English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ S ] / Saygı mı

Saygı mı Çeviri Portekizce

5,494 parallel translation
Aşağılık Batı tarafından yeterince küçük düşürüldük, açgözlülükleriyle vatanımıza saygısızlık ettiler.
Temos sido humilhados demasiado tempo pelo Ocidente imundo, a poluir a nossa casa com a sua ganância.
Geri döndüğünde babana saygılarımı sunduğuna emin ol.
Certifique-se que dá ao seu pai os meus cumprimentos quando regressar.
Saygı duymak lazım buna.
Temos que respeitar isso.
Bizim inanç şeklimiz sana yabancı geldiğinden bu saygısızlığını bağışlayacağım.
Como não conhece a nossa religião, irei perdoar-lhe o desrespeito.
Sanırım kendi oyununda üste çıkarak saygısını kazanabilirim.
Parece que terei de ganhar o seu respeito, ao vencê-lo no próprio jogo.
"Saygıdeğer çalışma arkadaşlarım."
" Caros estimados colegas,
İnsanların sana saygı duymasını mı istiyorsun?
Queres que comecem a respeitar-te?
Leo, emeğine gerçekten çok saygım var dostum.
Leo, admiro o esforço que fizeste nisso, mano.
Korengal'da saygı duyduğum belli başlı kişiler var mıydı?
Existem certos indivíduos em Korengal que eu respeito?
Ölülere olan saygımızdan dolayı gerisi, olduğu gibi aktarılmıştır.
POR RESPEITO ÀS VÍTIMAS, O RESTO É RELATADO FIELMENTE
Sana saygı duymadığımı düşünme.
Não quer dizer que não te respeito.
Bildiğim, hep senin sevgi ve saygı göstermeni isterdi. Umarım hak etmediği bir şeye razı olmaz. Çünkü ona değer verdiğini hiç söylemedin.
O que eu sei... é que ela sempre desejou o seu amor e respeito, e espero que ela não se contente com menos do que aquilo que merece, só porque nunca reconheceu o seu valor.
Evlilik denen kuruma da, bunu başarabilenlere de saygım sonsuz.
Tenho muito respeito pela grande instituição do casamento e por aqueles que conseguem fazê-lo.
Saygıdeğer konuğumuz Romalılar tarafından haksız yere çarmıha gerildi. Ben hanımım, ona bir Romalı asker miğferi sunuyorum.
Como o nosso estimado convidado foi injustamente crucificado pelos Romanos, eu, minha senhora, estou a conceder-lhe um elmo de soldado romano.
Çocuklarımıza evrenin ve hepimizin yaratıcısı olan Tanrı'nın onları ne kadar çok sevdiğini anlattığım ve senin bana saygısızca yargılayıcı tavırlarla bakacağın güne kadar. O yüzden bunu yok sayamam.
Até eu pensar em dizer aos nossos filhos o quanto eles são amados, pelo Criador do universo, que também os fez, e vejo-te a julgar-me, e não me esqueço disso.
Bir kadına ihtiyacımız var ve insanlar sana saygı duyuyor. - Seni seviyorlar.
Precisamos de uma mulher, e as pessoas respeitam-te.
Ölülere olan saygımızdan dolayı gerisi, olduğu gibi aktarılmıştır. Ve bu tüm hayvanlarda geçerli :
POR RESPEITO ÀS VÍTIMAS, O RESTO É RELATADO FIELMENTE
Bu yüzden ona saygımdan dolayı sana bir teklif yapacağım.
Por isso, em seu respeito, vou fazer-lhe uma oferta.
Ian'a yarın geleceğimi, saygılarımı sunduğumu söyledim. İyi misin?
Disse ao Ian que ia amanhã prestar as minhas homenagens.
Sorarım sana Watson, ne tür davasına saygısı olan bir terörist devletin kendi evliliğinde böylesine büyük bir rol oynamasına izin verir?
Eu pergunto-lhe Watson, que tipo de terrorista domestico ia deixar o governo desempenhar um papel tão importante no seu casamento?
Sanırım Mycroft sana hiç zarar vermemiş. Özeline saygı göstermeliyim.
Suponho que se o Mycroft não a magoou de nenhuma forma, eu devia respeitar a sua privacidade.
Kanla kazanılmış gücüne saygıyla itaat edecek ve emrini camiadaki diğerleriyle paylaşacağım.
Vou honrar e obedecer ao teu poder, conquistado com sangue e partilhar isso com o resto da congregação.
- Coulson'a saygım vardır.
- Eu respeito o Coulson.
Bana saygı duy kızım!
Foda-se, respeita-me!
Karşılıklı saygı! Hatırladın mı?
Respeito mútuo, lembras-te?
Hakkınıza saygımızdan, şehirdeki en iyi savunma avukatını getirdik.
Para honrar o vosso direito à defesa, trouxemos o melhor advogado da cidade.
Desteği için hala minnettarım, ona ailesine saygılarımı sunmak istiyorum.
Ainda me sinto grata pela ajuda dele e gostaria de manifestar o meu respeito a ele e à família.
Ben saygı değer bir simsarım.
Sou uma negociante respeitável.
Bunun farkındayım ve saygı duyuyorum.
Eu sei disso. E respeito isso.
Saygı duyuyorum. Sadece şimdiye kadar bunu dinlediğini hiç duymamıştım.
Respeito isso, só nunca te vi a ouvir antes.
Size saygım sonsuz Şef ama bu insanların bunu kendilerine yapmadığını nereden bileceğiz?
Pois é. Quero dizer, com todo o respeito, Comandante, como sabemos se estas pessoas não fizeram isto a elas próprias?
Baş otopsi uzmanıyım, bu yüzden saygıyla reddediyorum.
Sou a chefe da medicina legal, por isso, discordo, respeitosamente.
Sadece sınırlarım hakkında biraz saygılı olabilir misin?
Basta, por favor, respeitar os meus limites?
Hakikaten, saygıyı savaşta hayatını tehlikeye atan bir adamdan daha çok hak eden var mıdır ki?
É verdade. Tenho muito respeito por um homem que arriscou a sua vida em batalha.
Burada paylaştığımız anlar bakımından sırf çalışanı gibi değil kızı olarak saygılarımı sundum.
O tempo que partilhámos aqui, permitiu-me honrá-lo como filha, não apenas como funcionária.
Tom'un bizimle alakasız ilk arkadaşı ve buna saygı duymamız lazım.
É a primeira amiga do Tom, que nada tem a ver connosco e devemos respeitar isso.
Beyler, ortağımı tek parça halinde getirdiğiniz için size sonsuz saygı duyuyorum.
Cavalheiros, quero que saibam que têm a minha mais profunda gratidão por trazerem a minha parceira sã e salva para casa.
- Adım Niccolò Machiavelli. Saygıdeğer hukuk bilgini Bernardo'nun oğluyum.
O meu nome é Nico Maquiavel, filho do honrado jurista, Bernardo.
Bu, dik durarak çocuklarımın saygısını kazanmam için bir şans.
Posso recuperar o respeito dos meus filhos com dignidade.
Dünya'mızı inşa etmiş bütün erkek ve kadınlara bi çeşit saygı ödemek istedim.
Quis fazer uma espécie de homenagem a todos os homens e mulheres que construíram o mundo que habitamos.
Size saygım sonsuz, Teğmen, ama Juarez'de öldürüldüğü halde Jimmy Tecca'nın cesedini El Paso'da bulabilirdiniz.
Com todo o respeito, tenente, pode ter encontrado o corpo de Jimmy Tecca coberto de besouros aqui em El Paso, mas ele foi assassinado em Juarez.
Mahkemenin saygısızlık sonucunu iptal etmesi için talepte bulunacağım çünkü bu kadarı da yeter.
Estou a fazer uma moção sobre algo que o tribunal deixou em vago na sua consideração inicial de desrespeito porque já basta.
İşi büyütüp saygı duyulacak bir hale,... getirmek için yardım etme isteği konusunda epeyce uzun bir konuşma yaptı.
Ele fez um grande discurso sobre querer ajudar-te a construir um negócio respeitável.
Evet, karşılıklı saygımız vardır.
Sim. Respeitávamo-nos muito.
Yani saygıdan mı Cadılar Bayramı'nda gösteri yapmıyoruz?
Então... Não trabalhamos no Halloween por respeito?
Sana da söyleyeyim, ben de daha saygılıyım artık.
E digo-te, sou muito respeitado.
Ben yalnızca saygı duyduğum insanların hayatını zenginleştirme arayışındayım.
Pretendo apenas enriquecer a vida das pessoas que respeito.
Sence bu orospu çocukları kariyerime bakıp bana saygı dolu bir cenaze yaparlar mı?
Achas que aqueles filhos da mãe irão fazer um funeral com honras militares à minha carreira?
Kuzenim Jingim'e saygım sonsuz ancak bence Han şimdi hükmünü öne sürmeli.
Com todo o respeito pelo meu primo Jingim, o Khan deve agora afirmar o seu domínio.
Çin'in kültürüne ve geleneklerine saygı duyduğunuz tarafımızca biliniyor Prens.
O vosso respeito pelos costumes e cultura chineses são-nos familiares, Príncipe.
Hiç böyle bir durumla karşılaşmamıştım. Bu kadar saygısız ve amatörce bir yaklaşım hiç görmedim. Saygı hak edilir.
Nunca tinha presenciado este nível de desrespeito, e falta de profissionalismo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]