English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ Z ] / Zamanlaman

Zamanlaman Çeviri Portekizce

516 parallel translation
Zamanlamanız harika.
Grupo? Isto parece uma revolução.
Zamanlaman çok iyi anne.
Bem, mesmo a tempo, Mamã.
Zamanlaman berbat ama içgüdülerin muhteşem.
Perdes as oportunidades, mas continuas a ter bom faro!
Zamanlamanın ötesinde olmasını sağlayın.
Acabaremos antes do tempo.
Kötü olan sen değilsin, zamanlaman.
Mau, não, mas tens um péssimo timing.
- Zamanlaman çok iyi.
- Bem, escolheste a melhor ocasião.
- Zamanlamanız harikaydı Bayan Elgin.
- Bom sentido de oportunidade.
Doğru bir şey yaptın, ama zamanlaman yanlış.
Fez bem, mas escolheu o momento errado. Tenho de sair já.
Zamanlaman bir harika Christian.
Tens um grande sentido de oportunidade.
Harika bir zamanlaman var.
Tiveste um grande sentido de oportunidade.
Zamanlaman kötü, Jim.
O seu sentido de oportunidade é péssimo, Jim.
- Zamanlamanız mükemmel, tebrikler.
Felicito-te pelo teu sentido da oportunidade.
Zamanlamanın doğru olduğundan emin değilim.
Não sei se é a altura certa.
Zamanlamanız mükemmel.
Mantém uma óptima comida.
Zamanlamanın doğru olduğunu düşünüyor.
Acredita que é o momento.
Solaklık zamanlamanı mahveder, anladın mı?
Um canhoto atrapalha tudo.s
Bence zamanlaman kötü, Adelaide.
Acho que escolheu uma péssima hora, Adelaide.
Zamanlaman harika.
Que grande sentido da oportunidade.
Zamanlaman gerçekten...
Não há dúvida de que escolheu um momento ideal para...
Beni sevmiyor musun? Zamanlamanı pek uygun bulmadım.
És tão doido como os tarados que estão aqui!
Zamanlaman çok kötü.
- O teu sentido de oportunidade é miserável.
Zamanlaman inanılmaz.
Não é muito conveniente.
Zamanlamanız mükemmel. Ama oyunculuğunuzu geliştirmelisiniz.
O seu "timing" é excelente... mas devia continuar a aperfeiçoar o seu acto.
Zamanlaman harika.
Bem, você chega sempre na hora certa.
Zamanlaman harika.
Você chegou na hora certa.
Zamanlaman mükemmel.
Bem calculado.
Zamanlaman kokuşmuş.
Tens um bom timing.
Gelmene sevindim ama zamanlaman çok kötü.
Escolheu um grande momento para entrar.
Barry, kötü bir zamanlaman var.
Porra Barry, tens um timing péssimo.
Bunun nedeni zamanlaman olabilir.
Pode ser o teu tempo de entrada.
- Zamanlamanızı takdir ediyorum bayan.
Aprecio a pontualidade, miss...?
- İtiraf etmeliyim, zamanlaman kötü.
- Reconheço que a altura é má.
Dinle, oğlum... Doğru yere geldin ama zamanlaman çok kötüydü.
Bem, puto, estavas no lugar certo na hora errada.
- Zamanlaman mükemmeldir hep.
- Como sempre, acertaste em cheio.
Annie Blackburn, mükemmel bir zamanlaman var.
Annie Blackburne, tens um senso de tempo quase perfeito.
Beyler, zamanlamanız kusursuz.
Cavalheiros, o "timing" de vocês é impecável.
Max, orada sevişiyorsan, zamanlaman cidden salakça.
Max, se estiveres a gozar, este é um momento realmente estúpido.
Mükemmel bir zamanlaman var.
Chegas-te na hora certa.
Zamanlamanın çok kötü olduğunu biliyorum ama ilk olarak benden duymanızı istedim.
Sei que o momento é péssimo, mas... Queria que o ouvissem de mim primeiro.
Zamanlamanı yap.
Leva o tempo que precisares.
Zamanlamanı yap ve şutunu at.
Leva o teu tempo e atira.
Zamanlaman kötü Moe.
Apanhaste-me numa altura muito má, Moe.
- Monroe, zamanlaman berbat.
Monroe, tens um mau sentido de oportunidade.
Zamanlaman pek iyi değil.
Agora não é boa altura.
Zamanlamanın kötü olduğu konusuna girmeyelim.
Apesar de teres um péssimo sentido de oportunidade.
Zamanlamanız neredeyse Kardasyalı.
É quase cardassiano na pontualidade.
Ama zamanlaman biraz hatalı, öyle değil mi?
Demonstra uma falta de empenho, Não achas?
Beyler, zamanlamanız harika.
- Senhores, chegaram mesmo a tempo.
Zamanlaman mahkeme saolunda bu kadar iyiyken gerçek yaşamda nasıl bu kadar kötü olabiliyor?
Como pode a tua noção de momento ser tão boa no tribunal e tão ruim na vida real?
Teğmen Kim. Çok iyi bir zamanlamanız var.
Alferes Kim, você tem um impecável senso de adaptação.
Zamanlamanızı ona göre yapın.
Nesse caso, o Coronel Gregory salta no domingo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]