English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ P ] / Parası var

Parası var Çeviri Portekizce

911 parallel translation
Parası var mı?
"Ele tem algum dinheiro?"
Senden daha çok parası var diye dallamanın biri gelip Queenie'yi senden alıyor.
vais deixar que um tipo como esse roube-lhe isso porque tem dinheiro?
Merhaba. Galiba birilerinin sokağa atacak parası var.
Olha, alguém tem muito dinheiro, para o deitar fora.
Büyükbabanın bankada kaç parası var biliyor musun?
Sabes quanto dinheiro o meu avô tem no banco, em Santa Fé?
Sana babamın çok parası var...
Já disse que o meu pai tem mais dinheiro...
Belki de babasının o kadar çok parası var ki artık çocuğu istemiyor.
Talvez o pai tenha tanto dinheiro que já não queira o filho para nada.
İkinize de yetecek kadar parası var. On kişiye bile yeter.
Nesse aspecto, ela tem o bastante para dois, ou para dez.
Şimdi değirmenin ve Frank'in parası var. Hapisteki gibi bana gelmezsin.
Agora que tem a serração e o dinheiro do Frank, não virá ter comigo como o fez quando eu estava na cadeia.
Ne de olsa Lon ve ben yakında evleniyoruz ve parası var. Evleniyor musunuz?
depois de tudo, casaremos logo, e ele pode permitir vão se casar?
Ada, Rahibe Bessie'nin bol bol parası var.
Ada, a Irmä Bessie tem uma grande quantia de dinheiro.
İhtiyar Walrus burada, cebinde neredeyse bin dollar parası var.
O Walrus tem quase mil dólares na algibeira.
Parası var ve bu yüzden kızlara sahip oluyor.
Ele tem dinheiro, por isso conquista a rapariga.
Fonlarda tutulan yaklaşık 130 bin pound parası var, hepsi bu. Hoşçakalın Lady Bracknell.
Oh, cerca de £ 130,000 em bens, é tudo.
- Babanızın parası var mıymış?
Tinha dinheiro?
Hiçbir tartışmayı kazanmaz, her istediğimi yapar... ... ve bunu yapacak parası var.
Nunca ganha uma discussäo, faz tudo o que peço e tem dinheiro para o fazer.
Eşimin de kendi parası var.
A minha mulher tem dinheiro dela.
Parası var mı?
Tem o dinheiro?
Hem parası var, hem de güzel! Vay canına!
Não somente toda esta alface, mas há um lindo tomate também.
Ve paraya gelince, şey, Minnie'nin sakladığı parası var.
Quanto a dinheiro, a Minnie tem uns bens guardados.
Demiryolunun bunu ödeyecek parası var.
Porque o Caminho de Ferro tem dinheiro para pagar.
Jimmy'nin dünya kadar parası var.
O Jimmy tem todo o dinheiro que quiser.
Bugün parası var.
Ele hoje tem dinheiro para isso.
- Parası var mı?
- Tem dinheiro?
İyi ki o kadar parası var.
É bom que ele possa pagar.
- Onun benden daha mı çok parası var?
Tem mais dinheiro do que eu?
Kendi projelerini seçebiliyor. Senaryo onayından geçiyor. Onunla ne yapacağını bildiğinden daha fazla parası var...
Escreve, aprova o script, ganha mais do que pode gastar.
Çok parası var Stella.
Ela tem muito dinheiro, Stella.
çok parası var.
Tem muito dinheiro.
Freddie'nin bir cep dolusu parası var.
O Freddie tem a carteira cheia de dinheiro.
Daha çok parası var.
Temos aí muito dinheiro.
Onların daha çok parası var.
Têm mais dinheiro.
Martha'nın parası var çünkü Martha'nın babasının ikinci eşi Martha'nın annesi değil, annesi öldükten sonraki olan çok yaşlı bir kadındı siğilleri vardı, çok zengindi.
A Martha tem dinheiro porque a segunda mulher do pai da Martha,... não era a mãe da Martha... Quando a mãe dela morreu, havia uma senhora muito velha que tinha verrugas, que era muito rica.
Karının parası var mı?
Sua mulher, ela tem algum dinheiro?
Diyelim ki bu adamın sağa sola saçacak çok parası var.
Supõe que ele tem muito dinheiro para gastar.
Orada bir bölge var ki, zamanı ve parası olan birinin işe sarılmasını bekliyor.
Há ali uma secção a implorar que vá lá alguém... que tenha tempo e dinheiro para investir nela.
- Parası var.
- Pode pagar.
Bilet parasını bulmak için iki günümüz var.
Estamos a 4. Isso dá-nos dois dias para conseguir o dinheiro para as passagens.
Birinin parası, öbürünün arazileri var ve ikisinde de beyin yok.
E nenhum tem miolos.
Parası da var.
E também é bem abastado.
Senin para yollayacak kimsen yok ama onun var, yol parasını kız kardeşi ödedi.
Não tens ninguém que te mande dinheiro, mas os parentes dele mandaram-lhe algum.
Akıldan çok parası olan bir destekçisi var.
Ele tem uma mecenas que tem mais lata que dinheiro.
Parası hariç ben de olmayan nesi var?
Mas que tem ela a mais do que eu, a não ser dinheiro?
Bayan French'in parasının dağıtılmasında ne tür ayarlamalar yaptığı konusunda bilginiz var mıydı?
Estava ciente dos arranjos que a Sra. French fez para a transmissão dos seus bens?
2 dolar 85 sentim var. Amerikan parası.
Eu tenho 2 dólares e 85 cents, dinheiro americano!
Ama öncelikle iyi bir emeklilik parasına ihtiyacımız var.
Mas antes, queremos juntar um pé de meia.
Cebimde para var. İçtiğim şeyin parasını ödeyin.
Tenho dinheiro no bolso, paguem aí à patroa.
Şuna bir bak.. Ne kadar hoş, çekici, akıllı.. Her şeyi var da bir parası mı yok?
Podes ver que é bonita, inteligente, tem tudo no sítio.
Gücü, parası ve ailesi var.
Tem poder, riqueza e família.
- Hakkı var. - Ama parasını ödedim. 5000 liret.
- Mas paguei à mesma, 5 mil liras!
Dairenin parasını ödemek için o paraya ihtiyacımız var.
Necessitamos do dinheiro, para pagar o apartamento.
İddiaya varım parası da vardır.
Aposto que ela também tem dinheiro.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]