Oğlumu öldürmeli...
Primeiro, tenho de matar o meu filho
Oğlumu yetiştirildiğim gibi yetiştirdim.
Eduquei o meu filho como eu fui educada.
Oğlumu tanıtmama izin verin. Lord Grantham.
Permita-me... que lhe apresente o meu filho, o Lorde Grantham.
Oğlumu istiyorum.
Quero o meu filho.
Oğlumu öldürüp, karısıyla evlenmeliyim.
Tenho de matar o meu filho e casar com a mulher dele.
Oğlumu öldürdü.
Ele matou o meu filho.
Şimdi de oğlumu, eşimin oğluna dava açması için ikna etmemi istiyor.
- E agora quer que eu convença o meu filho a apresentar queixa contra o filho de minha mulher.
Oğlumu düşünmeden duramıyorum sadece.
Só não consigo parar de pensar no meu filhote.
Yığın kazancı, vergi ödemek, daha çok oğlumu görmek için.
Para recolher juros, pagar tributo e sobretudo para ver o meu rapaz.
Tüm bildiğim oğlumu geri aldım ve şimdi de sen döndün.
O que eu sei é que tenho o meu rapaz de volta, e agora tu.
Oğlumu hayatta satmam ben.
Eu nunca denunciaria o meu filho.
Oğlumu, hayatını ona bağlayacak kadar seven kadından duymak istiyorum.
Quero ouvir da boca da mulher que amou suficientemente o meu filho para unir a vida dela à dele.
Yani gidip karanlıkta oturup oğlumu kimin, neden öldürdüğünü mü merak edeyim?
Então devo, simplesmente, sentar-me no escuro e imaginar quem matou o nosso filho e porquê?
Biri bana Nick Vera'nın kim olduğunu ve ve oğlumu öldüren kurşunların neden onun CIA'e kayıtlı silahından olduğunu açıklasın.
Alguém me diga quem é o Nick Vera, e porque é que as balas da arma dele, registada pela CIA, foram encontradas no meu filho?
- Oğlumu almaya.
Buscar o meu filho.
En azından bu akşam için oğlumu ve kız arkadaşını yemeğe götürebilirim.
E pelo momento posso dar-me ao luxo de levar o meu filho e a sua namorada a jantarem fora.
Tüm bunları kasabayı, seni, oğlumu kurtarmak için yaptım.
Fiz tudo isto para salvar a cidade a ti ao meu filho.
- Oğlumu oradan çıkartmam lazım.
Eu tenho de tirar de lá o meu filho.
- Oğlumu bu sayede mi buldular?
Como encontraram o meu filho?
Ama bana neden oğlumu ziyarete giderim demedi?
Mas porque é que ela simplesmente não disse : "Vou sempre visitar o meu filho."? Não faz sentido.
Oğlumu tanıdığını sanıyorsun?
É isso? e você acha que conheçe o meu filho?
Dışarı çıktığımda, evin güvenliğini sağlayıp oğlumu tutuklayın. Elleri kelepçeli bir şekilde sokağa çıkarın.
Assim que eu sair, chama os seguranças da casa, prende o meu filho e leva-o pela cidade algemado.
Sadece oğlumu tanıma şansı istiyorum.
Só quero a hipótese de conhecer o meu filho.
Ben oğlumu tanırım.
Conheço o meu filho.
Bol bol oğlumu ziyarete giderim.
Vejo bastantes vezes o meu filho.
Oğlumu tehdit etti.
Ele ameaçou o meu filho.
Olly'i, oğlumu arıyordum.
Estava à procura do Olly, o meu filho.
Neredeyse oğlumu öldürüyordum.
Quase matei o meu filho.
Oğlumu bul.
Encontra o meu filho.
Dağılmış olabilirim ama öz oğlumu vurmayacağım.
Posso ser fraco, mas não vou atirar no meu próprio filho.
Oğlumu bulmak için ne gerekiyorsa onu yapıyoruz.
Estamos a fazer o necessário para encontrar o meu filho.
Oğlumu kaybettim.
Perdi um filho.
Ve oğlumu bulmamız da büyük bir ihtimal.
E muitas hipóteses de encontrarmos o meu filho.
Oğlumu bul onu bana getir.
Encontra o meu filho. E traga-o para casa... para mim.
Oğlumu bul ve onu bana getir.
Encontra o meu filho... E traga-o para casa... para mim.
Geldim çünkü oğlumu sekiz yıl içinde ilk kez dün gece bir videoda gördüm. Yabancı bir evde yalnız ve korkmuştu ve ona ne olduğunu bilmek istiyorum.
Estou aqui porque vi meu o filho pela primeira vez em 8 anos, num vídeo, ontem à noite, assustado e sozinho numa casa estranha, e quero saber o que aconteceu com ele.
- Ama beni görmesi için oğlumu buraya getirmelisiniz.
Mas têm de trazer o meu filho... para ver-me.
Bana oğlumu getirin, ben de bilmek istediklerinizi size anlatayım.
Tragam o meu filho para ver-me, e conto o que querem saber.
"Kendi kanımdan olan oğlumu görme hakkını kaybedeceğim."
Eu perco o direito de ver o meu filho, do meu próprio sangue.
Oğlumu istiyorum!
Onde está o meu filho? Quero...
Eğer dengesiz olduklarını düşünseydim, oğlumu onların yanında tutar mıydım?
Se os achasse instáveis, acha que deixava o meu filho com eles?
Ne korkudan ne de kanuna yardım adına sadece oğlumu öldüren adamın hayatına son vermek amacıyla öldürdüm.
Não foi por medo, não foi em auxílio da lei, mas sem outro objectivo além de acabar com a vida do homem que matou o meu filho.
David, oğlumu kendi torunu sanıyor.
O David pensa que o meu filho é seu neto.
Sadece cadi avlamak için degil, oglumu bir erkek yapmak için ayni zamanda.
Não apenas para caçar bruxas, mas também para tornar o meu filho num homem.
- Oğlumu çıkartın buradan.
- Ajudem o meu pai! - Por favor!
Oğlumu görmeye hakkım var.
Tenho o direito de ver o meu filho.
Bütün her şey bana karşı oğlumu kullanmanla başladı.
Não.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]