English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ S ] / Satın almak mı

Satın almak mı Çeviri Portekizce

203 parallel translation
- Satın almak mı?
- Comprá-la?
- Satın almak mı, Haşmetlim?
- Comprá-la, Vossa Eminência?
Evi satın almak mı istiyorsunuz? Evet, öyle.
- O senhor quer comprar a casa?
- Satın almak mı?
- Comprar?
Beni satın almak mı?
A minha parte?
Bu çocuk uçağı satın almak mı istiyor?
Este rapaz quer comprar o avião?
- Satın almak mı?
- Comprar-lhe o quê?
- Satın almak mı istiyorsunuz?
- Está interessado em comprar? - Possivelmente.
Burayı satın almak mı?
Tu ias comprar a Empire?
- Satın almak mı istiyorsun?
- São. Queres comprar um?
- Çorapları satın almak mı istiyorsunuz?
- Pode comprar as meias.
Onu satın almak mı istiyorsun?
Queres comprá-lo?
Şimdi, kaptanım siz savaş ganimeti bahanesiyle ona sahip olmak istiyorsunuz ancak bayanı satın almak zorundasınız.
Agora, meu capitão, como cobiça a propriedade conjunta, pode ficar com ela, desde que esteja disposto a comprá-la.
Satın almak mı?
Comprar?
Yani Bay Wilkison çiftliğini satın almak mı istiyor?
E eu fiquei ali parado.
Sanırım onu satın almak istemezsiniz?
- Howard!
Satın almak istediğin bir şey var mı? Silah? İçki?
Algumas armas?
Üniformaları değiş tokuş etmeyi anlarım. Ama bu tankı satın almak için deli olmalısın!
A troca dos uniformes até posso compreender mas para comprares este tanque, é porque és mesmo doido!
Meyhaneye iki herif geldi, malımı mülkümü satın almak istedi.
Uma dupla de garimpeiros vieram ao salão y me ofrecieron comprá-lo todo.
- Satın almak mı?
Comprar?
Pratik bir beceriniz olmadığı için, on iki adet laterna satın almak üzere arkadaşım bir bağışta bulundu.
Como vocês não têm habilidades práticas. Meu amigo fez uma doação pela compra de doze realejos.
Seni, kuşlarımı eğitip bakman için satın almak istiyorum.
Quero comprar-te para treinares e tratares das aves.
Tek yaptığım, birşeyler satın almak...
Farto-me de comprar coisas. Vou servir à mesa.
Samur postlarımızı satın almak için geldi.
Ele vem a Moscovo para comprar peles de zibelina.
Kilisemi satın mı almak istiyorsunuz?
Querem comprar a minha igreja?
Bir takım satın almak için görüşmeler yapmak üzereyim.
Estou quase a negociar a compra duma equipa.
Oysa İngiltere'deki eski evleri kapı kapı dolaşıp... tükenen stoklarımızı yenilemek için... birkaç kitap satın almak peşindeydim.
A verdade é que andei a percorrer o país, entrando e saindo de várias velhas mansões da Inglaterra, para tentar comprar alguns livros e aumentar o nosso escasso stock.
Yapmakla, satın almak arasında çok ince bir çizgi var. Tanrım!
Há uma ténue diferença entre fazer e comprar.
İlk bilgisayarımızı hatırlıyorum. Satın almak için ikimiz de bir şeylerden vazgeçmiş, fedakarlık yapmıştık.
Não confiou em nós para dizer que havia dinheiro no envelope.
Teyzem, Amerikalı bir koleksiyoncu için çok değerli bir minyatür takımı buldu. Adam, onları satın almak için buraya geliyor.
A minha tia adquiriu um valioso conjunto de miniaturas para um coleccionador americano que viajou até cá para as ver.
Ben Horne'un dili tutulmuş kızını geri almak için ödeyeceği parayla... piçin tüm malını satın alacağım.
Então Ben Horne terá que pagar para ter de volta a sua filha louca. Farei com que o bastardo perca o lugar.
Mahkeme dışında bizim amacımız mal satın almak.
Estamos na rua para comprar droga.
Hayır sana bir şey satmaya çalışmayacağım bunu satıcılara ve satın almak isteyenlere bıraktım.
Não, eu não lhe tentaria vender... Deixo isso aos vendedores e às pessoas que querem ter terrenos.
O yüzden eskiciden bunu satın almak zorunda kaldım.
Arranjei este numa loja de roupa usada.
Balıklarımızın hepsini al. Pazardan balık satın almak istiyorsun.
Os outros levam os nossos peixes e tu queres comprar o teu numa loja!
Müzik aleti alacağım. Saat satın almak ister misiniz?
Estou a tentar comprar material.
Bana gelince, makine tamircisiydim. Para biriktirince ilk yaptığım, ev satın almak oldu.
Eu era maquinista e, mal poupei o suficiente, meti-me a comprar uma casa.
Senaryo satın almak için yarım milyona ihtiyacım vardı.
Precisava de 500 mil dólares para comprar um argumento.
Burada çizgi roman satın almak için ne yapmak lazım?
Que devemos fazer para comprar banda desenhada aqui?
Arkadaşım Altovar az miktarda biyomimetik jel satın almak için buraya gelmiş. Acaba nerede bulabileceğini söyleyebilir misin? Diyelim ki, bir kaç yüz mililitre kadar.
O meu amigo Altovar quer comprar uma pequena quantidade de gel biomimético e pensei se podia dizer onde encontrar digamos... alguns decilitros.
Kadın istekli, zengin ve imbus cıvatalarımızı satın almak istiyor. Beklemek zorunda.
Ela está disposta, é rica e quer comprar as nossas peças de fixação.
- Dan'e Mutlu Hava satın almak için San Francisco'ya gidiyordum uğradım. Ne kadar?
Vou a San Francisco arranjar um Tempo giro ao Dan.
- Ciritleri satın almak için nakite ihtiyacım vardı.
Precisava de dinheiro para comprar as lanças.
- Sizce satın almak durumunda mıyım?
Acha que preciso mesmo de o comprar?
Sınavı için başka yardım satın almak isteyen var mı?
Mais alguém que queira comprar o exame?
Takım satın almak, takım yönetmekten farklıdır.
Comprar uma equipa é diferente de gerir uma equipa.
Bize bu kaseyi dükkanında satın almak isteyen çiftten bahseden hoş adamı hatırladın mı?
Lembra-se do homem da loja nos dizer que um casal quis comprá-la?
Bayan... Sadece bir şeyler satın almak için | buradayım.
- Minha senhora, só vim às compras.
Bayan... Sadece bir şeyler satın almak için buradayım.
Moça, só aqui vim fazer umas compras.
Sen istersen, arkadaşlarımı satıp parasını da sana hediye almak için kullanabilirim.
Vou vender os meus amigos e, com o dinheiro, compro-te prendas.
Bu lambayı satın almak zorundayım!
- Tenho de comprar o candeeiro!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]