English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ S ] / Söyleyemem

Söyleyemem Çeviri Portekizce

6,201 parallel translation
Söyleyemem. Son bahanemde bir ayrılık dönemi atlatmaya çalışıyorum dedim.
A minha última foi que eu tinha acabado.
Bir ara çok iyi olduğumu söyleyemem.
Eu não fui o melhor, durante algum tempo.
Endişelenmediğimi söyleyemem, çünkü öyleyim.
Não posso dizer que não estou preocupado, porque estou.
Bunu kesin olarak söyleyemem, ama eğer annen onu sana tercih ettiyse bizi kötü göstermek için her türlü sebebi var demektir, ve zaten o zamandan beri bizi patololojik... yalancılar olarak gösteriyor... yani eğer sana kimin vurduğunu bulabilsek bile,
Não tenho a certeza, mas se a tua mãe o escolheu a ele em vez de ti, tinha todos os motivos para nos deixar ficar mal e somos apelidadas de mentirosas patológicas desde então. Mesmo que descobríssemos quem te bateu, ninguém acreditaria em nós.
Bu yüzden sana bunu söyleyemem.
É por isso que não te posso dizer.
Kaynağımın adını söyleyemem bu sebeple- -
- Não posso revelar as minhas fontes...
Gösterinin kalitesinden pek memnun kaldığımızı söyleyemem.
Bem, não posso dizer que ficamos muito impressionados com a qualidade da apresentação.
Fakat, aynı şeyi buradaki ofisinizdeki diğer herkes için söyleyemem.
Não posso dizer o mesmo dos outros do escritório.
- İşin komiği, sana söyleyemem.
Que engraçado. Não posso contar-te.
Ama hayatta mı ölü mü olacağını söyleyemem.
O que não posso dizer é se ele estará vivo ou morto.
- Bunu ben söyleyemem.
- Isso não lhe sei dizer.
Kadının yüzüne karşı yalan söyleyemem artık.
Não posso continuar a mentir-lhe na cara.
- Size zamanı söyleyemem, karım aradı.
- Não sei dier a que horas, a minha mulher ligou-me.
Söyleyemem
- a que horas.
Ondan hoşlanmadığımı söyleyemem. Bu iş sürekli uzadığı için.
Não é que não goste dele, mas este assunto tem-se arrastado.
Ağırlığın ne zaman değiştiğini söyleyemem.
Não sei dizer quanto é o peso.
Şuan bunu söyleyemem.
- De momento, não posso dizer.
- Öpmedim söyleyemem.
- Não sou fofoqueiro. - Por favor.
Söyleyemem.
Não te posso dizer.
Bunu tamamıyla doğru olduğunu söyleyemem.
Eu não dizia que seja verdade.
Olumlu bir şey söyleyemem.
Nada de bom.
Bir şey söyleyemem.
Não posso dizer nada.
Ben senin söylediklerini tam anlamıyla söyleyemem. Ben bir kadınım.
Não posso dizer o mesmo que tu.
- Ray'e söyleyemem.
- Não posso contar-Ihe.
- Ray'e söyleyemem.
- Não consigo contar-Ihe.
Size, müşterilerimle ilgili bir şey söyleyemem.
Não lhe posso contar nada sobre os meus clientes.
Seni gördüğüme şaşırdığımı söyleyemem.
Não posso dizer que estou surpresa em ver-te.
Ben bunu telefonda söyleyemem.
Não posso falar ao telefone.
Hak etmediğimi söyleyemem.
Não posso dizer que não mereci.
Sana bunu söyleyemem.
Não te posso dizer.
Sana bunları telefonda söyleyemem.
Não te posso contar pelo telefone.
Üçümüzün bir aile olmasını ne kadar çok istediğini biliyorum ben de istiyorum ama karşında durup yüzüne bakarak daha hissetmediğim bir şey hakkında sana yalan söyleyemem.
Eu sei o quanto queres que nós os três sejamos uma família. E eu também quero isso. Mas não posso mentir-te e dizer-te que sinto algo que não estou a sentir.
Ne olduğunu daha söyleyemem ama kayda değer bir şey...
Não posso dizer ainda o que é, mas... Acho que é significativo.
- Kimseye bir şey söyleyemem.
- Não falo de ninguém.
Üzgünüm ama Bay McCombs için uyguladığımız tedavi hakkında... -... hiçbir şey söyleyemem.
Lamento, mas não posso falar do tratamento que fornecemos, ao Sr. McCombs.
Sağlık sistemimizin gizli ve....... anlamsız kurallarından dolayı bulunduğum bazı durumları söyleyemem ama bir ya da iki bebek doğurtmuşluğum var.
Não posso falar em nomes, porque o nosso sistema de saúde contém regras imbecis sobre confidencialidade, mas... já fiz um ou dois partos.
Biliyorsun ki yaptığın şeyden memnun olduğumu ve buna göz yumacağımı söyleyemem ama... -... etkilendim.
Sabes, não posso dizer que fico feliz pelo que fizeste e... certamente que não o aprovaria... mas estou impressionado.
Şu anda Ay'a ne olacağını söyleyemem. Çünkü Ay'a ne olacağına daha karar verilmedi.
Neste instante, não sei o que acontece à Lua, porque, seja o que for, ainda não foi decidido.
Bunu sana söyleyemem.
Não te posso dizer isso.
Bak Mabel, her ne kadar istesemde ona söyleyemem.
Mabel, por muito que queira, eu não lhe posso contar.
İstibahrat gelene kadar bunu sana söyleyemem, biliyorsun.
Sabes que não podes contar-lhe até conseguirmos a informação.
Bir şey söyleyemem Leydi Hazretleri.
Não direi nada sobre isso, Sua Senhoria.
Mary'yi neden bırakamadığımı sana söyleyemem ancak... -... söylesem hak verirdin.
Não lhe posso dizer porque não posso deixar a Mary, mas... iria compreender se eu lhe dissesse.
Üzgünüm Julia ama nerede olduğunu söyleyemem.
Desculpe, Julia, mas não posso dizer-lhe onde está.
Yumurtanın yerini söyleyemem.
Não, não posso dizer-lhe onde está o ovo.
Babama benzeyip benzemediğimi söyleyemem, çünkü ben küçükken babamdan kurtulmuş.
Não te sei dizer se sou ou não como o meu pai, porque ela se divorciou dele era eu pequeno.
Ama söyleyemem.
Mas não posso.
Ona bunu söyleyemem.
Eu... não posso dizer-lhe isso.
Tabii. Şaşırdığımı söyleyemem.
Mentiria se dissesse que fiquei surpreendido.
Bundan keyif almayacağımı söyleyemem.
Está bem. Mas...
Söyleyemem.
Não posso contar-te.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]