Senden mi Çeviri Portekizce
1,543 parallel translation
- Senden mi? Senden niye...
Porque faria...?
Ve bunu senden mi duyuyorum?
E eu fiquei a saber por ti!
- On dolarına, bunu yapmadı. - Senden mi?
- Aposto dez dólares como não.
Alex bu kadar zamandır senden mi kaçıyordu?
Este tempo todo, é de ti que o Alex tem estado a fugir?
Senden mi?
De ti?
- Senden mi uzak durayım? Yoksa Annie'den mi?
- Ficar longe de si... ou da Annie?
Burada senden mi bahsediyoruz?
Refere-se a si? Quando se justifica...?
İşler senden mi soruluyor zannettin?
Não ouviu as ordens do comandante?
Birisinin senden hoşlanmaması riskini asla alamazsın, değil mi?
Tu não podes arriscar que alguém não goste de ti, não é?
Pekala, sessiz oyunun eğlenceli olsa da, senden nefret ettiğimin farkındasın değil mi John?
Bem, divertido como o jogo do mudo é, tens consciência, John, de que eu te detesto, não é?
Senden nefret mi ediyordu?
Odiava-te?
Hodgins, Booth'un senden büyük olduğunu biliyorsun değil mi?
Hodgins, sabes que Booth é maior que tu, certo?
Senden ne mi istiyorum?
O que quero de ti?
- O, çok eğlenceli ve akıllı. - Dur biraz. Senden de mi akıllı?
Ele é muito engraçado, interessante, esperto...
Senden bunu söylemeni mi istedi?
Ele pediu-te que aparecesses e dissesses isso?
Birbirinizden mi ayrı kalıyorsunuz, yoksa o mu senden ayrı kalıyor?
Longe um do outro ou ele está a roubar-te espaço?
Senden mi kapmış?
- Por si?
- Beni mi? Gözünü senden ayıramadı.
Não conseguia deixar de olhar para ti.
Evet, şey, iyi deneme, tamam,... ama gerçekten bu kampanyaya senden daha fazla önem verdiğimi mi düşünüyorsun?
Boa tentativa. Achas mesmo que me importo mais com a campanha do que contigo?
Öyle mi yoksa siz senden beş dakika sonra gelmesi..... işini mi yapıyorsunuz?
- A sério? Ou vocês estão a fazer aquilo que fazem em que ela vem cinco minutos depois de ti, para eu não saber que vocês os dois...
Meslektaşlarının senden daha çok ilgi çekmesinden mi korkuyorsun?
Estás com medo que os teus colegas do CSI te roubem o lugar?
Gökyüzüne doğru uçuyoruz, öyle mi? - Senden sonra.
Está viajando pelos céus simpáticos, né?
Habercilerin olayları doğru şekilde ele almaları gerekmez mi? Çünkü kesinlikle ben senden ayrıldım.
Não é suposto os jornalistas confirmarem os factos?
Senden umut olmadığını anladığında, Bana gelecek. Gerçekten mi?
Quando ela vir que não te poderá ter, ela virá procurar-me.
Senden bana söylemeni istiyorum... İkiniz boyunuzu aşan işlere girmediniz, değil mi?
Quero que me diga que vocês dois não estão em perigo.
Senden kıyafetlerini çıkarmanı istedim mi?
Eu pedi para tirar a roupa?
O senden bile kolay yatağa atılır. Gerçekten mi?
Ela é muito mais fácil de levar para a cama do que tu.
Her zaman iyi davrandığın için mi senden hoşlanıyor?
Ele gosta que tu sejas tão boazinha a toda a hora?
Artık kimse senden nefret etmiyor, öyle değil mi?
Já ninguém está chateado contigo, certo?
Hiç kimsenin senden hoşlanmadığını biliyorsun, değil mi?
Sabes que ninguém gosta de ti, não sabes?
Senden nefret ediyor, öyle değil mi?
- Ela detesta-te, não detesta?
Sebastian'ın hiç senden bazı şeyler sakladığını hissettin mi?
Não sente às vezes que Sebastian está escondendo algo?
Tiffany Barnes. Senden tavsiye mektubu yazmanı istedi değil mi?
Ela quer que lhe escrevas uma carta de recomendação, certo?
Senden de bir sey saklanmiyor degil mi?
Não estás lá muito bem economicamente, pois não?
Senden gitmeni istedim, değil mi?
Eu pedi-te para ires, certo?
- Senden yardım istedim mi?
- Eu pedi alguma ajuda? - Sim!
Dalgamı ağzına almanı senden istememi mi istiyorsun?
Quer que eu queira que me chupe a pila?
- Fikir senden mi çıktı?
É ideia sua?
Kardeşine mi? O senden nefret ediyor.
Ele odeia-te.
Senden istediğim izin belgeleri konusuyla ilgilendin mi?
Viste aquelas licenças que te pedi?
Senden bir şey mi saklıyorum sence?
Pensas que te estou a esconder coisas? Que há algo que não te conto?
Senden daha iyi göründüğü için mi?
- Por ter melhor aspecto que tu?
Hayat ne garip, değil mi? Şimdi o senden daha ünlü.
Esquisito como as coisas se tornaram, ele é mais famoso que tu, agora.
Strauss, bana pislik atmak için senden yardım istedi değil mi?
Eu acho que a Strauss pediu para tu a ajudares a ferrar-me.
Onu senden gerçekten çalmadım, değil mi?
Não.
O nedenle mi senden gizliyordu? Hayır. Hayır.
Não.
Cho senden gözlerini alamadı, değil mi?
A Cho não conseguia tirar os olhos de ti, pois não?
Janice Avery senden öneri mi istedi?
Janice Avery pediu-te conselhos?
- Senden. - Benden mi?
De ti.
Sokaklarda yaşıyorsun diye senden utandığı için mi, yoksa...
Tem vergonha de si por viver na rua?
- Senden para istedim mi?
- Pedi-te dinheiro?