English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ Y ] / Yolun sonu

Yolun sonu Çeviri Portekizce

330 parallel translation
Burası yolun sonu deme sakın.
Não me digas que chegamos ao fim da linha.
Yolun sonu ise mezarlıktır.
O cemitério.
JANSEN İÇİN YOLUN SONU
O FIM DO JANSEN
Batıya, güneşin battığı yere doğru. Bütün yaşlılar için yolun sonu.
Em direcção ao sol poente, que é o fim do caminho para todos os velhos.
Eski bir yolun sonu, bir yenisinin başı.
O fim de um velho caminho, o começo de um novo.
Eski bir yolun sonu ve yıldızlarla döşeli yeni bir tanesinin başı.
Sim, o fim de um caminho e o início de um novo, pavimentado a estrelas.
Sahel, YOLUN SONU 1984-1986
SAHEL, O HOMEM EM AGONIA 1984 - 1986
San Diego, yolun sonu.
BASE DOS FUZILEIROS NAVAIS San Diego, o fim da linha.
Burası benim için yolun sonu Wyatt.
É o limite para mim, Wyatt.
Orası yolun sonu.
Chegou-se ao fim.
... yolun sonu.
- É o que tu pensas.
Yolun sonu görünmüşken neden kendini ve adamları biraz gevşetmiyorsun?
Agora que estamos quase a chegar ao nosso destino... Por que não tenta ser mais brando consigo e com os seus homens?
"Sucy-en-Brie taş ocağı, yolun sonu."
Tens problemas, amiguinho!
Bu yolun sonu.
Talvez seja o fim da linha.
Yolun sonu.
Fim da linha.
Yolun sonu, Corey.
Fim da linha, Corey.
Yürüdüğün yolun sonu, cehenneme çıkıyor.
O destino daquilo para onde entraste é o inferno.
YOLUN SONU... 500 km hızla.
SEM SAÍDA... a 380 kmh.
- Yolun sonu!
- É o fim do caminho!
Benim için yolun sonu.
Para mim, é o fim de tudo.
Yolun sonu, evet.
Exactamente. O fim de tudo.
Yolun sonu Villega.
Fim da linha, Villega.
Bayanlar ve baylar, burası yolun sonu.
Senhoras e senhores, estamos no fim da linha.
Burası yolun sonu olabilir.
Pode ser o final do nosso caminho.
Şu muhafızlar içeri girdiğinde, "Tamam" dedim, " Yolun sonu.
Quando aqueles guardas entraram, pensei : É agora! É o fim que planeou para mim.
Bay Gant, sanırım bu bizim için yolun sonu.
Sr. Gant, acho que, para nós, é o fim do caminho.
Bu benim için yolun sonu, bir dahaki sefere kadar.
Para mim é o fim da linha, até poder ser-lhe útil, duma maneira ou outra.
Yolun sonu Teğmen.
Fim da linha, Tenente.
Ağır ol Riggins. Burası yolun sonu.
Mantenha a calma, Riggins.
Yolun sonu çocuklar.
Fim da linha, rapazes.
Bu yolun sonu.
Este é o fim da linha.
Yolun sonu, Hobbs.
É o fim da estrada, Hobbs.
Lanet, yolun sonu geldi.
Merda, aí está!
Burası yolun sonu.
Agora não tens saída.
Yolun sonu geldi oğlum.
Está no fim, meu filho.
- Bu yolun sonu.
- Já te disse que é um impasse.
Yolun sonu geldi.
Bem, eu acho que é o fim.
YOLUN SONU
FIM DA LINHA
Yolun sonu.
Fim da viagem.
Artık benim için yolun sonu görünmüştü. Yaklaştığını görebiliyordum.
Era o meu fim, não tinha dúvidas.
Yolun sonu, büyük tezgah.
A longo prazo, um grande golpe.
Yolun sonu, beyler.
Fim da linha, cavalheiros.
İşte, yolun sonu.
Bem... fim da estrada.
Bu yolun sonu.
é o fim.
- Yolun sonu, Herkül.
Fim da estrada, Hércules.
Yolun sonu.
Até ao fim da linha.
Önce seni yakaladığımdan emin olacağım sonra gidip Peck'i alacağız. Yolun sonu Smith.
É o fim da linha.
yolun ortasında vızıldama evresinde. Eğer hafta sonu çimlenmeye başlarsa n'olur diye merak ediyorum.
Vamos mas é todos dormir para que este dia de morte termine.
Hepimiz sonu aynı olan o yolun yolcusuyuz.
Viajamos todos na mesma estrada que nos leva ao mesmo destino.
Ve bütün bir kaçakçı nesil için bu artık yolun sonu demekti. Öncüler ve şovmenler yoktu artık.
Para fazer filmes era preciso ir para Londres, Paris, Madrid, Roma.
Burası yolun karanlık sonu.
É o teu beco escuro.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]