Yâni Çeviri Portekizce
215 parallel translation
Ve temennimiz de "Reich" a ( devlet ), yâni yuvamıza geri dönmektir!
" Nós queremos que a nossa Pátria seja um Império. * * ( Reich )
Bir deneseniz ne olur yâni.
Experimentem!
Ya da, beni onurlandıracaksanız, benim,... yâni Sigismund Markus'un üzerine oynayın,... ki kendisi henüz yeni vaftiz edildi.
Ou se quizesse dar-me essa grande honra, então sente-se comigo. Com Sigismund Markus. - Agora sou baptizado.
Yâni?
Bem...
Onlar da senin arkadaşın olabilirlerdi. Diğerleri, yâni, onlara izin verseydin.
Eles seriam teus amigos também os outros, quero dizer.
Ben de öyle. Yâni, annemler kafayla ilgili her sorunun fiziksel egzersizlerle geçebileceğine inanırdı.
Os meus pais achavam que os problemas mentais se resolviam com ginástica.
Yâni kırmızı bir fener olacak...
Quero dizer, uma lanterna vermelha.
- Buradan Alman gemileri geçiyor yâni koca bir tabur olabilir.
Há uma travessia de barco aqui, por isso até pode ser um batalhão.
Yâni, hikâye kitabındaki "De Noir" gibi mi?
Quer dizer os "De Noir" como na história do livro?
- Tamam, olur, bu durumda yâni, pekâla.
- Está bem, nesse caso, tudo bem.
Yâni, şimdi, sadece rahatla.
Então, por agora, relaxa.
Yâni...
- Bem...
Yâni...
Bem...
Yâni, anlaması için bir yılımız var.
Então temos um ano mais ou menos para ela perceber.
Tam bir dedektifsin yâni.
Mas que treta de guarda és tu?
Belki de bu "5 ½" uncu kurbandır. Yâni katil... Devam et.
Quem sabe esta seja a vítima do assassino número cinco e meio.
Yâni diyorsun ki, bir seri katilimiz olabilir.
Então, o que dizes é que podemos muito bem ter um assassino em série em mãos.
Kara büyü falan yapıyor. Büyü, yâni B ile...
Ele está dentro daquelas coisas de magia negra.
- Arkebüz, yâni tüfek.
Bacamarte.
Yâni, umarım ölmüştür.
- Bem, espero que esteja morto.
Yâni?
- E depois?
Yâni, bence telefonu açan her kimse, o gece oradaydı.
- Então, estava a pensar... Talvez quem fez a chamada tenha estado lá, viu o Billy...
Ne yâni, beni ucuz biri mi sanıyorsun?
Porquê, achas-me um caralho d'algum forreta?
İşin mantığı bu yâni.
É assim a dinâmica da situação.
Yâni, canlı müzik dinlemedim.
Música ao vivo, entendes?
Evet, bana da öyle derlerdi. Grup seks sırasında yâni.
Sim, foi isso que me disseram na orgia.
Biraz kafadan çatlaktır, yâni bir şey söylese bile kimse iplemez.
Seja como for, mesmo que bufasse, ele é um pouco chanfrado.
- Yâni gidiyorsun?
- Então, vai para lá?
Yâni...
Quero dizer...
- Yâni, burada bir süre oturabiliriz.
- Quer dizer, vamos ficar aqui muito tempo?
Yâni onlar...
Quer dizer, eles não vão simplesmente...
Aydınlıktır yâni.
É muito luminoso.
Ama hiç denk gelmediğinden. Ön yargılı değilim yâni.
Mas é por acaso, não tenho preconceitos.
- Yâni, düşündüm ki ona gerçekten romantik bir e-mail atsam.
Bem, pensei que em... escrever um email realmente... romântico
Bebek bakıyorum, yâni Cassidy de burada olacak.
Bem, estou de ama, por isso a Cassidy está aqui.
Bu yüzden model oluyorlar... yâni erkek model.
Bem, é por isso que eles foram para a moda... moda masculina.
Yâni... hiç kimse izlemeyecek demek istemedim.
Quero dizer... Não quis dizer ninguém vai ver.
Yâni, odalar rastgele değil ama belli bir düzene göre tekrar konumlanıyor.
As salas mudam, mas sempre em ordem, não aleatoriamente.
Yâni bu adama inanıyorsun?
Então acreditas nele?
Yâni insanları doğru söylemeye mi teşvik edeceğiz, kolay olmayacak.
- Temos que pedir as pessoas para começar a dizer a verdade? Boa sorte com isso.
Yâni Nathan Fillion'ın bir seksen boyuyla Serenity boyunca yürümesi için kırk üç adım gerekiyor, bu durumda uzay aracının altmış üç metre olduğunu anlıyorsun.
Tipo, como o Nathan Fillion, tem 1,89m de altura. Precisa de 43 passos para atravessar a Serenity, então sabes que a nave tem 62m de um lado ao outro.
Yâni özümüz, olduğumuz kişiden farklı diyorsun.
Está a dizer que aquilo de que somos feitos... É diferente daquilo que fazemos.
Tanımladığınız etkiler yâni, daha çok büyüye benziyor.
Os efeitos que descreve parecem mais tipo... Magia?
Kapıları yerinden çıkarmaya yeterli yâni.
É o suficiente para arrancar as dobradiças das portas.
Yâni alınmayın ama bir süredir yalınız başına Kütüphanecilik yapıyorum.
Quer dizer, sem ofensa, mas tenho feito esta coisa de Bibliotecário a solo desde algum tempo.
Yâni Oxford'tan. Bay James Worth.
Sr. James Worth.
Yâni gezginsiniz.
Então, um viajante.
Yâni beraber çalışmayı.
Trabalhar juntos?
Yâni, maceralarını seviyorum. Ben, Eve Baird'i seviyorum.
Quer dizer, amo as suas aventuras.
Yâni?
E depois?
Yâni burası mezarlık değil mi?
Então isto não é um cemitério tribal?
yani 12090
yanında 38
yanımda 72
yanımda kal 49
yanılmışım 190
yanılıyorsun 708
yanındayım 92
yanında kim var 24
yanındaki kim 31
yanıma gel 79
yanında 38
yanımda 72
yanımda kal 49
yanılmışım 190
yanılıyorsun 708
yanındayım 92
yanında kim var 24
yanındaki kim 31
yanıma gel 79
yanıyor 120
yanıyorsun 21
yanıldım 24
yanılmıyorsam 96
yani o 46
yanılıyorsunuz 182
yanılıyor 29
yanıldın 34
yanılmıyorum 35
yanında olacağım 35
yanıyorsun 21
yanıldım 24
yanılmıyorsam 96
yani o 46
yanılıyorsunuz 182
yanılıyor 29
yanıldın 34
yanılmıyorum 35
yanında olacağım 35
yanına geliyorum 25
yanıyorum 101
yani ben 120
yani biz 33
yanılıyorlar 22
yanında mı 21
yanılıyor muyum 134
yanıt yok 52
yanımdasın 16
yani bu 55
yanıyorum 101
yani ben 120
yani biz 33
yanılıyorlar 22
yanında mı 21
yanılıyor muyum 134
yanıt yok 52
yanımdasın 16
yani bu 55