Sende mi Çeviri Portekizce
2,375 parallel translation
OxyContin'im sende mi?
- Tens o meu OxyContin?
Çabuk ol! Anahtar sende mi?
- Depressa, as chaves!
Nashville'deki işte kullandığın o kaleme benzeyen şey hala sende mi?
Ouve, ainda tens aquela coisa da caneta que usaste naquele trabalho em Nashville?
Parşömen hâlâ sende mi?
Ainda tens o pergaminho?
Parşömen sende mi?
Tens o pergaminho?
Lindsey sende mi acaba diye merak etmeye başladım.
Pergunto-me mesmo se terás a Lindsey.
Kontrol sende mi, değil mi?
O que... Você tem o controle ou não?
Yani ikinizden birinde feci şekilde ters giden bi şeyler var. Sorun sende mi Naomi? İşe yaramaz yumurtalıkların mı var?
Engravidámos diversas vezes, mas os óvulos não se fixam.
Sende mi listedesin?
Tambem tas em 3?
Elmaslar sende mi?
Já os tem?
Hey, Simpson, en iyi Savaş Topu kartları sende mi sanıyorsun?
Ei, Simpson, achas que tens todas as melhores cartas de "Battle Ball"?
Sende mi bana mani oluyorsun, yoksa hayatıma anlam mı katıyorsun?
Você é uma distração ou um chamado maior?
- Para hâlâ sende mi?
- Ainda tem o dinheiro?
Para sende mi?
Tem o dinheiro?
- Anahtarlar sende mi? Evet, eksik yok.
- Tens as chaves para fechar tudo?
- Olay sende mi yani?
- E você conhece alguma?
Sende mi kovulmak istiyorsun?
Também queres ser despedido?
Sende mi?
Têm-nas?
O Raphael için yine peşime düşecek. Sende mi?
- Vai-me perseguir por causa do Raphael.
- Hazine sende mi?
- O tesouro? Não estou a perceber.
Sende mi yoksa ben de mi buluşalım?
- Em sua casa, ou na minha?
Kulübün fotoğrafçısının verdiği kart hala sende mi?
Ainda tens o cartão do fotógrafo do clube? Claro. Espera.
- Şifre sende mi kanka?
- Tens o código, parceiro?
Liste sende mi? Bana lazım da.
Toma.
856 sende mi?
Tens o 856?
- Sende mi?
- Tens?
Diskler sende mi?
- Tuttle. Tem os discos?
Lester'ın ihtiyacı olan parça sende mi?
Agora, tem aquilo que o Lester precisava?
Ve sende o mektuplara çok fazla para harcamıştın, öyle değil mi?
E você pagou muito dinheiro por elas, não pagou?
Bir silaha, ama sende yok değil mi?
Precisa de uma arma, mas não tem uma, pois não?
Eğer işler yolunda gitmezse diye numaram sende var hala, değil mi Sam?
Mas se as coisas não resultarem, ainda tens o meu número, não é, Sam?
Sende mi?
É você que o tem?
Sonunda hiç sende olmadığını kabul ettin mi?
Vais admitir finalmente que nunca a tiveste?
Sende de mi "iktidarsız" olan var?
O que é isto? Estás também "impotente"?
- Birkaç günlüğüne sende kalabilir mi?
- Podes guardar isto por uns dias?
Dale, sorun sende değil mi? Senin kuş ötmüyor.
É por isso que aqui estamos, Lois.
Ama pasaportlarımız hala sende duruyor, değil mi?
Mas ainda tens os nossos passaportes, certo?
Pasaportların sende olduğuna eminsin, değil mi?
De certeza que tens os passaportes?
O sende mi kalacak?
Vais ficar com isso?
Pusula sende öyle değil mi?
Tu é que tens a bússola, certo?
- Değil. - Çakmak sende, değil mi Spencer?
Tens o isqueiro, não tens, Spencer?
- Sende de mi işe yaramadı?
Porquê? Você não estás a conseguir?
Sende kalabilir mi?
- Entregas isto? - Claro.
Sende hiçbir iyilik cezasız kalmıyor değil mi?
Para ti, nenhuma boa acção fica impune, pois não?
Ve buna kadar verme hakkı sende öyle mi?
E és tu quem determina isso?
Sende mi?
Já o tens?
Sende dışarıda bir helikopter gördün, değil mi?
Viste aquele helicóptero lá fora, certo?
Sende Sydney olmalısın, değil mi?
- Você deve ser Sydney, certo?
Sende benim düşündüğüm şeyi mi düşünüyorsun?
Sabe aquela sensação que está tendo?
- Sende mi? - Ne?
- O quê?
- Sende mi? - Ne bende mi?
Tem aquilo?